23

532 66 56
                                    


Loki gök gürültüsünün sebep olduğu sese rağmen Tony'le Steve'in bağırarak konuşmasını duyunca gözlerini devirdi. Şu anda bunun hiç sırası değildi.

"Sanki fırtına bulutlarının üzerinde orkestra senfonisi veriliyor. Ama sadece vurmalı çalgılarla."

"Orkestra ve vurmalı çalgılar ne Tony?"

"Steve, sana söz veriyorum savaş bitince seni operaya götüreceğim. Orkestrayı orada görürsün."

"Senle bir yere geleceğimi nasıl düşünebilirsin? İşim bitince gideceğim."

"Steveee... Ne olursun savaş bitene kadar bana karşı duyduğun kızgınlık ya da kırgınlık her neyse yok etmeye çalış. Ben bunun için sana yardımcı olacağım sevgilim."

"Ben senin sevgilin falan değilim.
Kapa çeneni!"

"O zaman bebeğim ol."

"Ben bebek değilim. Yetişkinim!"

"Seninle çok işimiz var Steve, aşkım!"

"Kapa çeneni!"

"İkinizde kapatın çenenizi! Yeter be!"

Loki sinirle bağıran Natasha'ya baktı. Bu kızılda tam bir cadı havası vardı. Birbiriyle çekişen ikili susunca kızılın yüzünde bir gülümseme oluştu. Çocuklarını susturmuş anne edasıyla gemiyi ayakta tutmak için eşinin yanına gitti.

Fırtına durmak yerine daha çok kötüleşirken bunu durdurmak Loki'ye kalmıştı. Sağ avucunu öne doğru uzatıp açtığı anda parlak taş elinde oluştu. Gözlerini kapatarak derin bir nefes alıp verdi ve kararlı bir şekilde yeniden açtı. Havayı kontrol edeceği büyülü sözleri bağırarak söyledi. Gök gürültüsü eşliğinde sesi koca okyanusta yankılandı. (Tam şurada DC'den Aquaman bir ortaya çıksa ve 'Ne bağırıyorsun okyanuslarımda!' dese Loki 'Ağzının orta yerine çaktırtma. Kafanı çıkardığın suya geri sok! Sen bu hikâyenin kahramanı değilsin.' derdi sanırım. Kusura bakmayın bir anda aklıma geldi.) 😂

Önce gök gürültüsü kesildi. Ardından yağmur dindi ve kara bulutlar dağılarak güneşe izin verdi. Okyanus sakinleşmişti.

Loki avucunu kapatırken taş ortadan kayboldu. Başarmıştı. Sağ salim eve dönebilirlerse bunu Thor ile sevişerek kutlayacaktı. Zaten onu çok özlemişti. Hele zihninin içinde sesini duyunca daha kötü hissetmişti. Az önceki fırtınanın aynısı çektiği hasret yüzünden şimdi içinde harekete geçmişti. Ve onu dindirmenin tek yolu sevdiğine ulaşmaktı.

***

Steve fırtına sonrası tayfa tarafından kendisine verilmiş olan kuru kıyafetleri küçük kamarada üzerine giyerken bir anda kapı açıldı. Kimin geldiğini net bir şekilde hissettiği için ona aldırmadan çıplak olan üzerine de kıyafeti geçirip arkasına döndü.

"Ne istiyorsun?"

"Seni."dedi Tony omuz silkerek.

Steve gözlerini devirerek kapıya doğru yürüdü ama Tony önünden çekilmeyince sert bir şekilde bakarak bekledi. "Konuşmayacaksan önümden çekil. Sinirimi bozuyorsun."

Tony başını olumsuzca sallayıp ellerini onun yanaklarına koydu. Bu temas bir anlığına Steve'i ürpertti. Karşısındaki uzun zamandır beklediği hayatının aşkı, sonsuzlukta elini tutacağı eşiydi. Ama uzun zamandır beklemesine rağmen yıllarını çalmıştı.

Körelmiş hislerini takip ederek yanlış kişiye gitmişti. Rüyalarında verdiği onca işareti anlamadıysa başka ne yapabilirdi ki? Kimsenin eşi bunu bile yapmazdı. Genelde herşey kaderin işleyişine göre giderdi. Tony'nin işini kolaylaştırmak bile işe yaramamıştı.

Aslında tüm kızgınlığına ve kırgınlığına rağmen onun tarafından sevilmek istiyordu. Çünkü kendisi onu rüyalarında görerek âşık olmuştu. Geldiği zamanlar neler söyleyeceğini ve nasıl karşılaması gerektiğini uzunca düşünmüştü. Hatta 'Ona sevdiğimi nasıl hissettirebilirim?' diye kafa patlatmıştı.

Steve Tony'i uzaktan çok güzel sevmişti. Ama bunu belli etmek istemiyordu ve evet, savaş bitince hayatının aşkından vazgeçecekti. Bu yüzden kalbi ne kadar acısa da ondan uzak durmalıydı. Dokunuşu zaten yeterince acıtıyordu.

Ellerini tutup yanaklarından uzaklaştırdı. "Tony beni kazanmadan kaybettin sen. Lütfen uzak dur benden."

Tony kapıya sırtını dayayıp ona engel oldu. "Ne dersen de Steve aramızdaki bu güçlü çekimi reddedemeyeceksin. Savaş bittiğinde benim eşim olacaksın. Çünkü benim şu anda hissettiğim duygular seninde içini yakacak. Karşı koymak istemeyeceksin."

Steve buruk bir şekilde tebessüm etti. "Ben zaten içten içe yıllardır yanıyorum. Ateşim büyüdükçe büyüdü ve kalbimin her yerini sardı. Ama bekleyişim uzadıkça umudum kayboldu, ateşim artık fiziki bir acıya döndü. Merak etme ben bu duygularla savaşma konusunda deneyimliyim. Bana bir şey olmaz. Sen kendini düşün bence."

Bunu söyledikten sonra onu nazikçe kenara itip kamaradan çıktı ve Tony'i orada düşünceler içinde bıraktı.

***

Tony Steve'i ikna etmeyi başarsa iyi olacak yoksa onun için güzel bir son olmayacak. Bunu diyorum ama yazar olarak gidişatın bana bağlı olduğunu unutuyorum. Angst mı yapsam bu âşıkların sonunu?
Keh keh... 😂

DANCE WİTH THE DRAGON - (THORKİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin