Loki faytondan iner inmez etrafa gülücükler saçarak evlerine doğru koştu. Hayatını tamamen değiştiren bu evin yüreğindeki yeri farklıydı. Ayrıca birşeyi de kabullenmişti. Bu evde Londra'daki evde olduğundan daha rahat ve mutluydu.Thor hızla arkasından gelip onu bahçede yakaladı ve kahkaha atarak kendine çevirip sarıldı. "Sevgili eşim, sana aşkım ölümsüzdür."
Loki gülümseyerek kollarını onun beline sardı. Başı her zamanki huzur bulduğu yerine yerleşti. Kalbinin atışını ve nefesinin sesini dinledi. Bu iki kolun içinde kendini güvende ve mutlu hissediyordu. Söylediği sözler her seferinde altın harflerle yüreğine kazınıyordu.
"Eğer ölürsen arkandan gelirim. Fırsatım dahi olsa hayatta kalmak için bir saniye düşünmem. Ölümde bile seni izlerim sevgilim."
Bu cümlelerin anlamı Thor için çok önemliydi. Ama bunu ondan istemezdi. Ona ölümü bile yakıştıramıyordu. "Eğer böyle birşey olurda hayatta kalmak için fırsatın olursa... bir dakika bile düşünme, kaç git sevgilim. Ölmeni istemiyorum çünkü."
Loki hızla başını kaldırıp kaşlarını çatarak ona baktı. "Ben ölünce sen yıldızlara karışmaktan bahsediyorsun. Ama sen ölünce benim kaçmam gerekiyor öyle mi? Yok öyle yağma. Ölüme de birlikte yürüyeceğiz."
İlk defa sinir etmeyi başarmıştı. Onun duygu yüklü mavi bakışlarına aldırmaksızın göğsünden sertçe iterek kollarından ayrıldı ve ayaklarını yere vura vura eve girdi.
"Sinir bozucu ejderha! Yaşamı da ölümü de ben seçerim. Vücut benim değil mi?" Kendi kendine söylenerek odaya çıktı. Sakinleşmek için banyo yapmak çok iyi bir karar olurdu.
Thor onun tepkisine gülmüştü. Haklıydı elbette. Ve böyle güçlü bir sevgiyle kendisine bağlandığı için mutluydu da.
***
"Abi... Thor'a haber vermeliyim. Onlara da saldırıda bulunacaklar. Bundan eminim."
Stephen onu koltuğa geri oturttu. "Ben halledeceğim. Sen buradan çıkma. Wanda'yı da buraya getirdim. Ben yokken birşey olursa birbirinizi koruyun kardeşim. İkiniz de benim için değerlisiniz."
Tony üzgün bir şekilde başını önüne eğdi. Durdurulamaz bir savaşa girmek üzerelerdi. Ve bu savaşı başlattığı için kendini hiç affetmeyecekti. Irkına sorundan başka birşey getirmemişti.
"Tony... Kendini suçlaman birşeyi değiştirmez."
Tony'nin bakışları sertleşti. Başını kaldırıp ona baktı. Sinirlenmişti. "Sana kaç defa zihnime bakma dedim!"
Stephen onun aksine fazlasıyla sakindi. "Biz kardeşiz. Kan bağımız var. Bu bağ sayesinde tıpkı eşlerimiz gibi zihnen de birbirimizi duyarız. Bunu reddetme artık."
Tony ayağa kalkıp onu omuzlarından itti. "Zihnim benim özel alanım. Mecbur kalmadıkça girme!"
"Mecburdum. Delice birşey yapmandan korkuyorum Tony. Elinden gelse bir işe yarayacağını düşünüp kendini avcılara teslim ederek lime lime ettireceksin. Ama o zeki beynin bunun bir işe yaramayacağını bir türlü anlayamıyor."
Tony daha fazla konuşmak istemediği için hızla salondan dışarıya çıktı. Stephen canı sıkkın bir şekilde iç çekti. Kenarda bekleyen Jarvis'e baktı. "Kaç yaşına gelirse gelsin hâlâ asi. Yanlış birşey yapmasını engelle Jarvis. Seni çok seviyor. Ne dersen dinler."
Jarvis tebessüm etti. "Elimden geleni yaparım. İçiniz rahat olsun. Siz gidip diğer kadim ejderhaları geç olmadan uyarın. Ve lütfen dikkatli olun. Sizi de kaybederse o dayanamaz."
Stephen tebessüm etti ve sakince yürüyerek gitti.
***
"Loki... Bebeğim..."
Banyodan sonra yatakta yatmış dinlenirken Thor odaya gelmişti ve ses tonuna bakılırsa kendisini affettirmeye çalışacaktı.
Onu duymamazlığa gelerek arkasını döndü. Konuşmak istemiyordu. Arkasında hissettiği sıcaklık ve yataktaki ağırlık ile gözlerini kapadı. İri el belinin üzerinden geçip karnına doğru inerken bir iç çekti.
Sıcak ellerini, tenini, sesini, gülüşünü çok seviyordu. Ama onunla ilgili herşeyi bu kadar sevmek bazen korkmasına neden oluyordu.
"Sevgili eşim... Ömrümün yarısı... Hayatımın tek anlamı... Lütfen bana dön yüzünü. Gün boyunca aramızda ne geçmiş olursa olsun bana sırtını dönerek yatma. Göğsüme sin, kollarımı bedenine sarayım ve kokunla uykuya dalayım."
O bu tarz şeyler söylerken kızgın kalmakta zorlanıyordu.
"Benden uzak olursan gecelerim yıldızsız kalır. Karanlıkta boğulur, acı çekerim."
'Ağzı iyi laf yapıyor.'
Loki yavaşça ona doğru döndü ve tam istediği gibi göğsüne doğru sindi. Zaten o da böyle uyumaya alışmıştı. Başka türlü uyku tutmazdı.
Thor koluyla onu iyice kendine çekip burnunu gece kadar kara saçlara gömdü. Kokusuyla huzur buldu. Gözlerini kapatırken zihninin gerisinde yankılanan sesle birlikte hızla geri açtı.
"Eric ve Charles öldürüldü... Taşın biri avcıların elinde. Savaş başladı. Dikkatli olun."
Stephen'ın sesini duyduğu anda tüm vücudu gerildi. Hem en yakın dostlarının ikisini kaybetmişti. Hem de avcıların elindeki taşın riski yüzünden endişelenmeye başlamıştı. Şimdi kadim ejderhaları avlamak onlar için daha kolaydı işte.
🔥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANCE WİTH THE DRAGON - (THORKİ)
Fanfictionİnsanları kandırmayı ne kadar sevse de onların davranışlarından sıkılan Loki kaldığı kasabayı terk eder. Sadece sahip olduğu, asla vazgeçemediği atı ile yola çıkan Loki hava karardığında ve sağanak bir yağmura yakalandığında ilerlemekte olduğu orman...