- O N İ K İ -

3.3K 291 45
                                    

   "Evet.."

....

Bir kez daha olmuştu. Serkan Bolat'a bir kez daha evet demiştim sonsuzluğa olan yolculuk için. İçimde ki tüm yaşanmış korkuların uyanmasının yanı sıra, içimde sanki ilk defa ona 'evet' diyormuşum gibi bir heyecan vardı. Yemek boyunca durmadan sırıtıyor, onunla gülüp onunla düşüncelere dalıyordum. Tam o sırada sabah Selin'in buraya geldiğini söylemem gerektiğini söylemişti iç sesim, onu bu durumdan habersiz bırakamazdım.

"Bu arada, bu gün şey geldi."

"Ne geldi?"

"Ihm, Selin."

Yüzünde ki gülümseme aniden kaybolurken gözlerimin içine baktı ve konuşmamı bekledi. "Hisselerini sana tekrar devretmiş. Onun yazılı belgesini ulaştırmamı istedi. Aslında sana bu gece söylemek istememiştim ama, öyle işte."

Çatalını tabağa koydu ve dosyayı istediğini belli ederek elini uzattı. Sandalyeden kalkıp çantamda ki dosyayı aldım ve ona uzattım.

"Efe tutmasaydı yolmak üzereydim. Ama Efe tuttu."

"Allah Allah. Sevda Hanım geldiğinde de seni tutmak istemiştik ama en son hatırladığım kadarıyla kadını kediye çevirdin."

"O ayrı."

Geçmişteki olayları en ince ayrıntısına kadar hatırlayışı beni derinden etkiliyordu. Serkan'a karşı koyulamaz bir şekilde içim akıyordu. Onun büyüsüne kapılıp gitmek, benim için bulutların üzerinde yürümek kadar güzel hissettirse de biraz da korkutuyordu. Tam yeniden, her şey düzene girmişken, mutlu olmaya başlamışken her şeyin bir gün içerisinde tekrar mahvolmasından korkuyordum.

  Geriye kalan saatlerde daha güzel şeylerden bahsedip, sabah ışıkları gökyüzünü aydınlatana kadar yıldızları izlemiştik. Bir süre sonra o, dayanamayıp uykuya yenik düşse bile ben oturmaya devam etmiştim. Sessizliğin içinde oturmak, zihnimin bir köşesine sürekli sakladığım o geçmişi bana yeniden sunuyordu. Onun beni hatırlaması için yaptığım tüm hamleler, eli boş bir şekilde bana dönmüş, üstelik onu Selin'le daha çok bir araya getirmişti. O yıl sanki her şey üst üste binmişti omuzlarıma. Figen'in gitmesi, Ceren'in bana karşı değişen tavırları, Halam ve Aydan Hanım'ın arasında ki bitmek bilmeyen rekabet hissi ve sonrada çıkıp geldiğinde sevincimi yarıda bırakan Serkan ve Selin. Sanki o sene biri kaderimi bir kağıt gibi yumaklayıp kör kuyulara atmış gibiydi.
Bu kadar savaşın döndüğü bu meydanda benim yanımda olduğunu hissettiğim tek kişi Ferit olmuştu. Çünkü o da kötü zamanlar geçirmişti. Kalbi en az benim ki kadar kırılmıştı. Bu yüzden, düşenin halinden düşen anlar misali; geçirdiğim bu zorlu süreçte benim yanımda duran her zaman Ferit olmuştu.

   Gökyüzü tamamen açıldığında, gece yarısı yaptığım kahveyi çoktan bitirmiş ve bardağını masaya koymuştum. Yalnız kalmak beni bazen gerçeklerle yüzleştirirken bazen de bu kadar derine itebiliyordu. Sakin ve yalnız kafayla düşünmek, benim için her zaman kaçış planı gibi bir şey olmuştu. Serkan'dan önce burada yaşadığım dönem de, Defne uyuduktan sonra bana uyku asla işlemiyordu. Tüm derin uykularımı kızıma bahşediyor ve onun huzurla uyumasını sağlıyordum. Fakat Defne konusunda en büyük avantajım, Türkiye'ye döndüğümüz o güne kadar asla babasını sorgulamamasıydı. Beni bu konu da asla kenara sıkıştırmamış, Serkan konusunda istemeden de olsa rahat etmemi sağlamıştı.

  Serkan ve Defne henüz uyuyorlarken onlara güzel bir kahvaltı hazırlamış ve sonrasında kendim hazırlanıp ofise doğru yol almıştım. Defne ve Serkan'ın evde geriye kalan her işi beraber halledebildiklerine dün gece şahit olmuşken, içim rahat bir şekilde ofisten içeriye girdiğimde herkes bana bakıyordu. Bakışlar garip ve korku doluydu.

A N K AHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin