"Tony! Biraz yavaşla!""Çok yoğun bir duygu bu! Ben yavaşlamak istemiyorum! Bir an önce çekimini hissettiğim yere gitmeliyim Loki! Daha önce böyle bir şey hissetmemiştim."
Neden kendisinin hisleri bir anda körelmişti de sadece o çekiliyordu? Yoksa bu bir tuzak mıydı?
"Tony lütfen!"
Onun hafif acıklı çıkan ses tonu Tony'nin yavaşlamasına neden oldu. Aslında elinden gelse ejderha formuna girip uçabilirdi bile ama Loki'yi geride bırakmak istemiyordu. Bu yüzden biraz sabırlı davranmalıydı.
Loki atıyla onun yanına gelip uygun hızda yola devam etti. Başını çevirip onun yüzünü incelediğinde heyecanını görebiliyordu.
"Ben artık bir şey hissedemiyorum Tony. Ama senin hislerin güçlendi. Ya avcıların kurduğu bir tuzağa doğru gidiyorsak?"
"Hayır Loki. Bu... nasıl anlatsam... özel bir his. Yani benim için öyle olduğunu hissediyorum."
Bu da ne demekti şimdi?
***
Thor avcıların bölgesine girmiş uzaktan oluşturduğu kara bulutları üzerlerine salmıştı. Öfkesini bulutlara yönlendirerek toprağı yıldırımlarıyla dövüyordu. Ve onlar kadar acımasız olarak çığlıklara aldırış etmeden kaybettiği dostlarının ölümünü onurlandırıyordu.
Belki öfkesine yenik düşüp hata yapıyordu. Bilge bir ejderha bunu asla yapmazdı ama tanıdığı ve sevdiği kişiler hayatından eksilirken mantıklı düşünmek istemiyordu. İlk defa sadece bir şeyleri yakıp yıkmak ve içinde birikmiş olan tüm öfkeyi dışarıya çıkarmak tek isteğiydi.
"Annem... Babam... Dostlarım... Yetmedi size hiç birinin ölümü. Hep daha fazlasını istediniz. O zaman hepinizden alıyorum onların intikamlarını. Üzerinize salıyorum tüm öfkemi. Ama sakın şunu unutmayın. Bu sizin isteğinizdi. Savaşı siz istediniz."
Yıldırımlardan kaçmaya çalışan insanlar onun gür sesinin göklerde yankılanışını duymuştu.
***
Atları yan yana koştururken rüyalarında gördükleri o tarihî anıtın olduğu yere vardılar. Sessizce bir süre etrafa göz gezdirip güvenilir olup olmadığından emin oldular ve sonrasında atlarından inip iplerini bir ağacın dalına bağladılar.
"Bakalım yol bizi nereye çıkaracak?"
Tony'e baktığında onun çoktan ilerlediğini görünce gözlerini devirdi. Hiç söz dinlemeyen, tehlikeye bodoslama dalan bir çocuktan farkı yoktu. Hızla peşinden gitti.
Güneş ışığının bulunduğu noktayı geçince kara bulutların havayı kararttığı, büyük bir gölün olduğu açık alana vardılar. Ne bulacaklarını düşünürken etrafa bakındı. Güzel doğası olan huzurlu bir yerdi ama güçlü bir sihir enerjisi de barındırıyordu.
"Tony... Burada güçlü bir canlı var..."
Aynı hissi Tony de yaşamıştı ve dikkatli bir şekilde karşısına bakıyordu. Gölün üzerinden geçip kayalık alana bir anda büyük beyaz bir ejderha indi. Kara bulutlar hafifçe dağıldı ve ışık hüzmeleri ejderhanın üzerine vurdu.
"Tony bu nasıl bir ejderha?"
"Farklı... Kesinlikle çok farklı. Tehlikeli olabilir. Dikkatli ol."
Tanımadıkları bir ses "Bir büyücü ve insan formunda bir ejderha görünce sadece iç güdülerine göre hareket etti. Bu onu tehlikeli yapar ama kötü yapmaz. Sakın öyle düşünmeyin yabancılar."dedi.
Sesin nereden geldiğine bakmaya çalıştıklarında beyaz ejderhanın boynunun arkasından geldiğini anladılar ama o kişiyi göremiyorlardı.
"Kimsin sen? Çık karşımıza!"
Loki ona dönüp fısıldadı. "Biraz daha kibar olamaz mıydın Tony?"
Sesin sahibi ejderhanın sağ omzunun üzerinden pençesine doğru kaydı. Ejderha pençesini onlara doğru uzatarak karşılarına indirdi.
Tony gördüğü yüzü incelerken kalp atışları hızlandı. Zihni tek bir şeyi fısıldıyordu.
"Bu o?"
***
Aynen öyle Tony. Savaşa doğru gidiyoruz sanırım arkadaşlar.
🔥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANCE WİTH THE DRAGON - (THORKİ)
Fanfictionİnsanları kandırmayı ne kadar sevse de onların davranışlarından sıkılan Loki kaldığı kasabayı terk eder. Sadece sahip olduğu, asla vazgeçemediği atı ile yola çıkan Loki hava karardığında ve sağanak bir yağmura yakalandığında ilerlemekte olduğu orman...