; special

363 42 121
                                    

hepinize merhaba?

ilk taslağı atalı bir yıl oldu, bu fici özlemişim.

bu bölüm hyuck'un ağzından, olaylara ve hissettiklerine bakacağız. umarım ki beğenirsiniz, ağlaya ağlaya yazdım 😿 yorum bırakmayı unutmayınız, biraz uzun bir bölüm oldu. iyi okumalar 💞






Can tatlıdır, çabuk yanar ama bir o kadar da çabuk iyileşir. Ve birisi vardır, yaraya ya tuz olur ya da merhem.

Küçük bir kız çocuğu sadece tuz olurdu bana, merhemi bilmezdi. O daha kendi yaralarını sarmayı bilmezken bana yardım etmezdi, edemezdi. Küçüktü ama kalbi büyüktü. Benim için ayırdığı kocaman bir kalbi vardı. Ancak benim kalbim küçüktü ve nankördü.

Geceleri Tanrı'yı, gündüzleri ise onu düşünürdüm. Hikayemiz nasıl bitecek diye düşünür, düşünmekten kafayı yerdim. Ancak her şeyin bir gün biteceğini, yıllar önce yaptığım hatanın bir gün patlak vereceğiniz biliyordum ancak, ancak... En mutlu anlarımda olmasını beklemiyordum. Tanrı beni sevmediğini bir kez daha göstermişti işte.

Her şeye son verme kararı almıştım ancak ona sormamıştım bunu. Onunla adam akıllı iki kelime konuşamazken, ortada bir şeyler varken ama belli değilken gideceğimi söyleyemezdim. Bunu daha kendime kabul ettiremezken ona nasıl söyleyebilirdim ki? Söylememeyi seçtim. Onun için ne yapabileceğimi düşündüm ve okul işlerini üzerime aldım, ardından biletimi. Veda etmeyecektim, etmeye yüzüm yoktu zaten. Ama bir ihtimal gelir diye çatıya gittim tekrar. Geleceğini biliyordum. Bana bağırıp çağırmasını beklesem de sessizce yanıma oturmuş ve neden gittiğimi sormuştu. Cevap veremedim.

Kendimden çok sevdiğim birini arkamda bırakıp gitmek acımasızlıktı. Hem de o kişi oyken, küçük bir kızken yapamazdım bunu ancak yapmayı da göze almıştım bir kere. Ben burada kaldığım sürece ikimize de zarar gelecekti. İleride karşılaşır mıyız diye düşünmedim, bensiz olduğu sürece mutsuz olacaktı ancak yine de mutlu olacaktı.

Saçlarını kesmiști. O çok güzeldi.

O gece uyuyamayıp yanına gitmiştim. Anlık olan bir şeydi, bana yardım eder diye düşünmüştüm. Öyle de olmuştu, uzun zaman sonra ilk defa uyuyabilmiștim, kolları arasında. Başımı göğsüne koyduğumda hissettiğim tek şey huzur olmuştu. Uzun, çok uzun zaman sonra böyle hissetmek her şeyden emin olmamı sağladı ama ondan öncesinde canım çok yandı.

Alışılan şeyler kolay bırakılmıyor, biliyorum. O gün saçını kestiğinde bir şey dememi beklediğini biliyordum. Ona güzel olduğunu söylemedim, eğer söylersem başına bir şey gelirdi. O çok güzeldi, çok masumdu ancak ben duygularımı kendime daha yeni kabul ettirebilmișken, onu kendimden sakınırken güzel olduğunu söyleyemezdim.

Bara gittiği zaman çok sinirlenmiştim. Daha küçüktü o, tek başına nasıl ayakta durabilirdi ki? Onun yanında olmalıydım, ellerinden tutmalı ve beraber yürümeliydik ama o bunu istemedi. O gün ilk defa bana karşı dürüst oldu ama ertesi gün bunu hatırlamadı. O gün bir şeyleri çözmeye çok yaklaşmıș olsam da dedikleri, tavırları bir şeyden çok emin olmamı sağladı, onun kalbi kırıldı ve o kalbi ben kırmıştım.

Hep sorumsuz biri olmuştum küçükken de. Ancak kimseyi üzmezdim, üzemezdim. Sorunlu ailenin sorunları çocuklara sıçradı, ondan sonra değiştim. İnsanları üzmeye başladım, kalplerini kırdım. İyi çocuk gittiği zaman ise kendimi tanıyamaz oldum. İşte o zaman yaptığım şey şimdi aşkı kaybetmeme, yeni yeșermeye başlayan yaşam hevesimi aldı benden. Neden yaşıyorum ki, diye kendimi sorgulasam da sebebini en sonunda buldum.

Night CigarettesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin