21 ; begging apologies

411 58 19
                                    

Ellerim arasındaki sandviçi dişlerken başımı kaldırmamakta ısrarcıydım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ellerim arasındaki sandviçi dişlerken başımı kaldırmamakta ısrarcıydım.

Saat 13:19.

Öğle arası, Jaemin'ler yemek yemek için pizzacıya giderken sırf Renjun'le aynı ortamda bulunmamak için burada kalmayı istemiştim. Yoksa burada oturup sandviç yemektense pizza gömmeyi tercih ederdim.

İki gece önce, kapının önünde bayıldığım güne dönelim isterseniz.

Tahmin ettiğim gibi Renjun de yanıma gelmişti. Yukhei beni kucaklayıp revire götürürken her şey buğuluydu. Sonra ateşime bakıp serum takmışlardı. Hemşire bile bana acımıştı, inanabiliyor musunuz?

Jaemin Renjun'le kavga etmiş, Yukhei anlattı. Jaemin Renjun'in abarttığını söylerek fitili ateşlemişti. Sonra konu Donghyuck'a gelmiş, Jaemin zaten onun yüzünden son günlerde kötü olduğumu ve kendisinin de üstüme geldiğini söylemişti.

Haklı sayılırdı.

Rengim tamamen beyazlamıştı, duvardan farksızdım. Dudaklarım da dahil rengini kaybederken aynaya baktığımda kendimden korkmuştum. İnsanları da korkutmamak adına yüzüme tonlarca krem sürmüştüm.

Renkli görünmek adına sarı bir tişört giymiştim. Mavi bir pantolon, botlar ve topuz yapılan saçlar. En azından kötü ruh halimi uzaktan bakan biri fark etmezdi. Yani, umarım.

"Hey." Bir kız karşıma kurulurken derin bir nefes aldım. Yirmi birinci yüzyıldaydık ve görgü kuralları diye bir şey bilmiyordu galiba. Başımı yavaşça kaldırırken bunun geçen geceki kızlardan biri olduğunu görmüştüm. Büyük ihtimal üst sınıflardandı.

"Geçen gece kötü görünüyordun."
"Sana ne?"

Aslında kaba biri değildim ama son bir haftadır damarlarımda kan yerine sinir dolaşırken kaba olmam kaçınılmaz olmuştu. "Hey, sakin ol. Bir şey demedim bile." Belki de arkadaş olmaya çalışıyordu, kim bilir? Daha önce görmemiştim onu, ya da dikkat etmemiştim. Neyse, zaten yeni birileriyle arkadaş olma planım yoktu, bir iki gün yanımda dolaşır giderdi.

"Geçen gece beni erkeklerle gördüğün için aklında çok farklı bir profil çizmiş olabilirim, ama arkadaşlarla takılıyorduk. Geçiyordum ve seni gördüm." Arkadaşlar, arkadaşlar... Ah o arkadaşlar... Zaten aklımda belirli bir profil çizmemişti, umursamamıştım ki onu o gün.

"Yok, hayır." dedim az önceki halime kıyasla utangaç bir yanıtla. "Ben Xiu Mei." Gülümseyerek elini uzattığında temiz olan elimle elini tuttum. "Kang Lena."

"Güzel isim. Anlamı ne?" Dirseğini masaya koyup yüzünü avucuna yaslayarak sorduğunda gülümsedim. "Güneş ışığı."

Güneş.

Donghyuck.

Güneş dövmesi, güneşli çakmak.

"Belli oluyor, tişörtünle güneşi andırıyorsun." Anlık olarak bakışlarım aşağı inerken tekrar gülümsedim, sandviçimi dişledim. "Seni bizimkilerle de tanıştırmak isterim. Sınıfım 4C, sıkıldığında gelebilirsin. Genelde sınıfta oluruz." Neşeyle şakıdığında seslice yutkundum, bu fazla neşeliydi. Kısaca başımı salladım, gülümseyerek yanımdan ayrıldı.

Night CigarettesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin