12

800 88 74
                                    


Londra'da ki zamanı çok güzel geçmekte olan Loki'nin mutluluğu Thor'un kalbine sıcak duyguların dolmasına sebep oluyordu. Ama aynı zamanda içindeki endişe kendisini yiyip bitiriyordu. Babası gibi sevdiğini kaybetmek istemiyordu. Ve bu insan kalabalığında herşey olabilirdi.

Silindir şapkasını biraz daha öne çekip yanında yürüyen Loki'nin beline doğru elini uzattı. Korumacı bir tavırla tüm duyularını açık tuttu. Hayatının eşi en neşeli anlarını geçirirken biraz dikkati dağılmış bir hâlde yürüyordu ve bu da Thor'u korkutuyordu. Ona büyü ve dövüş öğretti ama yine de avcıların neler yapacağını bilmediği için karşı koyup koyamayacağından emin değildi. Ellerinde çok farklı silahlar, savaşçılar ve zekice yapılmış planlar vardı.

Tony yanlarından ayrılıp evine gitmeden önce ona kulağına gelen bir bilgiden söz etmişti. Avcılar bir süredir sessizdi ve bu onların bir plan üstünde yoğunlaştıklarını gösteriyordu. Saldırmaya hazırlanıyorlardı. Bu yüzden diğer kadim ejderhaları toplamak ve uyarmak için Tony yola çıkmıştı. Güvende olmaları için şimdi Loki'yi ikna etmek kalmıştı. Ona tehlikeden bahsedip endişelendirmek istemiyordu. Bu yüzden dolaylı yollara baş vurmalıydı.

"Bebeğim... Sence de bu kadar alışveriş ve dolaşma yetmez mi? Londra'dan ayrılıp alıştığımız o ortama geri dönsek olmaz mı?"

Loki ona dönerken kaşlarını çattı. "Neden? Ben hâlimden memnunum."

Thor gülümsemeye çalıştı. "Biliyorum sevgilim ama bu kadar açıkta olmak tehlikeli. Son Londra olayını unuttun mu? Neredeyse seni kaybedecektim."

Hiç unutur muydu? İnanılmaz bir acı duymuştu. O zaman ki çaresizliğine ve acizliğine içinden küfür etti. "Seni anlıyorum Thor ama bu sefer hazırlıklıyım. Gelsinlerde yeni beni görsünler."

"Biliyorum Loki ama endişelenmeden yapamıyorum."

Faytonun önüne geldikleri için bir süre cevap vermeyen Loki onunla birlikte araca binince kucağına oturdu. Fayton hareket ederken Thor da kollarını onun beline sardı.

"Benim için bu kadar çok endişelenmen o kadar çok hoşuma gidiyor ki sana anlatamam. Thor ben bugüne kadar kimsesizdim. Kimse beni düşünmedi. Ama sen... sen bana hissetmediğim o sevgiyi ve şefkati verdin. Kanatlarının altına aldın. Herşey için sana minnettarım. Beni sevdiğin için de çok şanslıyım. Söz veriyorum her zaman yanında olacağım. Yaşamda ve ölümde elinden tutacağım."

Thor gülümseyerek onun alnına bir öpücük kondurdu ve daha sonra dudaklarına indi. Hafifçe sürtüp geri çekildi. "Yaşamda ve ölümde hep el ele olacağız sevgili eşim."

Bunu duymak onun yeşil gözlerinin parlamasını sağlamıştı. Başını omzuna yerleştirip gülümseyerek gözlerini kapadı. Onun kollarının arasında hep huzur vardı.

***

"Stephen! Neler oluyor?"

Dönüp kardeşinin endişeli yüzüne baktığında buruk bir şekilde gülümsedi. "Tony... Eric... Onu öldürdüler. Kadim ejderleri toplamak için geç kaldık."

Tony'nin gözleri büyüdü. O yaşlı ateş ejderini çok severdi. Kaç defa ondan yaşanmış hikayeler dinlemişti. "E-Eşi Charles peki? O-O iyi mi?"

Stephen başını önüne eğdi. "Eric onu korumak için önüne atlamış. Özel yapım bir mızrak onu öldürdükten hemen sonra umutsuzluk içinde yere çöken Charles'a da acımamışlar."

Tony bunu duymayı beklememişti. Ölümler durmuyordu. Hepsi onun yüzündendi. "Peki taş?"

"Altı taştan biri artık avcıların elinde. Gücünü akıllıca kullanırlarsa bizi daha kolay avlayacaklar."

Buna daha fazla dayanamazdı. "Abi... Beni bırakın. Gidip onlara teslim olayım. O zaman belki bu ölümlerde son bulur-"

O anda yüzüne sert bir tokat yedi. Yüzü şiddetle sağa doğru dönmüştü. Gözlerinden akan yaşlara aldırmadı. Onu bu hâlde gören Stephen hızlıca göğsüne çekip ona sarıldı. Saçlarını okşayarak konuşmaya başladı.

"Tony üzgünüm... Bu savaşı sen başlattın ama bitmeyecek. Kendini feda etsende onlar durmayacak. Bizim soyumuz tükenmeden onları hiç birşey durdurmaz. Yapabileceğimiz en iyi şey direnmek."

Yüzünü onun omzuna gömerek ağladı. Uzun zamandır kendini hiç bu kadar yorgun ve çaresiz hissetmemişti. "Bende üzgünüm abi. Seni dinleyip onu bırakmalıydım. Asiliğim neye sebep oldu."

"Şşş... Herkes hata yapar. Daha fazla kendini suçlama. Şimdi toplanıp plan yapma vakti. Savaş istiyorlarsa alacaklar hem de en şiddetli hâliyle."

Abisinin kolları arasında sakinleşmeye çalışan Tony yemin etti. Artık kendini suçlamayacaktı ve ölmüş olan ejderhalarla onların eşlerinin intikamlarını almak için elinden ne gelirse yapacaktı. Acımasız ve duygusuz bir katil gibi davranacaktı.

***

Avcılar çok ileri gitti. Yakında bir savaş olacak.

🔥

DANCE WİTH THE DRAGON - (THORKİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin