7

1.1K 107 97
                                    


Loki uykusunda yan döndü ve sıcak bedene doğru sokuldu. Başını yasladığı yere yanağını hafifçe sürtüp tebessüm ederek hissettiği huzurla uykusuna devam etmek istedi. Ama saçlarında dolaşan güçlü parmakların etkisiyle gözlerini araladı. Thor'un çıplak göğsünde yatıyordu. Hangi ara sevişmişlerdi?

"Loki uyandın mı sevgilim?"

Yerinde hafifçe doğrulan Loki onun yüzüne baktı. Kırmızı renkteki yastığın üzerinde yayılmış uzun sarı saçlarıyla ve sevgiyle bakan mavi gözleriyle kesinlikle büyüleyiciydi.

Yüzüne çapkın bir sırıtış yerleştirip elini onun kaslı göğsünde gezdirdi. "Günaydın sevgilim." Dudaklarını onun dudaklarına hafifçe dokundurup çekti. "Dün iyileşmemin ardından hemen seviştik mi?"

Thor güldü. "Bana suç bulma sakın. Dudaklarıma bir yapıştın beni bırakmadın. Öyle şehvet doluydun ki bende sana ayak uydurdum."

Loki, elini onun göğsünden daha aşağılara doğru yavaşça kaydırırken alt dudağını dişledi. Bu adamın esmer teni öpmesi için âdeta dile gelmişti. Thor'un elini yanağında hissedince bakışlarını onun yüzüne doğru kaldırdı. "Thor... Senin kaslarını öpmek istiyorum."

"Loki eşimsin. Bana istediğini yapabilirsin. Ama yeter ki bir daha evden yalnız çıkma. Söyle istediğin yere seni ben götüreyim."

Bir anda onun uyluklarının üzerine oturan Loki gülümsedi. "Bana verdiğin şu taş... Ne işe yarıyor?"

"Tesseract... O çok güçlü bir taştır. Onun gibi özel başka taşlarda vardır. Her biri benim gibi eski ırklar tarafından muhafaza ediliyor."

Loki eğildi ve onun yanağında dudaklarını gezdirdi. "Bu kadar değerli bir taşı neden bana verdin? Kendine yeni bir eş elbet-"

Thor onu öperek susturdu. Devamını getirmesini istemedi çünkü bir eş daha olmayacaktı. Neredeyse ölümsüz olan bu hayatı boyunca istediği tek eş Loki'ydi.

"Sadece sen... Başkası olmayacak Loki..."

Yeşil gözlerini onun gözlerinden ayırmadı. Oradaki içten gelen sevgiyi ve samimiyeti gördü. Böylesine adanmış bir sevgi elinin tersiyle itilecek kadar değersiz değildi. Kazandığı şeylerle kaçma durumu vardı ama artık bunu yapmaya o kadar da hevesli değildi.

"Peki bahsettiğin şu eski ırk... Tam olarak ne? Sen nesin Thor?"

Thor ellerini onun çıplak bacaklarına koyup yavaşça okşadı. "Artık insan değilsin Loki. Bunu sende bulabilirsin."

"Pekâlâ. Oyun oynamayı severim koca oğlan. Öncelikle senden yayılan büyük bir güç hissediyorum. Öyle büyük ki sana dokunduğum her anda parmak uçlarım karıncalanıyor."

"Sezgilerin güzel ilerliyor. Devam et."

Loki, poposunun altında sertleşmeye başlayan uzvu hissedince kendini ileri geri sürttü. "Büyücü müsün?"

"Hayır..."

"Vampir ya da kurt adam?"

"Mmm... Hayır..."

"Lânetli bir canlı?"

"Loki... Dalga geçmeyi bırak. Bence çoktan cevabı buldun. Ben neyim söyle hadi."

"Sen bir ejderhasın..."

Thor onu yatağa düşürerek bir anda altına aldı. "Evet. İşte buldun sevgilim."

Loki bacaklarını onun beline sardı. "Bunu anlamak için özel güçlere ihtiyacım yoktu. Evin ve bahçenin her yerinde ejderha simgesi vardı."

"Ne kadar zeki olduğunu biliyorum Loki. Senin bu yönünü seviyorum. Aslında seninle ilgili herşeyi seviyorum. Geceler gibi kara olan saç tellerini bile."

Loki onu kendisine çekerken "Seninle bir ömür o kadar da kötü görünmedi gözüme. Tâbi her an avcılar tarafından öldürülme riskini saymazsak."dedi.

Alt bölgesini ona iyice bastıran Thor "Artık kendini koruyabilirsin Loki. Taşın sayesinde kazandığın büyü yeteneklerini kullanmayı sana öğreteceğim."dedi.

Loki inledi. Bir an önce onunla bir bütün olmalıydı. "Bende mi ölümsüzüm?"

"Öldürülebilirsin ama bir insan ömründen kat kat daha fazlasına sahipsin."

"Hizmetçiler peki?"

"Heykeller Loki. Onlar hizmetçiler. O yüzden bu kadar çoklar. Sen ne olduğunu anlamadan bulundukları yerdeki işleri bitiriyorlar. Buraya gizlice girmeye çalışanların sonsuzluğa uzanan akıbeti. Babam onları lânetledi. Ve bu lânet asla bozulmayacak."

Daha fazla soru sormak istemeyen Loki onun dudaklarına kapandı. Devamını sonrada dinleyebilirdi.

***

Tony, koltukta oturmuş bir kadeh dolusu şarabını içerken içeriye hışımla giren kırmızı pelerinli adam ona baktı. "Jarvis haber verdi. Saatlerdir şu lânet şeyi içiyormuşsun Tony."

"Suçluluk duygusu ve pişmanlığı yatıştırmanın tek yolu bu Stephen."

Saçlarının yan taraflarına beyazlık çökmüş adam iç çekerek ona baktı. "Tony... Kardeşim... Annemizle babamız ölürken seni bana emanet ettiler. Lütfen böyle yapma. Seni böyle görmek kalbimi kırıyor."

"Hadi ya. Senin bir kalbin olduğunu bilmiyordum."

"Var. Bunu unuttuğun için sözlerin her seferinde kırıyor."

Yanına yürüyüp koltuğun kenarına oturdu ve onun başını göğsüne doğru çekti. "Her zaman zor anında yanında olacağım ufaklık."

Abisinin arada bir uğrayıp sevgi göstermesi ve konuşmaları içini rahatlatıyor ve pişmanlığını unutmasına yardımcı oluyordu. Tâbi geçici bir süreyle.

🔥

DANCE WİTH THE DRAGON - (THORKİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin