- O N B E Ş -

2.8K 266 59
                                    

                               - - - - -

   ...
Yaklaşık on dakikadır, sessiz ve ne diyeceğimi bilemez bir şekilde Kaan'a bakıyordum. Tüm bu az önce söylediklerinin ardından bunun bir şaka olduğunu belirtmesini beklerken o, benim tepkimi ölüyordu. "Serkan seni öldürür bunu biliyorsun değil mi? Seni nasıl rezil ettiğini, ben senin yerinde olsam alnıma felan yazardım."

"Eda, lütfen. Ben öyle bir insan mıyım? Serkan Bolat'tan uzak bir şirket olacak, söz veriyorum."

"İnanasım bile gelmedi Kaan, bırak inanmayı."

Güldü ve yolumu açarak arabasını işaret etti.

"Hava çok soğuk. Taksi beklerken üşürsün, seni evine bırakayım."

"Yok sağol." dedim telefonu çantamdan çıkarırken. Çantanın en derin noktasından çıkarırken, Kaan'ın ukala bir biçimde gülümsemesiyle birlikte gözlerimi ondan kaçırdım.

"Lütfen Eda, bak yoksa taksi gelene kadar burada beklerim."

"Yok yok, tamam. Geliyorum. Zaten geç olmaya da başladı. Defne daha da meraklanmasın."

"Defne?" Kaşlarını çatarak bana baktığında gözlerimi devirdim. "Kızım. Serkan'la çocuğumuz yani."

"Hadi canım!"

  Arabaya binene kadar ve yol boyunca sürekli ne yaptığından ve o yokken neler olduğundan bahsedip durmuş, en sonunda cevapsız kalınca susmuştu. Tek dikkatimi çeken şey ise yol boyunca, gözlerini yoldan çekip bana kaçamak bakışlar atmasıydı.

" Şuradan döneceksin."

"Nasıl yani, Ayfer Hala'nın evind gitmiyor musun?"

"Birincisi o benim halam, senin değil. İkincisi, Serkan'la bir çocuğumuz var diyorum Kaan. Buna mantıken benim nerede kalmam gerekiyor. Düşün, on puanlık ahiret sorusu. Belki öteki dünyanı kurtarırsın."

"Tamam, tamam. Sen çok gerginsin. Bir şey demedim say. Bu arada ufaklık ile tanışmayı çok isterim."

Serkan'ın evinin önünde durduğumuzda, Serkan önünde durduğu cam kapıdan bir hışımla çıkmış ve yanımıza gelmişti.

"Kaan Karadağ. Senin ne işin var burada?  Yeterince rezil olduğunu sanıyordum."

Kaan, gözlerini devirerek gülümsediğinde Serkan'ın elini tuttum. "Senden uzakta küllerimden yeniden doğuyorum Serkan Bolat. Anka kuşu misali. İyi akşamlar."

Sessiz bir şekilde gidişini izlerken, Serkan kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Hesap soracağından emindim fakat bunu nasıl yapacağından emin değildim. Bu gün yaptığım hareketin onu ne denli sinirlendirdiğinden bile emin değildim.

"Eda, konuşabilir miyiz?"

Elimi hiç bırakmadan içeriye girdiğimizde, Seyfi'nin, Ceren, Ferit, Aydan Hanım ve halamın burada olduğunu fark etmiştim. Endişeli ve meraklı bakışların ayaklandığını gördüğümde yutkundum.

"Neredeydin?"

"Defne nerede?"

"Eda, hiçbir şey söylemeden, hepimize patlayıp ofisten çıkıyorsun, arabana değil de bir taksiye biniyorsun, bir tek Seyfi'ye haber veriyorsun. Ve sonra telefonuna ulaşamıyoruz. Nasıl korktuğumdan haberin var mı?"

"Yalnız kalmak istedim. Oldu mu? Ruhum daraldı, içim sıkıldı, çıktım gittim. Defne nerede?"

  Herkes sessizliğe büründüğünde Serkan, derin bir nefes aldı ve havada asılı kalan sorumu cevapladı.

A N K AHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin