3 ; what is true suicide

591 70 16
                                    

Soğuk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Soğuk... Soğuk... Metalik bir koku... Parfüm kokusu...

İç sesimi dinlemeyi bıraktım ve kapalı gözlerim eşliğinde başımı dizlerimdeki ceketten kaldırdım. Yaklaşık beş dakika önce uyanmıştım ama benim bölmeme güneş ışığı vurmadığı için resmen geceyi yaşıyordum. Bu da uykumun gelmesini sağlıyordu. Saatin kaç olduğundan haberim yoktu, umarım ki 2'ye gelmemişti. Yan taraftaki şahsın uyanıp uyanmadığını bilmiyordum ama ses yapıp uyandırmak da istemiyordum. Azar işitmek istemiyordum sabahın köründe. Derin bir nefes aldım ve başımı tekrar cekete yasladım. Ceketteki parfüm kokusu rutubet kokusunu bastırıyordu en azından.

Kapının açılma sesini duyduğumda başımı kaldırdım, aynı anda gözlerimi açtım. Dünkü yaşlı ruhlu polis elindeki anahtarı sallayarak geliyordu. Hatta dilini yanaklarında gezdiriyordu, kendi kendine söyleniyordu. Sinirli gibiydi. "Her seferinde nasıl çıkıyorsun anlamıyorum. Ne yapıyorsan kimse şikayetçi olmuyor." Yan taraftaki demir kapının kilidini açarken söylendi, kelimeleri öyle bir tonda söylemişti ki tırsmıştım.

Siyah adam yandan gülüp çıkarken durdu, arkasına baktı. Göz göze geldiğimizde yutkundum, bir şeyler vardı. Yanlış olan bir şeyler. "Ceket-" dememe izin vermeden dışarı çıkmıştı. Daha 19'unda, sıkıntıdan yanaklarını şişirmiş bir kız çocuğuna acımış olmalıydı. Tekrar iç çektim, başımı dizlerime yasladım. Buradan çıkmam akşamı bulurdu belki de, kim bilir? Sıkıntıdan içimden formülleri okuyordum. Aklımdaki bilgileri kodluyordum. Cidden sıkıcıydı. Şu an oturup ders çalışmayı tercih ederdim.

Gri kapı tekrar açıldığında başımı kaldırmadım bu sefer, ama duyduğum şeyle hızla baktım karşımdakine. "Seni yanlışlıkla erkek arkadaşınla aynı yere koymuşuz, şansa bak." Kaşlarım çatılırken yanıma gelip demir kapının kilidini açmıştı. "Çıkmayı düşünmüyorsun herhalde?" Ayağa kalktım, yanına giderken ceketin önünü kapattım. "Ne?"

"Ne ne? Sevgilin çıkarttı seni." Kim olduğunu düşünmeye başladım, reşit olan kim vardı ki?

Polis beni içeri yönlendirirken kollarımı birbirine sardım. Hâlâ soğuktu. "Lena!" Renjun koşarak bana sarıldığında neler olduğunu anlamamıştım. Arkasındaki Yukhei de bana el sallarken Renjun bedenini geri çekmişti. "Kim çıkarttı ki beni?" Renjun birkaç saniye düşünürken Yukhei yanımıza gelmişti bile.

"Siyah giyimli bir adam. Sevgilinmiş." Son söylediği şeyden sonra gülerken elimle ağzımı kapattım. "Piercingli?" Yukhei başını sallarken Renjun omuz atmıştı bana gülerek.

"Sevgilin değil mi?" Hemen onu reddettim. "Hayır. Galiba bana acıdığı için yardım etti." Yukhei bana onay verirken kaşlarımı çattım. "Nerede şu an?" Kırk yıl düşünsem de onun bana yardım edeceği aklımın ucundan geçmezdi. Ne bileyim, sıradan bir insandım yani. Ama dediğim gibi, büyük ihtimal acıdığı için yardım etmişti. Eh, ceketi de bende kalmıştı. Çatıda karşılaşırsak verirdim.

Night CigarettesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin