Yaşam

433 41 5
                                    

    Kafama aldığım darbeyle gözlerimi araladım. Yerde olduğumu farkettim ve arkamdan gelen gülme sesleriyle yerden doğruldum ve beni izleyip,gülen Adi ve Mimi'ye döndüm,
-Kesin sesinizi!,deyip başımı tuttum. Bu his bir çok anıyı gözümde canlandırıyordu. Evet sonunda yine geceden kalmaydım değil mi? Mimi ve Adi'nin gülmekten konuşamamaları beni de güldürmüştü. Bende gülerek kendimi yere bıraktım.
-Kızım kendini kaybedecek kadar hiç içme şeytan tavsiyesi,diyen Adi gülmeye devam etti. Kapının açılmasıyla kafamı yerden kaldırdım ve Sami'nin içeriye girdiğini gördüm. Kafamı yine yere bıraktım ve tavanı izlemeye başladım. Hâlâ gülüyorduk. Sami bana yaklaştı ve,
-Hâlâ mı oturuyorsunuz çocuklar?
-Ders mi var yine?,dedim ayağa kalkmaya çalışırken. Sami elimden tuttu ve kalkmama yardım etti. Adi ve Mimi'nin kahkahaları eşliğinde,banyo kapısını açtım. Lavaboya tutundum ve karşımdaki büyük aynaya baktım. Saçım başım dağılmış,makyajım berbat hâldeydi. Saçımı yüzümden çektim ve gülmeye başladım. "Eğlendin değil mi kızım?"deyip yüzümü yıkadım. Kafamı kaldırdığımda aynada gördüğüm yüzüm hayatımı anımsatıyordu bana. Şişmiş göz altları,geceden kalma kıyafetler,kenarları kırmızılaşan mavi gözler ve depresif bir yüz. Bu duyguyu bile özlemiş olmak çılgıncaydı ama sanırım özlemiştim. Yüzüme sürmek için bir şeyler ararken gözümde dün gece yaşananlar belirdi birden. Lucifer..Ah dün gece ondan sonra bu kadar içmiştim. Sonra ne olmuştu? Andy'nin elinden tuttum evet.. Dans ettik değil mi?Evet dans başka..Başka ne olmuştur? Dün gece benden hoşlandığını düşünüyordum. Yanlış anlamamıştır değil mi ,diye düşünürken aynaya döndüm. "Tanrım kimin umrunda?",deyip güldüm. Yattıklarımın hesabını kime verdim bu zamana kadar?Çetelesini tutamazdım değil mi?",deyip kendime gülümsedim. Kafam yerine gelmeye başlarken Lucifer'ın dedikleri kulağımda çınladı âdeta."Olmaz" Ah gerçekten mi? Elmacık kemiğimde dolaşan elleri geldi gözümün önüne. Yüzüme dokundum ve  düşünmeye başladım. Onu farklı kılan neydi? Neden onu düşünüyordum, hiç bir şeyi farklı değildi. "Tamam yakışıklı bir adam",dedim kendi kendime. Belki Dünya da olan herkesten daha güzeldi yüzü. Ama bu değildi,ben kimsenin karşısında o denli heyecanlanmazdım."Ne bileyim belki bir büyüsü vardır"deyip saçlarımı taramaya başladım. "Şeytan ya sonuçta" diye ekledim ve güldüm. Başka bir şey düşünülemez." Belki canım onu istemiştir, sadece bu",deyip yüzümü tekrar yıkadım. Onun dokunuşunu kazıyordum âdeta tenimden. Aynaya baktım ve elime aldığım tarağı aynaya doğrulttum."Öldün kızım,sence de farklı şeyler yaşaman normal değil mi?, deyip gülümsedim ve banyodan çıktım.
Bana bakan çocuklara döndüm ve,
-Derse geç kaldık değil mi?
-Bugün ders yok,diyen Sami bana yaklaştı ve gülümsedi.
-Elbiseni değiştir istersen,deyip önümdeki lekeyi gösterdi.
-Siz ne yapıyorsunuz o zaman burada?,deyip Mimi ve Adi'ye döndüm. Adi konuşmaya başladı yine sırıtarak,
-Dün geceden sonra ne yapacağını merak ettik,değil mi?,deyip Mimi'ye baktı,
-Ama hızlı topladın kendini. İlk defa deneyenler gece çok sıkıntı yaşarlar,deyip bu kez  birlikte gülmeye başladılar.
-Dün gece ne oldu anlatsanıza?,deyip gardıroba yöneldim. Uçuk sarı askılı bir büstiyer ve pijama takımının bir parçası olan saten şortu aldım. Çocuklara döndüm ve elimle konuşmalarını işaret ettim. Mimi,anlatmaya başladı,
-Bir şey olmadı Vera. Fazla içtin sadece ve Andy ile dans ettin. Sonra o seni getirdi odaya. Bir partide ne olursa o,deyip göz kırptı.
-Ne demek istiyorsun?,deyip elbisemin askısını çözmeye başladım
-Fazla mı samimiydi sanki, ne bileyim,deyip sırıttı.
-Sanırım Andy benden hoşlanıyor,dedim askıları indirdiğimde. Kıyafetlerimi giyip, aynada saçlarımı düzelttim ve Mimi'nin sorusuyla arkamı döndüm,
-Hoşlanıyor değil mi,söylemiştim,deyip Sami'ye baktı.
-Ne o iddiaya mı girdiniz?,dedim gülerek.
-Evet ve şimdi ona borçluyum,dedi kafasını ellerinin arasına alan Sami.
-Gerçekten mi? Ne için olduğunu düşünmek bile istemiyorum,deyip yatağımın üstüne oturdum.
-Başka bir şey olmadı değil mi?
-Hayır,kimsenin aklı başında değildi değil mi,deyip gülümsedi ve ekledi,
-Ne zaman oldu bu?,dedi ellerini kalp şeklinde yaparken.
-Dalga mı geçiyorsun,bende partide farkettim. Aramızda bir şey yok.
-Eğleniyordu değil mi çocuklar?,deyip Adi ve Sami'ye baktı. Onun böyle çocukça dalga geçmesi beni güldürmüştü,
-Eğlenmek için varlar değil mi?,dediğim de Adi güçlü bir ıslık çaldı ve ben yine söze girdim,
-Hem dün sen de eğleniyordun değil mi,o kız kimdi,deyip Mimi'nin kalp işaretini yapıp güldüm.
-Şepfa! Kimin umrunda,eğleniyordum değil mi?,deyince hep birlikte güldük. Biraz sonra Sami bana döndü ve konuşmaya başladı,
-Madem bugün boşuz ve birlikteyiz. Vera bize kendinden bahset,hayatını anlat.
-Gerçekten çok sıkıcı başka yapacak işimiz yok mu?,dedim ama bu kez Adi konuşmaya başladı,
-Hadi Vera biz hiç bir şey bilmiyoruz.
-O zaman her şeyi anlatayım ama bir daha bana soru sormayacaksınız ve sizde bana bazı cevaplar vereceksiniz,dedim ve beni pür dikkat izleyen çocuklara döndüm.
-Ben yetimhanede gözlerimi açtım. Orada yürüdüm,orada konuştum,tüm ilklerim de orada oldu. Beni bir kadın getirmiş yurda,doğduğumda. Görevli  geri döndüğünde hiç kimse orada değilmiş. Bir isim aramışlar,kimlik ya da benle alakalı ufacık bir şey ama hiç bir şey yokmuş. Sonra baktıklarında kıyafetimdeki nakışlı Vera Blake yazısını farketmişler. Haftalarca ulaşmaya çalışmışlar fakat kimseyi bulamamışlar. Toz olup uçmuşlardı sanki,diye anlatırdı yurdun müdürü. Şimdi o söz hiç de abartı gelmiyor,deyip güldüm ve devam ettim.
-Yurtta okulumu bitirdim ve sonra yaşım gereği bir nevi beni yurttan kibarca kovdular. Çıktığımda çok yalnızdım. Yanına gidebileceğim kimse yoktu. Bu zamana kadar her şeyi kendim öğrenmiştim, her şeyin üstesinden yalnız gelmiştim ama bu farklıydı. Artık dışarıdaydım,tüm şehir ayaklarımın altındaydı ama ben nereye gideceğimi bilmiyordum.Bir yerde çalışmaya başladım,bir yandan da okuyordum. Orada burada kalmayı bırakıp bir ev tuttum kendime. Okul da bitince kendimi iyice işe vermiştim. Bir barda çalışıyordum. Orası en rahat yerdi benim için. İçkiler,erkekler ve eğlence. Bulduğum her şeyi kullanıyordum,ot,sigara ve o lanet olası antidepresanlar... Kafamdaki sesleri susturmaya çalışıyordum. Sanki sürekli beni biri bir şeylere itiyor gibiydi. Komaya girene kadar sınır tanımıyordum. Bir gün eve geldim. Ne olduğunu hatırlamıyorum ama çok sinirliydim. Bilmiyorum belki de sadece kafayı bulmak istemişimdir. Evde bulduğum ne varsa kullandım. Ölmek istiyordum,çok yorulmuştum. Sırtımı sıvazlayan kimse olmaması ya da halihazırda zaten hiç kimse olmaması beni çok yoruyordu. Hiç kimseye,hiç bir yere kendimi ait hissetmiyordum. O günün sabahında gözlerimi hastanede açtım. Değişen tek şey antidepresanlarımın dozları oldu. Ama benim de kafam uçuyordu artık. O işten kovulduktan sonra başka bir barda çalışmaya başladım,başka bir ev tuttum kendime. Sadece eğleniyordum. Düşünmeyi bırakmıştım,kendimi haksız ya da yalnız görmüyordum. Kimseye ihtiyacım yok dedim kendime. Öyleydi de. Cidden hayatımı yaşıyordum bu kez.Gençken yaptığım hataları yapmıyordum. Aksine daha büyük hatalarla eğleniyordum,deyip histerik bir kahkaha atıp ayağa kalktım. Onlara döndüm. Hepsi hâlâ pür dikkat beni dinliyordu,
-Evet sonra arabamla eve gidiyordum öldüm, ne bekliyorsunuz?,dedim ve ellerimi havaya kaldırdım. "Çok sıradan bir son değil mi?,dedim gülerek.Bunları uzun zamandır anlatmıyordum kimseye. Hiç kimseye anlatmamıştım belki de bilmiyorum. Beni rahatlatıyor muydu? Hayır. Tekrar yaşıyormuş gibi hissediyordum,bu zaten yorgun olan ruhuma acı veriyordu. Yaşanmamış bir çocukluğun ve yine yaşamayı beceremediğim hayatımın ağırlığını taşıyamıyordum. Sami yanıma oturdu ve kollarını bana sardı. Kollarıma bakıp kafamı ona döndürdüm. Gözlerini kapattı ve konuşmaya başladı,
-Burada yalnız değilsin biliyorsun değil mi?,deyip yüzüme gelen saçları çekip gülümsedi. Gözlerimi kıstım ve ne yapacağımı bilemeden sadece gülümsedim. Adi ise hafifçe omzuma vurup beni bu transtan çıkardı,
-Vera üzgünüm ne denir bilmiyorum,deyip gülümsedi.
-Üzülmeyin,bunlara üzülmeyi bırakalı çok oldu. Öldüm değil mi? Ve şu anda gerçekten olmam gereken yerdeyim. Düşünmem gereken sadece bu,deyip kendimi topladım."Evet şimdi ilk soru,annemle babamı tanıyor musunuz onları gördünüz mü?"
-Tabii ki hayır Vera. Sadece bir hikâyeden ibaret sanıyorduk biz her şeyi. Hem ne zaman oldu bilmiyorum ama bizden önce olduğu kesin,dedi Mimi gülümseyerek. Adi ve Sami'ye de söylediklerini onaylattırdı.
-Nasıl yani? Ben sizden büyük mü oluyorum?
-Dünya da zaman daha hızlı. Burada yaşlanmayız. Sadece Seraflar dünyaya sık sık indiğinden yaşlanır. Oranın zamanı bizi yıpratır. Çok hızlı olmasada. Aynı yaşta sayılırız sanırım.
-Biz nerdeyiz?,demem Adi'yi neşelendirmişti fakat anlayışlı bir tavırla cevap verdi.
-Burası dünyadan anlayabileceğin bir yer değil.Buranın benzerliğiyle dünya,bizim benzerlerimizle insan yaratıldı. Farklı bir dünya düşün.
-Bir de şu partide kimse yasakları umursamıyordu. Neden?,dedim tek kaşımı kaldırarak ve bu kez Sami cevap verdi,
-Öğretmenler bilmezse bir kaç küçük kaçamak yapılabilir ki yapılıyor da. Fakat karşı taraftan hamile kalırsan ikinizin de kanatları alınır ve dünyaya atılır. Ama hiç böyle bir olay yaşanmamıştı diye biliyorduk,deyip sustu.
-Ben gelene kadar,dedim ve gözlerimi yere diktim. Yataktan kalktım ve havanın karanlık olduğunu farkettim.
-Ben dışarıya çıkıyorum. Sürekli oturmayacağız değil mi,deyip üstüme ne olduğuna bile bakmadan bileklerime kadar inen bir palto aldım. Dışarıda birkaç şeytandan başka kimse yoktu. Göğe yükseldim ve bir ağacın gölgesine uzandım. Ağaçların seslerine kulak verip kafamdaki sesleri susturdum.
    Biraz daha uzandıktan sonra yerden doğruldum. Kafamı bacaklarıma gömüp neler olduğunu düşünmeye başladım. Birden arkamda bir hareketlilik hissettim. Yerimden sıçrayıp arkama döndüğümde siyah bukleli saçları,siyah gözleri ve beyaz teniyle oldukça güzel bir kadın gördüm. Dolgun dudaklarıyla gülümsüyor,sadece bana bakıyordu. Ayağa kalktım ve korkuyla tek söyleyebildiğim,
-Kimsin sen?,oldu. Ellerini karnında birleştirdi ve hâlâ hiç bir tepki göstermeden gülümseyerek bana bakıyordu. Yavaşça arkasını döndü ve siyah uzun elbisesiyle yürümeye başladı,
-Kimsin sen?,diye bağırdım. Bu kez tehditkâr bir tonda çıkmıştı sesim. Arkasını döndü,tekrar gözlerime baktı ve bir anda yok oldu. Gözlerimi ovuşturdum. Hızla  arkamı döndüm ama kimse yoktu.
-Neredesin?,diye bağırdım boşluğa doğru. Kafamı tuttum ve bir telaşla kanatlarımı açtım. "Biri bana bir şey mi veriyor?"diye söylendim kendi kendime. Aşağı indim ve odama doğru hızla ilerledim. Bu lânet illüzyonlardan mıydı,kim yapıyordu bunu?Oda da kimse yoktu. Zaten kimseye de bir şey anlatmak istemiyordum. Yatağıma uzandım ve hiç açmak istemiyormuş gibi korkuyla gözlerimi kapadım.

Göklerden Yükselen AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin