Kehanet

174 27 32
                                    

3 gün önce

Görmemi engelleyen saçları geriye iterken bir yandan da içime çektiğim son dumanı havaya karıştırdım. Stresim sesime yansırken,
"Bir bok anlamadım",deyip karşımdaki meleğe döndüm. Cebimden çıkardığım sigarayı dudaklarıma yerleştirirken zorlukla konuşmaya devam ettim.

"Bunun benimle ne ilgisi var?"

Cassiel çocuksu bir tavırla gülümseyip sigaraya siper ettiğim elimi tuttu.

-Kehanet seninle alakalı Vera
-Nasıl yani?
-Her şey çok eskiye dayanıyor...Kutsal babamız ölümlüleri yaratmamışken,biz kardeşlerimizle ayrı düşmemişken,Mastema beni lanetlememişken...,durdu. Sanki yaşadıkları tekrar canlanıyormuş gibi hüzünle balkonun siyah zemininde gözlerini gezdirdi. Ona acıdım. Gözlerinde hâlâ devam eden hüzüne karşın buruk gülümsemem ile buna devam etmesine izin vermedim. Balkon demirlerine sırtımı verirken elimle söze girmesine işaret ettim.
    Yeni uyanmış gibi gözlerini tekrar bana dikip devam etti.

"Kardeşlerim...Onlar bir isyan çıkardığında onları büyüleyen Mastema idi",yüzündeki iğrenme ve asırların kini ile kurduğu cümleye karşın elimdeki sigarayı parmaklarımın arasından fırlatıp duruşumu dikleştirdim.

"O,zehirliydi...O küçük bir melek iken bile türlü yalanlar söyler,bizleri tuzağa çekerdi...",duraksadı.
   
  Yaşlı melek arada gözlerini kapatıyor,nefes alıyordu anlattıklarının vermiş olduğu yorgunlukla.

"Şepfa'ya karşın kinlenir,bizi de yanına çekmek isterdi. Bizlerden büyüktü. Şepfa'nın ikinci çocuğuydu fakat onun
çocuğu olduğunu dahi kabul etmezdi"

Avuçlarını birleştirip yuvarladı.

"İçinde adeta bir boşluk vardı. Sonsuz bir kötülükten ibaretti âdeta. Mutlu değildi. Sinirliydi. Yanına kimseyi yaklaştırmazdı. Cennetin güzel renklerine onun yeşilleri yakışmazdı. Üstelik güçleri de bizden farklıydı. Zekiydi. Oldukça...Kurnaz.. Doğduğumuzda babamızın öğrettiği şeyler dışında hiçbir şey bilmezdik,eşyaları,cenneti,kendimizi,kendini... Her şeyi... Ama Mastema bilirdi. Bilmese de Şepfa anlatmadan öğrenmeye çalışırdı. Onu kendiyle kıyaslardı. Kendini O'na rakip sanırdı. Öğrendiklerini bizim üstümüzde denerdi"
   Gülümsedi. Aklına bir şey gelmiş gibi yanağını kaşıdı. İşaret parmağını bana doğru kaldırıp,
"Biliyor musun,bir keresinde dev bir yılana dönüşmüştü"
Ellerini havaya kaldırıp ekledi,
"Birden önümde belirdiğinde aklımı kaçıracaktım. Korkuyu o gün orada,bana o öğretti"
Gülümsemeye devam etti. Özlemle hatırlıyordu o günleri...
"Bize her zaman oyunlar düzenlerdi,babamın kulağına gittiğinde de ne yapar eder haklı çıkardı. Biz konuşamazdık dahi... Güzeldi. Aramızda  babamızın suretine benzeyen en çok onun olduğu düşünülürdü. Biz buna hayıflanırken Mastema da zıddına  öfkelenirdi. Ona benzetilmek dahi istemezdi. Yıllarca saklasa da ona olan öfkesi var olduğundan beri hiç dinmemişti. Şepfa,onun öğrettiğinden başka bir şey bilmemizi istemezdi ama Mastema buna da karşıydı. Aceheron kurulduğunda Mastema bizden ayrılır,oraya gider büyüler hazırlardı ellerinde. Yönetmeyi severdi. Büyüleriyle aklımızla oynamayı denerdi"
  
Cam sürgülü kapının açılmasıyla arkaya döndü. Onun bakışlarına karşın Lucifer umursamaz tavrıyla ellerini cebine sokup
yanımda durdu

"Devam et",dedi meydan okurcasına. Yanlış bir şeyler anlattığından emindi görünüşe göre.

"Asırlar geçmiş,artık cennet de bizim gibi büyümüştü. Şepfa bizi huzuruna nadiren alırdı. Onun isteği haricinde de onu göremezdik ama bir gün cennetin ışığına ışık eklendi. Gözlerimiz kamaştı Şepfa'nın enerjisinden. İlk defa onu bu kadar yakından hissediyorduk belki de. Hepimiz yere kapandık ve sözlerini dinlemek için hazırlandık. Bizlere insanları yaratacağını müjdelemiş ne yapmamız gerektiğini bir bir anlatmıştı. O güzel sesi kulaklarımızdan  uzaklaşırken Mastema'nın çığlığı kulaklarımızı delercesine doldurdu.

Göklerden Yükselen AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin