Bölümü mutimediadaki şarkı ile okuyun derim ben ama ne kadar bölüme uygun bilmiyorum. :D Ben bölümü onunla yazdım.
Yola çıktıktan yaklaşık yarım saat sonra Arden bir kafeteryanın önünde durup ikimize tost ve içecek alıyor. Daha sonra ise zaman kaybetmeden yola devam ediyoruz. Bir yandan Arden'in aldıklarını yerken bir müzik sesi yükseliyor arabadan.
"Evren, telefonumu açıp hoparlöre alır mısın?" Dediğini yapmak için telefonu elime aldığımda arayanın Duru olduğunu görüyorum, bu sebepten açmadan önce Arden'e bir kez bakıyorum ve telefonu açarak hoparlöre alıyorum.
"Siz. Sizi hainler. Neredesiniz?" diye bağırıyor telefona Duru.
Arden önce havayı içine çekiyor. "Evren'in ailesini bulmaya gidiyoruz." Onun bu sakinliğine karşı Duru daha fazla sinirleniyor. "Demek Evren'in ailesini aramaya çıktınız. Çok güzel, çıkın, arayın. Bana haber vermeyin, ben kimim ki zaten."
"Duru. Şunu yapma." Arden'in hala süren sakinliği Duru'yu daha fazla sinirlendiriyor ve sesini iyice yükseltiyor. "Neyi yapmayayım Arden? Neyi yapmayayım? Evren benim arkadaşım, siz onun ailesini bulmaya gidiyorsunuz ve bana haber vermiyorsunuz, bensiz gidiyorsunuz. Bunu nasıl yaparsınız anlamıyorum.
Arden. Ne kadar sinirleneceğimi biliyordun, delireceğimi biliyordun ama bile bile haber vermedin."
"Abi." diyor Arden deminki sakinliğinin yerini hafif hafif sinire bırakarak. Anlaşılan Arden, Duru'nun ona ismi ile hitap etmesini pek seviyor, yani kavga anlarında.
"Abi mi? Şaka yapıyor olmalısın. Hayır, hayır abi demeyeceğim."
"Diyece—" derken Arden'in lafını kesiyorum.
"Duru..." Benim sesimi duyan Duru bir an abisini unutuyor ve sinirini bana aktarıyor. Aslına bakarsanız amacımda o ve başarı oluyorum amacımda. Çünkü şuan ikisi de sinirliler ve birbirlerini kırabilirler, işte bu yüzden aralarına giriyorum.
"Evren. Bunu neden yaptın? Yanında olmak isteyeceğimi biliyordun."
Arabanın ılık havasını derince içime çekiyorum. "Biliyordum ama seni buna karıştırmak istemedim. Çünkü... Çünkü ailemi bulup bulamayacağım kesin değil ve seni de sürüklemek istemiyorum. Açıkçası şuan nereye gidiyoruz bilmiyorum, ailem orada mı bilmiyorum, ne olacak hiçbir fikrim yok ve o yüzden senide zor duruma sokmak istemedim. Ne olur beni anla.
Hem, hem korkuyorum Duru. Bu bilinmezliklerden korkuyorum ve acı çekiyorum. Gittiğimiz yerde onları bulabilecek miyim yoksa elim boş geri mi döneceğim? Bunları düşünmek yoruyor beni Duru. Lütfen, her şey bu kadar zorken sende böyle yaparak zorlaştırma olayları, lütfen." diye bitiriyorum konuşmamı.
"Peki." diyor yumuşayan sesi. "Peki. Sizi affediyorum ama en azından giderken haber verseydiniz. İkinizi de evde göremeyince çok merak ettim."
"Üzgünüm. Seni uyandırmak istemedik." dedim ve hemen peşimden Arden ekledi. "Hem haber verseydik yakamıza yapışacaktın gelmek için."
"Doğru." diye cevap veriyor pes etmiş bir ses ile. "Tamam. O zaman biz kapatıyoruz çünkü yaklaşık üç buçuk saatlik bir yolumuz var. Muğla'ya varınca seni ararım." dedikten sonra Duru'nun cevap vermesine izin vermeden kapatıyor telefonu.
****
Üç buçuk saat süren araba yolculuğunun sonunda Muğla'ya ulaşıyoruz. Bütün yolculuk boyunca süren o gerginliğim bir anda kayboluyor ve şehre girdiğimiz andan itibaren acayip heyecanlanıyorum.
"Şimdi nereye gidiyoruz?"
"Şu bahsettiğim ilkokulu arıyoruz." diye cevap veriyor Arden bana. Sesinden gergin olduğu anlaşılıyor, ki yolculuk boyunca hiç konuşmamasından onunda benim gibi gergin olduğunu tahmin ediyordum ve tahminlerim doğru çıkıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çığlıklar
ChickLitŞimdi hiç bilmediğim bir yerde, doğru düzgün tanımadığım insanlara muhtacım. Ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yok. Ailemi nerede ve nasıl bulacağımı bilmiyorum. Kim olduğum ile ilgili bildiğim tek şey ise ismim ve bu bana hiçbir şey ifade etmiyor. H...