Mastema

358 43 20
                                    

    Yere indiğimde kanatlarımı kapatıp hızla okula adımladım. Kapıdan içeri girdiğimde kolumdan birinin tutmasıyla tökezleyip olduğum yerde durdum.
Kafamı yerden kaldırdığımda Sami'nin endişeli bakışlarını ve Adi'nin gülen yüzünü gördüm. Sinirle çatılan kaşlarımı indirip gülümsedim.
-Nasılsın?
-İyiyim Sami.
-Senin için endişelendik.
-Ah,biliyorum ama hiç bir şey olmadı gerçekten.
Kolumu ondan kurtarmaya çalışırken Adi  kolunu omzuma attı.
-Haklı Sami,baksana çok iyi. Birilerinden kaçıyor ama,deyip gülmeye başladı.
-Ne! Hayır yorgunum ve biraz uyuyacağım. Çek kolunu!
Sami kızar gibi Adi'ye bakıp gözleriyle  kolunu indirmesini işaret etti. Kurtulduğumda Sami'ye gülümseyip hemen okula girdim. Ellerim cebimde ıslık çalarak odaya ilerledim. Kapıyı açtığımda etrafa bakmadan yatağa bıraktım kendimi. Saçımdaki tokayı çekerken kafamı sağa döndürdüm. Mimi bana dönük uzanmış, elindeki kitaptan gözünü alamıyordu. Gözlerimi tavana dikip konuşmaya başladım.

"Kitap okumaktan başka bir şey yapmaz mısın?"
Yorgun gözlerini kitaptan çektiğinde gülümsedi.
-Kitap okumayı seviyorum ama başka şeyler de yapıyorum.
-Ne?
-Seks.
Başımın üstünde olan yastığı Mimi'ye fırlatıp gülmeye başladım.
"Aman tanrım! Burada o yasak değil mi?"
O,attığım yastığı eline alırken gülmeye devam ettik.
-Meleklerden hoşlanmıyorum fakat kimsenin haberi olmazsa neden olmasın değil mi?
Yastığı bana fırlattığında ayağa kalktı.
-Melekler korkuyor.
-Tabii ki.
-Şeytanların korkmadığını söyleme!,dedim yataktan doğrulurken.
-Bir şeytan seni yatağa attığında buna sen karar ver.
-Beni mi,onlar için korkutucu olacağına eminim.
Arkasını döndüğünde anlamamış gibi yüzüme baktı.
-Bir şey olmuş!,dedi kurnazca sırıtırken.
-Ne!
-Yakaladım!
-Sadece biraz eğlenecektim ama ne yazık olmadı,dedim dudaklarımı büzüp.
-Şeytan! Kim?
-Saçmalıyorsun.
Hızla yanıma yaklaşıp büyük siyah gözleriyle yüzüme baktı.
-Kim?
Gülerek arkamı dönüp yastıkla yüzümü kapadım. O hâlâ beni sarsarken gözlerimi kapatmış,sırıtıyordum.
"Hadi söyle! Şepfa aşkına!"
"Vera,bunu konuşmalıyız!"
Kulaklarımdaki sesi kaybolurken yorgun vücudumu uykunun derin kollarına bırakmıştım.

    Burnumun kaşınmasıyla gözlerimi açmadan sağa döndüm.
"Hey!"
Üstümdeki örtüyü kafama çektiğimde Mimi'nin sesini bir kez daha duydum.
"Kalk!"
Sinirle gözlerimi açıp Mimi'ye baktım.
-Ne var!
-Kimdi?
Gülmeye başladığında uzun siyah saçları yüzüme geliyordu. Tekrar arkama döndüğümde bağırdım.
-Defol!
Dino olayını kimseye anlatmayacaktım. Ne kadar eğlensemde bu onun için önemli bir şeydi heralde ve ben onun başının belaya girmesini istemiyordum. Derin bir nefes alıp yataktan çıktım. Mimi'ye bakmadan gardırobu açtım.
-Hey!
-Ne?
-Hemen giyiniyorsun yani.
-Evet.
-Yine anlatmayacaksın.
-Bir şey olmadı.
Kendi dolabından bir şeyler alırken gülmeye başladı.
"Tabii"
Gözüme çarpan beyaz geniş yakalı gömleği elime aldım. Bol paça siyah deri pantolonu ve altına tam uyacak olan aynı renkte,deri,topuklu botları dışarı çıkardım. Pantolonumu giydikten sonra beyaz gömleğin içine giyeceğim kısa,deri büstiyeri aldım. Gömleğimi karnımda bağlayıp bol kollarımı ve geniş yakasını düzelttim. Botlarımı giyip kendi etrafımda döndüğümde kıyafetimi onayladım. Saçlarımı ve makyajımı da bitirdiğimde Mimi'nin de mini bir etek ile o kendine özgü büstiyerlerinden giydiğini gördüm.
-Bu kadar meraklı olmasan çok güzel bir şeytansın.
-Merak,şeytanlara yakışıyor,dedi gözlerini büyütürken.
-Hadi!
Sınıflardan birinde olacak ders için merdivenden inerken aşağıda olan Dino'yu gördüm. Göz göze geldiğimizde ben gülerken o telaşla sınıfa girdi.
-Ne gülüyorsun?
-Bir şey yok,hadi!
Sınıfa girdiğimizde Mimi'yi takip ettim.
-Ne o benimle mi oturacaksın?
-Bir tanınmayanla oturmak seni bozar mı yoksa?,dedim sırıtırken.
-Sen başkasıyla oturmuyor muydun,yanlış mı hatırlıyorum?
-Yanlış!
Önümüzde oturan Adi ve Sami de  konuşmaya katıldığında Fenzio ve Misselina içeri girdi. Fenzio yavaşça sınıfı süzerken Misselina konuşmaya başladı,
"Hepiniz hoş geldiniz! Öncelikle bu akşam olacak yemeğimize hepiniz davetlisiniz."
Şeytanlar sinirle kafalarını sıraya vurduğunda Misselina'nın gülümsemesi büyüdü.
"Sevgili şeytanlarımı da orada görmekten çok mutlu olacağım. Birlikte ufak bir yemek yiyip,dua edeceğiz. Ama bundan önce.." demesiyle Fenzio keskin bir sesle lafını böldü.
"Ders işleyeceğiz ve bugün ki konumuz cennet!"
Adi nefes vererek kafasını bizim sıraya koyduğunda gülümsedim.
-Ne o,o kadar mı nefret ediyorsun?
-Ne,hayır. Binlerce kez dinledim.
Sami bizi susturduğunda Fenzio konuşmaya devam etti.
"Misselina sizi bugün cennete götürüceğini söyledi fakat ben bunun uygun olduğunu düşünmüyorum. Tanınmayanlar için bu büyük bir ödül fakat hak edecek bir şey yapmadınız!..."
Fenzio konuşmasına devam ederken Osti'nin yüksek sesini duydum.
"Biz cennetten kovulduk, neden dersteyiz?"
Misselina sıcak gülümsemesiyle herkesin izlediği Osti'nin yanına yaklaştı. Elini yüzüne götürdüğünde Osti geri çekildi.
-Tatlım kuralları biliyorsun.
-Tabii,dedi diğer şeytanlarla gülen Osti.
Arkada kalan Fenzio tüm sınıfın dikkatini çekerek gür sesiyle konuşmaya başladı.
"Aranızda cennet ile cehennemin arasında neden yasak olduğunu bilen var mı?"
Sınıftaki sessizlik devam ederken kafasını sallayıp konuşmaya devam etti.
"Evet,meleklerin anlaşmazlığa düştükten sonra bir grup meleğin cennetten düşürüldüğü doğru. Fakat Şepfa onlara bir tercih sunduğunda gitmeyi tercih edenler şeytanlardı. Melekler kutsal babalarından asla vazgeçmedi. Ona boyun eğip ne istediyse onları yerine getirdiler. Fakat bilmediğiniz bir şey var. Şeytanlara hiç bir zaman kapılar kapanmadı. Onlar için sadece bir bağışlanma dilemek yeterli iken,melekler Şepfa'nın huzurundaydı. Onlar,Şepfa ve onun dünyasıyla ilgileniyordu. Bir kere bile pişmanlık duymadılar onun yanında olmaktan fakat şeytanlar her geçen gün kendilerini haklı görmekte ve sonsuz kibirlerine karşı koyamamaktaydılar. Cehennem şeytanların yanı sıra,onların kendilerine benzettiği insanlarla dolu. Şimdi..."

Göklerden Yükselen AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin