Geçmiş
Ebru aynada gelinliğine bakıyordu. Tüm gün bu gelinliğin içinde kendini prenses gibi hissetmişti. Topuz olan saçları, gelinliği, makyajı düğüne dair her şey harikaydı. Hemen balayına gitmeyecek olmaları daha iyiydi. Çünkü gerçekten yorgundu. Üstelik okulda hala devam ediyordu. Düğün için yaz aylarını bekleyemeyecek kadar heyecanlı ve sabırsız bir çifttiler. Bu yüzden düğünleri ilkbaharda olmuştu. Artık balayını yazın yapacaklardı. Aslında çokta önemli değildi. Önemli olan Mahir'in yanında olmasıydı. Bir başka önemli olan şey ise bu geceydi. Bu gecenin nasıl geçeceğine dair birçok fikri olsa da ne yapması gerektiğini ve nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu.
Kadınların hep bahsettiği o ilk gece işte bu geceydi. Gelin odasının kapısı açılmasıyla bakışlarını kapıya yönelten Ebru, Mahir'in odaya girdiğini görüp bedenini adama doğru çevirdi. "Hazırsan gidelim Ebru."
"Hazırım."
Yeni evli çift gelin odasından birlikte çıktılar. Anne ve babalarının ellerini öptükten sonra düğün salonunun dışındaki gelin arabasına doğru ilerlediler. "Yorgun musun?" diye soran Mahir'e bakan Ebru "Biraz." diyerek gerçeği söylemişti.
Mahir bu geceyi ertelemeyi hiç istemese de eğer Ebru yorgunsa ve istemiyorsa erteleyebilirdi. Belki de onu gördüğü ilk andan beri içinde bu gece yaşayacakları anı bekleyen tutkulu bir adam vardı ve o adamı biraz daha dizginleyebilirdi.
Arabaya bindikten sonra arabayı çalıştırmadan önce Ebru'ya bakan Mahir "Ebru yorgunsan bu geceyi erteleyebiliriz güzelim." demişti.
Genç kadın yüzünü cama yaslayarak parmaklarıyla oynamaya başladı. "Hayır, yorgun değilim ertelemeyelim."
Kesinlikle bunu istemiyordu. Hissedeceği hisleri merak ediyordu. Mahir'in tutkulu hallerini, ona dokunmanın tattıracağı hissi ve birbirine ait olmanın vereceği huzuru hemen bu gece yaşamak istiyordu. Bunları ertelemek saçma olurdu. Üstelik o kadar yorgun da değildi. Acaba Mahir istemiyor muydu? O yüzden mi bu geceyi ertelemeyi teklif etmişti? Onu şu an arzulamıyor olabilir miydi? Halbuki Ebru arzu doluydu. Bir erkeğin sevdiği kadını arzulaması ne kadar doğalsa bir kadınında sevdiği adamı arzulaması da o kadar doğaldı.
Mahir aldığı cevaptan memnun bir şekilde arabayı sürmeye başlarken Ebru derin düşüncelere dalmıştı. Onu nasıl baştan çıkarabilirdi? Galiba aldığı gecelikler işine yarayacaktı. Alırken çok utansa da şimdi iyi ki aldığını düşünüyordu. Mahir'in aklını başından alacaktı. Hangi rengi giyeceğini düşünse iyi olurdu. İlk gece için kırmızı güzel bir seçim olabilirdi. Ebru'nun düşünceleri daha da derinleşirken arabadaki sessizliği açılan radyodan gelen müzik sesi bozmuştu.
Gerçi tüm gece boyunca çalan müzikten dolayı kafaları şişmişti. Bu yüzden Mahir radyoyu geri kapattı. İlk gecelerinde sevgili eşinin başının ağrımasını hiç istemezdi. "Güzel bir düğün oldu." dedi Mahir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Harbi
General FictionYüzbaşı Mahir Kocatürk. Deliler gibi aşık olduğu kadın Ebru ile nihayet evlenmişti. Kaderin onlar için balayılarının ikinci gecesi kötü bir sürprizi vardı. Teröristler tarafından kaçırılan Mahir, eski hayatına dönmek ve çok sevdiği aşkına kavuşmak i...