Mühür

181 29 38
                                    

      Arkamda kalan kapıyı zorlukla açtığında ellerini tekrar belime yerleştirdi. Ayağıyla ittiği kapı kapanırken boynunda duran ellerim,ensesindeki saçları sıktı. Küçük öpücükler eşliğinde gülüşürken
"Seni özledim",dedi. Bakışlarımı gözlerine diktim. Tam anlamıyla ne zaman birlikteydik?,diye geçirdim içimden.
   
  Alınlarımız birbirine yaslıyken sallantılı
adımlar ile ilerlemeye devam ettik.

"Öyle mi?",dedim bir kez daha dudaklarımızı buluştururken. Hoşuna giden bu öpücük ile sırıttı. Küçük dokunuşlar,yoğunlaşmaya başlarken  sırtım bar masasına çarptığında durdum. Beklemedi. Belimdeki elleri beni masaya çıkarttığında dudakları hırçınlaştı. Kafamın arkasına yerleştirdiği eli geriye düşen başımı tutarken sıcak dudakları boynuma indi. Kazak,ona olan yakınlığımı engellemesine rağmen nefesim kesiliyordu. Bir kez daha yüzünü ellerimin arasına alıp onu kendime çektim. Dudaklarımızın birbirine uyguladığı baskı bizi delirtirken bacaklarımı beline doladım. Yakasına giden ellerim gömleğini açmaya çalışırken tekrar üstüme geldi. Kazağın altından giren parmakları beni titretirken kafamı geriye bıraktım. Daha fazla dokunması için yalvaracak duruma geliyordum. Kendimi tamamen ona teslim ettiğimde istediğinin de bu olduğunu biliyordum. Hızlı hareketlerine karşılık veremeden dudaklarını benimkilere bastırdı. Belimi kavrayan elleri beni kaldırdığında beni kendine yapıştırdı. Ayaklarımı beline dolayıp kollarımı boynuna sardım. O, yavaş adımlarla yürümeye başladığında ben boynuna kondurduğum dudaklarımı omuzlarında gezdiriyordum. Merdiven bitiminde kapıya değen sırtımı kavrayıp tekrar dudaklarımızı birleştirdi. Dayanılmazdı. Zorlukla ayırdığım dudaklar sonucunda kafamı kapıya yasladım. Boynuma yasladığı burnu ateşiyle beni yakıyordu.
"Lucifer",dedim hızlı nefes alışverişlerim eşliğinde. Zorlamadı. Kapıyı açtığında bir kez daha dudaklarına yapıştım. Parmaklarım arasında kalan saçları,o beni yatağa bırakırken peşimden geldi. Üstüme koyduğu ağırlığı ile gömleğini açmaya çalışan ellerim zorlanmaya başladığında dudaklarını yavaşlattı. Önünü açtığı gömleğin ondan uzaklaşması adına yavaşça doğruldum. Dudaklarımız ayrılmazken yataktan doğrulup kollarında kalan gömleği yere fırlattım. Kaslı vücuduna inen parmaklarım, omuzlarında oynarken elleri tekrar belime indi. Tenime değen parmakları vücuduma ateş düşürürken kazağı çekiştirdi. Kollarımı kaldırdığımda bir çırpıda çıkarttığı kazak,yere düşerken vücudunu benimkine bastırdı. Sızıya dönüşen bu şey vücudumu bir kez daha titretirken ensesine doladığım kollarımla kendimi ona doğru kaldırdım. Dudakları yavaşça boynuma inerken elleri kalkan omuzlarımı yatağa bastırdı. Göğüslerime inen dudakları küçük öpücükler ile beni delirtiyor,sıktığım  avuçlarımın arasında kalan saten çarşafa beni bastırıyordu.

"İnanılmaz",dedi kısık sesiyle. Kıvranan bedenim eşliğinde gülümsedim.

"Ne yapıyorsun bana böyle?"

Dudaklarıyla tırmandığı yüzüme geldiğinde önüme gelen saçları itti. Gözlerini yüzümde gezdirdi sanki sorduğu sorunun cavabını yüzümde arıyor gibi...
   
Kaldırdığım ellerimi yanaklarına koydum. Kesilen nefesim beni zorlarken,

"Lucifer",dedim sessizce.

Başımın yanına koyduğu dirsekleri üzerinde doğruldu ve bana baktı.

Yutkundum.

"Seni seviyorum",dedim sakallarını okşarken. Gözlerimi gözlerinden ayırmadım. Söyleyeceği şeyi merak etmekten çok söylediğim şeye şaşırmıştım. Onunla tam anlamıyla bir olmak istiyordum bu gece. Mühürlenmek istiyordum bu kez ona,binlerce kez...
    Bir kaç saniyede söylenen sözler onu da şaşırtmış olacak ki gözlerini kıstı. Dudaklarını ısırdı yavaşça ve gülümsedi.

Göklerden Yükselen AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin