Dirseklerini dizine dayamış, elini de yüzüne koyarak yüzünü görmemi engelleyen babamın yanına yürüyorum. Omuzları titriyor ve dudaklarından derin nefesler çıkıyor. Yanına geldiğimde minik elimi koluna koyarak konuşuyorum. "Babacığım."
Elini kafasından kaldırarak kızarmış gözleriyle bana bakıyor. "Efendim miniğim." Sesi titrek çıkıyor. Neden böyle? Gözleri neden kızarık ve sesi böyle titrek?
"Neyin var?"
Çok yavaş bir şekilde kafasını iki yana sallarken gülümsüyor. "Bir şeyim yok güzelim." Ondan olumlu yanıt alınca gülümsüyorum ve ellerimi çırpıyorum. "O zaman annemin yanına ne zaman gidiyoruz?"
Gülümsemesi dudaklarından siliniyor, göz pınarlarına gözyaşları doluyor. "Evren," diyor yutkunarak. "Sana bir şey söylemem gerek." Kucağına çıkıyorum babamın. "Tamam."
Sertçe yutkunurken cümleye nasıl başlayacağını düşünüyor. Neden bu kadar ciddi? Benim babam bu kadar ciddi değildir ki. Biz hep eğleniriz, mutluyuz ama şimdi mutsuz ve ciddi. Neden?
"Annen gitti hayatım?" Babamın bu sözü üzerine gözlerim korkuyla açılarak anında doluyor. "Gitti mi?"
"Gitti hayatım."
"Bir daha gelmeyecek mi yani?"
"Gelmeyecek hayatım." diyor ve ağlamaya başlıyorum. "Ama ben annemi istiyorum. Neden bizi bıraktı?"
"Onu bende istiyorum ama artık aramızda değil. Burada değil hayatım." Duraksıyor. "O... O gitti ama gitmek istemiyordu. Seni, beni, bizi bırakmak istemedi. Hiçbir zaman."
"O zaman neden gitti?"
Burnunu çekiyor. "Gitmesi gerekti. Çünkü," acıyla gözlerini yumuyor. "Ah Evren, bu nasıl denir bilmiyorum ama annen," Hıçkırıyor. "Annen öldü bebeğim."
"Ölmek ne demek baba?"
"Ölmek.
Ölmek aramızdan ayrıldığı anlamına geliyor. Bu dünyadan gittiği, artık daha güzel bir yerde yaşayacağı anlamına geliyor."
"Bizde oraya gidebilir miyiz, baba?"
Tek gözünden yaş akarken konuşuyor. "Zamanı geldiğinde hepimiz gideceğiz." Gözlerini sıkıca yumarak birkaç saniye bekliyor. "Şimdi git üzerini giyin bebeğim. Çünkü anneni son kez görmeye gideceğiz." Durumun ciddiyetini tam olarak kavrayamamış bir şekilde kafamı sallıyorum ve babamın kucağından inerek odama gitmek için harekete geçiyorum.
Tam kapıdan çıkacağım sırada bir hıçkırık sesi geliyor arkamdan. Babama dönüyorum, gözlerinden deli gibi gözyaşı akarken omuzları sarsılıyor, bir eli ile gözyaşlarını silmeye çalışıyor, diğer eliyle de koltuktan destek alıyor. Oturabilmek için. Çünkü oturuyor olsa bile tutmuyor hiçbir yeri.
Acı çekiyor, özlüyor, canı yanıyor.
Benim babam ilk defa ağlıyor. Onun ilk defa ağladığını görüyorum.
*****
Babamın en sevdiği siyah elbiseyi giyiyorum ama bu sefer görmüyor beni. Çünkü o, o artık gitti. Bıraktı beni. Aynı annem gibi... Ama olsun, şimdi birlikteler.
"Başınız sağ olsun." diyen birçok insan geliyor yanıma. Hepsi ağlıyor, sarılıyor, geçecek diyor. Geçmeyecek. Bu acı geçmeyecek. Babamı kaybettim ben. Babamı, her şeyimi...
O benim babam.
Kolay değil, bu acıyı kaldırmak kolay değil, hiçbir zamanda kolay olmayacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çığlıklar
ChickLitŞimdi hiç bilmediğim bir yerde, doğru düzgün tanımadığım insanlara muhtacım. Ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yok. Ailemi nerede ve nasıl bulacağımı bilmiyorum. Kim olduğum ile ilgili bildiğim tek şey ise ismim ve bu bana hiçbir şey ifade etmiyor. H...