Benim için göç;
Hep sana yol almaktır
(Aslı Özgür)Günümüz
Mahir bileklerindeki kelepçeyi çekiştirse de ne yazık ki bu canını yakmaktan başka hiçbir işe yaramıyordu. Buradan çıkması lazımdı. Şimdiden oldukça dayak yemişti. Ebru ne yapıyordu? Allah'ım kafayı yemek üzereydi.
"Hala anlatmayacak mısın komutan?" diyen adama bakan Mahir yere tükürdü. Çok beklerlerdi.
"Ha illa seni tehdit edelim bunu mu istiyorsun?"
Aptal aptal sırıtan Mahir yüzüne yediği yumrukla kanayan ağzındaki kanı yere tükürdü. "Bana istediğinizi yapın or**** ç***kları. Asla söylemeyeceğim."
"Abi bu şerefsizin karısını bırakmayacaktık. Şakır şakır öterdi." dedi içlerinden birisi. Mahir sırıtırken aklı yeniden Ebru'ya kaydı. Emin ellerde olduğunu biliyordu. Arkadaşları ona iyi bakardı. En önemlisi babası onu korurdu.
İçlerinden başları olduğunu düşündüğü adam düşünürken Mahir de buradan kurtulmak için düşünmek zorundaydı. Nasıl çıkacaktı? Bu delikten kaçıp geri dönmeliydi.
Geçmiş
Ebru bardaklara koyduğu soğuk içecekleri tepsiye yerleştirip salona doğru ilerledi. Yeni taşındığı için her yer dağınıktı. Neyse ki kendisine yardım eden biri vardı. Salona doğru ilerleyip televizyon ile uğraşan adama doğru baktı.
"Mahir Bey yorulmuşsunuzdur. Biraz ara verin." dedi. Ah onunla konuşurken fazlaca çekiniyordu. Kelimelerini teker teker seçiyordu. Bazen kekelediği de oluyordu. Allah aşkına adam heykel gibiydi. Çok yakışıklıydı. Daha önce bu kadar karizmatik bir erkekle tanışmamıştı. Ebru da güzel bir kadındı. Bakımlı olmayı seven biriydi. Acaba Mahir'in hoşuna gitmiş miydi?
Bunu neden düşündüğünü bilmiyordu. Aslında biliyordu fakat cevaptan kaçmak onun için daha doğru bir seçimdi. Bu adamdan hoşlanmaya başlamıştı. Zaten kim hoşlanmazdı ki? Onunda bir kalbi vardı.
Genç adam kumandayla birlikte koltuğa oturdu. Ebru'nun getirdiği tepsiden içeceği alıp "Teşekkür ederim Ebru Hanım." dedi.
"Rica ederim."
"Ev oldukça güzelmiş. Okulunuza da yakın. Isınma da bir sıkıntı var mıymış?"
"Ev sahibi olmadığını söyledi."
"Ben birazdan kaloriferlerde hava var mı onu da kontrol ederim."
Ebru "Teşekkür ederim. Sizi de izin gününüzde yoruyorum." dedi mahçup bir şekilde. Gerçekten ona karşı mahçup hissediyordu. Ama bir yandan da kendini onun yanında iyi hissediyordu. Birçok duyguyu aynı anda yaşıyordu.
"Bu benim tercihim Ebru Hanım." diyen Mahir bastığı tuş ile televizyonu açtı.
"Kanalları ayarladım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Harbi
Tiểu Thuyết ChungYüzbaşı Mahir Kocatürk. Deliler gibi aşık olduğu kadın Ebru ile nihayet evlenmişti. Kaderin onlar için balayılarının ikinci gecesi kötü bir sürprizi vardı. Teröristler tarafından kaçırılan Mahir, eski hayatına dönmek ve çok sevdiği aşkına kavuşmak i...