26. Bölüm

386 53 11
                                    

Bölümün son sahnelerindeki şarkı Birdy - Skinny Love isterseniz onu da dinleyebilirsiniz.


Ben güçlü biri değilim. Güçlü biri olduğumu düşünmüyorum. Ben çok güçsüz bir kızım. Güçlü gibi durmaya çalışan ama onu bile başaramayan küçücük bir kız. Annesin yıllar önce bıraktığı yaralı, küçük bir kız.

Kanadı kopmuş ve hala uçmaya çalışan bir kuşum aslında. Kopan kanadımda anılarım var ve ben uçup onları bulmaya çalışıyorum. Geçmişimi hatırlamaya çalıştıkça yaramı daha da kanatıyorum ve o kan durmuyor. Durmadıkça daha da güçsüz hale getiriyor beni ve yerimde saymaya başlıyorum. Yardıma ihtiyacım var. Bu kanadı kopuk kuşun yaralarına pansuman yapacak, onu iyileştirecek, yaralarını saracak birine ihtiyacı var. Arden'e ihtiyacı var.

Arden...

O sarıyor yaralarımı ama sarmıyor da. Geçmişimi bulamam ve tekrar uçabilmem için uğraşıyor fakat bunu yaparak kendinden uzaklaştırıyor beni. Çünkü biliyorum, her şeyi öğrendiğimde kalamayacağım burada. Çok ağır gelecek bana ve kaçmak isteyeceğim ama bilmiyorum belki... Belki o da beni severse gitmem ben, hep kalırım burada, onunla kalırım, yanında kalırım, ona sarılırım ve hiç bırakmam. Ama sadece o da beni severse.

Sevmek... Sevilmek.

Sevmek çok güzel bir şey, çok ama çok güzel. Özelliklede onu sevmek mükemmel ama bundan daha mükemmel bir şey varsa onun tarafından sevilmek olmalı. Onun kalbine girebilmek, onun tarafından sevilmek, onun tarafından öpülmek, onun gözlerinin gördüğü tek insan olmak ve daha fazlası o kadar özel, o kadar güzel bir şey olmalı ki.

Ben bilmiyorum. Onun tarafından sevilmek nasıl bir şey bilmiyorum ama mükemmel olduğuna eminim çünkü o Arden. O mükemmel biri, en azından benim için. Zaten başkası için mükemmel olmasın, kıskanırım onu ben. Ona farklı bakan her gözü, elini tutan her eli kıskanırım. Onu başkasıyla görmeye dayanamam, kalbim acır, kırılır, paramparça olur ve ellerimin arasına dökülür.

Hem onsuz nefes alamam. Tamam, benim olmaması acı ama onsuz olmak daha acı. En asından şimdi yanımda ve bu sayede nefes alabiliyorum ama beni bırakırsa nefes alamam ki. Susuz kalan bir çiçek gibi olur, acı çeke çeke ölürüm o zaman. Ama istemiyorum, onsuz olmak ve onsuz ölmek istemiyorum. Her anımda yanımda olsun istiyorum, beni bırakmasın, benimle beraber yaşlansın, her zaman beraber olalım.

"Evren hadi yemeğe gel." diyerek odama giriyor Duru. Ona gülümseyerek bakıyorum ve kafamı sallayarak yataktan çıkıyorum. Elimi yüzümü yıkayarak mutfağa iniyorum. Kahvaltı yaparken biraz sohbet ediyoruz Duruyla ve en sonunda dayanamayıp soruyorum.

"Arden nerede?" Bana küçük bir gülümseme gönderiyor. "Duruşması vardı, bu yüzden erken çıktı." Anladım anlamında kafamı sallıyorum.

"Evren, Arden bu akşam bizi yemeğe çıkartacak ama ben bir bahane uydurup gelmeyeceğim. Bu gece bir şeyler olacak. Abimin seni fark etmesini fark etmesini sağlamamız gerekiyor. Aslında bence abim senin farkında yani sana karşı boş değil. Bizim sadece onu güdelememiz gerekiyor. Ona biraz aralayacağız kapıyı ve o da bize tıpış tıpış gelecek."

"Duru," duraksıyorum. "Ben Arden'in bana karşı bir şeyler hissettiğini sanmıyorum."

Gözlerini deviriyorum. "Hayatım kusura bakma ama sen biraz safsın. Abimin gözlerinden anlaşılıyor be."

"Saçmalama."

"Saçmalamıyorum." diyor ve ekliyor. "Ay, Naz'a da haber verelim o da gelsin yardım etsin. Seni hazırlamamız lazım ama ne yapacağız ki." diyip hızla yerinden kalkarak Naz'ı arıyor.

ÇığlıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin