"Serkan"
- - - - -
Düğünde ki herkes yavaştan dağılırken Eda yarım saattir ortalıklarda yoktu Etrafa sürekli bakıyor, gözlerimi onu görebilme ihtimalim olan hiçbir noktadan kaçırmıyordum. Melek, endişeyle karışık bir surat ifadesi ile yanıma geldiğinde, yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu anlamıştım.
"Melek?"
"Enişte, bir şey söyleyeceğim ama nasıl yapacağım şu an hiçbir fikrim yok."
"Direkt söyle."
"Eda hazırlık odasında yok."
Bir adım geriledim. "Ne demek yok? Nerede o zaman bu kız? Yarım saattir yok, ayakkabımı bırakacağım diye gitti ve gelmedi. Eda nerede?!"
Ses tonumu yükselttiğimden dolayı ortamda çalan müzik durmuş, herkes bana bakarken Ayfer Hanım ve annem yanıma koşmuştu. "Ne demek Eda nerede?" dedi Ayfer Hanım endişeyle. Misafirler aralarında konuşa konuşa ortamı terk ederken, tıpkı beş yıl önce ki gibi bir ağrı saplanmıştı tam sol göğsüme.
"Serkan, bak sakin ol. Belki yine daralmıştır. Buralarda bir yerlerdedir. Hatırla, sahte nişan olayında kendini göl kenarına atmıştı. Şimdi Seyfi ve Ferit her yere bakarlar. Eda buradadır. Biliyorsun, sevmiyor bu kadar kalabalık yerleri. Sakin ol."
Seyfi ve Ferit, annemin sözleri üzerine onu onaylayıp etrafa dağıldıktan sonra Defne, etrafa bakınarak yanıma geliyordu. Asıl mesele Eda'yı sorduğunda başlayacaktı.
"Baba, annem nerede?"
Ne cevap vermem gerektiğini bilmiyordum. Kelimeler ağzımda gevelenirken Ayfer Hanım devreye girip beni bu bilinmezliğin içinden çekip çıkardığında, ona bir kez daha minnet dolu bakmıştım.
"Kuzum, annen bir yere kadar gitti. Giderken uyardı Defne uyku saatini kaçırmasın, ben geliyorum diye. O yüzden sen şimdi Melek ve Ceren Teyzen ile eve git. Biz geleceğiz tamam mı bir tanem. Hadi, hadi Melo.""Kafayı sıyıracağım şimdi. Engin, Kaan'ı ara. Eğer onun parmağı varsa söyle ona bildiği tüm duaları etsin."
Sessizce başını sallayıp arkasını döndüğünde kendimi beyaz sandalyeye bıraktım. "Neredesin Eda ya."
- - - - - -
"Leyla?"
"Tüm hastaneleri aradım, Eda Yıldız ya da Eda Bolat adına bir kayıt yok Serkan Bey."
"Engin?"
"Kaan da bilmiyor. Bir haberi olursa dönecekmiş. Çok inanmadım ama."
"Kaan'ın peşini bırakmamamız lazım. Gram güvenmiyorum çünkü. Ceren?"
"Gidebileceği her yeri arayıp sordum, Sapanca'da gittiğimiz yerleri de aradım ama yok Serkan. Kız toz oldu uçtu. Üzücü olansa Defne 'annem nerede' diye sormaya başladı."
Ferit ve Seyfi'de ses çıkmadığını söylediğinde kafamda gezinen tüm düşünceler birbirine çarpıp bedenime elektrik etkisi veriyordu. Eda bir konu da haklıydı. En mutlu olduğumuz gün, en kâbus dolu olduğumuz gün oluyordu. Ve o bunu hissediyorum dediğinde ise sadece geçmişte olan bir şeyi hissediyorsun deyip konuyu kapattığım için kendimden nefret etmeye başlamıştım. O an, nereden geldiğini bilmediğim bir fikirle Ferit'e döndüm.
"İtalya'ya gider misin?"
"Sen de aynı şeyi düşünüyordun değil mi?"
"Aklıma başka bir şey gelmiyor. Sen yola çık, ben uçağı ayarlıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A N K A
RomanceBenim hikayemde Defne Apollon'un peşinden çok koşmuş olsa da bir noktada yorulmuştu. Apollon ona geri döndüğünde her şey için çok geç kalınmıştı. Çünkü hikayenin sonu çoktan yazılmıştı.