Başlamadan küçük bir tüyo, 31. bölümün sonunda baskın karakter ile ilgili sorduğum sorunun cevabını veren çoğunluğun isteği oldu.Bölümde +18'li sahnemiz bulunmaktadır.
***
Tony kolları arasında ağlaya ağlaya uyuyan ruh eşinden gözlerini ayırmadan izledi. Tüm sorunlar çözülmüş olsa da Steve'in değer verdiği birini kaybetmesi onun için yıkıcı olmuştu. Onu toparlaması kendisine kalmıştı.
"Tony... Rüya değildi değil mi? O öldü."
Dudaklarını Steve'in alnında dolaştıran Tony cevap verdi. "Evet. Bunun için üzgünüm Steve. Ama Loki-"
"Loki'yi suçlamıyorum. Elindeki taşın gücünü kullanarak bize yardımcı olmak istedi. Bu büyük gücün kurtarıcı olduğu kadar yıkıcı etkileri olduğunu bilemezdi. Yarın onunla konuşacağım. Eminim kendini suçlayıp duracaktır."
Merhametli yüreği olan sevdiği bir kez daha Tony'nin yüreğini çarptırmıştı. "Sen mükemmel birisin ruh eşim, hayatımın anlamı."
Berbat bir günün ardından banyo, uyku ve şimdi de sevdiği adamın neşeli sesi gerçekten iyi gelmişti. Gülümsemesini sağlamıştı.
Zihninin gerisine ittiği kızgınlık su yüzeyine çıkana kadardı tâbi. Tony'nin rüyaları umursamayıp çok geç gelişi yeniden öne sürülebilecek bir konuydu.
Kaşlarını çattı ve hızla doğrularak onun kolları arasından sıyrıldı. "Sana kızgınım Tony."
Bir anda ne olduğunu anlamayan Tony gözlerini kırpıştırdı. "Ne halt ettim yine?"
Cidden mi? Ne yaptığını çok hızlı unutmuştu.
Pekâlâ. Şefkatli yönünü bir süre kapatıp kızgın ejderha tarafını serbest bırakma vakti geldi de geçiyor.
Ayağa kalkıp soyunmaya başlarken hırçın bakışlarını onun üzerinde tutuyordu. Bir ara Tony'nin adem elmasının yutkunmasıyla birlikte aşağı yukarı hareket ettiğini gördü.
"Kıyafetlerini çıkar Tony. Hemen!"
Sert çıkan ses tonu mu, yoksa bu duruma zaten dünden razı olduğu için miydi bilinmez ama Tony hızla ayağa kalkmış kıyafetlerinden kurtulmaya başlamıştı.
"Steve sonunda bedenlerimiz tek vücut olacak değil mi?"
"Bedenlerimiz ve ruhlarımız..."
İkisi de çıplak kaldığında Steve Tony'i elinden tuttuğu gibi yatağa itti. Onun vücudu sereserpe yataktayken hızla üzerine yerleşti.
"Beni hemen bulmamanın, uzun süre bekletmenin cezasını bugün çekeceksin Tony."
"Çekeceğim tek şey benim ufaklık olsa?"
Steve sırıtarak onun kulağının üzerine doğru fısıldadı. "Ufaklığa dokunmak yok ve ayrıca sabah uyandığında çekeceğin tek şey götünün üzerine oturamamanın verdiği acı olacak."
Tony'nin vücudu arzuyla titredi. Şu söylediği sözler bile sertleşmesini sağlamıştı. Ne tür ceza olursa olsun razıydı.
Steve onun bacaklarını aralayıp kendini ona sürtmeye başlarken bir anda boynundan ısırdı. Kanatacak kadar olmasa da iz bırakacak kadardı.
Tony inleyerek derin nefes alıp verdi. İçinden bir ses bu geceyi tek bir ısırıkla tamamlayamayacağını söylüyordu. "İstersen ye beni Steve. Her tür cezan benim mutluluğum."
Steve dudaklarını ve dilini gezdirerek göğüs ucuna indi ve oraya da bir ısırık izi bıraktı. "Bugün sonuna kadar tadını çıkaracağım sevgilim."
Tony sertçe onun başına ellerini koyup kendisine doğru bastırdı. Isırıklardan bu kadar zevk alacağını düşünmezdi.
Steve karnına doğru inip orada da küçük diş izleri bıraktı. Her seferinde Tony'den daha derin inlemeler kazanıyordu.
Bacaklarının arasına kadar indiğinde kalçalarından itip o kısımları ve daha sonra kasık bölgesini ısırdı.
"Steve! Bu ceza değil! Mükemmel hissettiriyor!"
Deliğinin üzerine bir öpücük kondurup tükürdü ve işaret parmağını beklemeden içine soktu. Tony yine inledi. Steve biraz hızlı gibiydi sanki.
Yanına bir parmağını daha soktu ve kalça içlerini öperken aynı anda parmaklarını sokup çıkardı. Tony Steve'in başına bastırıyor, daha çok öpülmeyi ya da ısırılmayı talep ediyordu.
Steve onun erekte olmuş organını boydan boya yalayıp geri çekildi. Parmaklarını çıkarıp kendi büyümüş sertliğini yanaştırdı ve içine itti. Belki hâlâ biraz dardı ama girmeyi başarmıştı. Asıl ceza şimdi başlıyordu.
Sonuna kadar içine dalarken Tony'nin ağzından bir çığlık koptu. Keskin acı öyle hızlı gelmişti ki gözleri yaşarmıştı. Steve'in ağzından çıkan kelimeleri gerçekleştireceği kesindi. Yarın oturacak bir poposu olmacağından da korkuyordu.
"Çok büyük!"
Steve kendini çekip yeniden sertçe vurdu. "Benim gibi iri bir ejderhanın küçük penisi olmasını beklemiyordun sanırım." Ve yeniden geri çıkıp vurdu.
Tony kollarını onun boynuna dolayıp dudaklarına yapıştı. Belki öpüşerek odak noktasını değiştirirse acıyı biraz azaltabilirdi. Steve vahşice onun dudaklarını emip ısırıyor ve gerçekten aklını farklı bir noktayla oyalıyordu.
İçine giriş çıkışları hızlanırken bir anda değdiği noktayla acı hissi zevkle yer değiştirdi.
"Steve... Buldun onu!"
Onun bu deyişiyle Steve tam o özel noktaya tekrar tekrar vurdu. Hızını kesmeden onunla birlikte zirveye çıktı.
Birbirlerine sıkıca sarılmış hâlde ikisi de boşaldı. Bedenleri bütünleşirken ruhları arasında kopmayacak bir bağ oluşmuştu.
Steve nefes nefese içinden çıkıp dizleri üzerinde ona baktı. "İyi misin?"
Yarı baygın bir şekilde yatan Tony baş parmağıyla olumlu işareti yaptı. Konuşacak hâli bile yoktu. Bu hâlini görmek Steve'i güldürmüştü.
"Dersini almışsındır artık. Şimdi banyoya."
Onu kucakladığı gibi banyoya yürüdü. Banyo yapıp uyumaya ikisinin de ihtiyacı vardı. Geriye kalan herşeyi yarın düşünürlerdi.
***
Steve'in Tony'e verdiği ceza bu oldu. Öyle bdsm tarzı bir şey beklemediniz umarım. Neyse.
🔥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANCE WİTH THE DRAGON - (THORKİ)
Fanfictionİnsanları kandırmayı ne kadar sevse de onların davranışlarından sıkılan Loki kaldığı kasabayı terk eder. Sadece sahip olduğu, asla vazgeçemediği atı ile yola çıkan Loki hava karardığında ve sağanak bir yağmura yakalandığında ilerlemekte olduğu orman...