9 ; things i'll regret

421 57 15
                                    

I am tired of this place,I hope people change

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

I am tired of this place,
I hope people change

I need time to replace
what I gave away

And my hopes, they are high,
I must keep them small

Though I try to resist
I still want it all

I see swimming pools and living rooms and aeroplanes

Şarkıyı mırıldanırken bahçemizdeki salıncakta yavaşça sallanıyordum. Hava ılıktı, güneş batmak üzereydi. Daha iki gün önce günbatımında yaşadığım şeyler istemsizce aklıma dolmuştu. Ama umursamamalıydım. Ailemin yanına gelmiştim, kafamı onunla meşgul etmemeliydim.

"Abla," Kardeşim yanıma gelirken deme şeklinden bile bir şey isteyeceği belliydi ama belli etmedim. "Efendim?" Tam karşımda durduğunda gözlerimi kısarak yüzüne baktım. Tam güneşin olduğu yerde durmuştu ve gözlerimi acıtıyordu. "Renjun abiyi ne zaman arayacaksın?" Kabaca göz devirirken hırkamın cebinden telefonumu çıkardım.

Kardeşimin Renjun'e karşı garip bir ilgisi vardı, aşk ya da başka bir şey. Ama benim gözümde sadece aptallıktı. Renjun de bunu bilir ve kardeşimle sürekli ilgilenirdi.

Telefonumun kilidini girip rehbere girerken onu da yanıma çağırmıştım. "Gel." Oturması için kucağımı patpatlarken Renjun aramayı cevaplamıştı. "Renjun oppa!" Luna Renjun'in yüzünü gördüğü anda sevinçle şakırken Renjun de gülmüştü. "N'aber?"

İkisi sadece konuşuyordu, resmen orada yok gibiydim. Luna'nın omuzunun üstünden ikisini izlerken belli etmeden ekran görüntüsü aldım. Renjun iyi görünüyordu, ailesini görmüş olduğundan gerek, daha mutlu gözüküyordu. Gerçekten ona anlatmalı mıydım bilmiyordum, sonuçta telefonda söylenecek bir şey değildi, ve emindim ki Jaemin'i de köşeye sıkıştıracaktı. Artık hiçbir şeyden emin olamıyordum, ama tek isteğim yurda dönünce her şeyi ona anlatıp kurtulmamdı. Eğer başka bir şekilde öğrenirse bana olan güveni sarsılırdı.

"Ee, sen ne yapıyorsun?" Luna görüşmesini bitirip kucağımdan indiğinde telefonu biraz daha yukarı kaldırdım. "Bahçede oturuyorum. Sen?" Sorum üzerine telefonu kendinden uzaklaştırmış ve etrafı göstermişti. "Ben de odamda oturuyorum."

Yaptığı şeye gülerken iç çektim. Aslında şu an gayet iyiydik ama neden aklıma onunla ilgili şeyler dolmuştu ki? "Küs müsün bana?" dedim rüzgâr yüzüme vururken. Şaşırmış gibiydi, telefonu tam gözüne tutup konuştu. "Ne?"

Renjun'in bazı garip hareketleri vardı, tıpkı bunun gibi. Durduk yere bir şeylere gözlerini kısarak bakar, ders çalışırken dilini hep dışarı çıkartırdı. Eh, bu da onu farklı kılan özelliklerinden biriydi.

"Duydun işte," dedim mahçup bir tonda. O ise kahkaha atmıştı. "Eğer geçen günü diyorsan elbette hayır. Jaemin de yanımdaydı zaten, bir daha olursa beraber keseceğiz faturanı." Güldüğümde bu sefer kamerayı ayaklarına çevirmişti. "İşte, hep böyle gül. Ee, Yukhei yine flört yapmış, anlattı mı?"

Night CigarettesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin