Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bir tane kahve." Siparişimi verip önüme dönerken Mei de latte istemişti.
Birazdan arkadaşları gelecekti ve tanışacaktık. Aslında böyle bir planım yoktu ama yeni arkadaşlar fena olmazdı, kafam dağılırdı. Jaemin ve Yukhei hiçbir şey dememişti geçen gün. Şaşırsalar da yanımızdan geçip gitmişlerdi. Renjun... O umursamamıştı her zamanki gibi. Yüzüme bile bakmamıştı. Durumumuz ne olacaktı hiçbir fikrim yoktu, sadece üzülüyordum.
Gelen kahvemi alırken garsona teşekkür ettim, Mei de lattesini aldı. Tam bir şeyler konuşayım diyecektim ki masanın üzerindeki telefonum titreşti. Eğilip ekranı açarken mesajın kimden geldiğine baktım.
Yukhei: Neredesin
Lena: Ne oldu?
Yukhei: Bir şey sordum?
Lena: Arkadaşımla birlikteyim Söyle
Yukhei: Donghyuck mu
Lena: Yukhei Lütfen Ne var söyle Onunla beraber değilim ayrıca
Lena: Of Odamda var Masamın üzerine bak Anahtar kapının üstünde Kilitle sonra
Yukhei: Peki İyi eğlenceler sana
İstemsizce de olsa alt dudağımı dişledim. Önceden ne olursa olsun işimi bırakır yanlarına koşardım ama şimdi kuru bir 'peki'yle olay sonlanıyordu. Kendimi kötü hissediyordum, nasılsa bunların sorumlusu bendim. Kendi ellerimle hayatımı mahvetmiştim ve geri dönüşü yoktu hiçbir şeyin. Zamanı geriye alamazdım.
"Bir şey mi oldu?" Mei endişeyle bana bakarken gülümsedim. "Yok, hayır. Arkadaşlarım yine kavga etmişler, ondan." Başını sallayıp içeceğine eğilirken ekranı kilitledim ve bu sefer konuşan ben oldum. "Gelenler onlar mı?"
Kapıdan giren üç kişiyi gösterdim, o da arkasına döndü ve gelenlere baktı. "Evet." Elini kaldırıp sallarken üçlü yanımıza gelmişti. "Ben Junhan." Geçen gün bana sigara ister misin diye soran çocuktu bu. Umarım o da Donghyuck gibi bağımlı değildi. "Lena." Sonunda masaya oturduğumuzda onlar da bir şeyler söylemişti, çoğunluk pizzaydı.
"Kimya zor diye biliyorum." "Çalışınca oluyor aslında." derken gülümseyip karşımdaki Junhan'a baktım ve kahvemden bir yudum aldım. Kendisi makine mühendisliği okuyormuş, kimya mühendisliğe göre daha basit kalıyordu aslında.
"Oyun oynayalım ya." Adının Lui olduğunu öğrendiğim oğlan oflayarak konuştuğunda Mei iç çekmişti. "Zaten ne zaman rahat durdun ki?" Yan taraftaki çantasına eğildi ve bir şey çıkardı. "Uno!"
