Mahir komutanın söylediklerini tüm dikkatini vererek dinliyordu. Bahsettiği operasyonda kendisi de yer almak istiyordu. Kaçırıldığı bölgeye düzenlenecek geniş kapsamlı bir operasyondan bahsediliyordu. Buraya gitmek o hainleri öldürmek onunda hakkıydı.
"Operasyonda bende yer almak isterim komutanım." dedi karşısındaki Albaya. Albay kaşlarını çatarak Mahir'e doğru baktı.
"Olmaz Mahir. Bu operasyonda yer almanı istemiyorum." dedi Albay ciddi bir ses tonu ve yüz ifadesiyle.
"Komutanım-"
"Olmaz. Israr etmeni istemiyorum. Bu operasyonda yoksun."
Mahir derin bir iç çekerek arkasına yaslandı. Pekala düşünmesi gereken bir eşi ve bebeği vardı. Bununda oldukça farkındaydı. Fakat yine de bir yanı sürekli yarım kalmış bir şeyi tamamlamak istiyordu. Gözünün önüne Ebru gelince bir an bu fikrinden vazgeçti. Onu yeteri kadar üzmüştü. Daha fazla üzmek istemiyordu. Yine de vereceği her kararda Ebru'nun kendisini anlayacağını biliyordu. Yaşamak bile başlı başına bir riskken, riskli olan her şeyden kaçarak yaşamaya çalışmak aptallıktı.
Genç adam toplantı salonundan çıkarak derin bir nefes aldı. Bulundukları binanın dışına çıkıp bir sigara yakmak için çakmağını çıkarttı. Sigarası dudaklarının arasındaki yerini alırken düşünceleri gittiköe yoğunlaşmaya devam ediyordu. Doğru bildiği hayatı boyunca yapmayı görev edindiği şey vatanı korumaktı.
Kendisi gibi birçok asker vardı. Elbette bunu biliyordu. Yanına gelen Mücahit omzuna elini koyup "Komutanım, iyi misin?" dedi.
Mahir başını olumluca salladı. "Evet iyiyim. Sadece karar veremiyorum."
"Albayın, operasyonda olmayacağını kesin bir dille söylediğini hatırlıyorum." dedi Mücahit.
"Bana Tuğgeneral bir kayınpederin iyi olacağını sen söylemiştin." dedi Mahir gülümseyerek. Mücahit bunu gerçekten de söylemişti. Rütbe olarak yükseleceğini ve istediklerinin daha hızlı yapılabileceğini düşündüğü için söylemişti. Mahir daha önce kayınpederinden mesleği veya işiyle ilgili hiçbir şey istememişti. Bundan sonrası içinde istemeyi düşünmüyordu. Operasyon işini önce Ebru'ya soracaktı. Onun fikrini aldıktan sonra hareket etmek çok daha mantıklı bir iş olurdu. Sonuçta yaşadığı hayat artık sadece ona ait değildi. Bir oğlu ve eşi vardı. Onlardan habersiz bir şekilde hareket etmek düşüncesizlik olurdu.
Mücahit, onun dediği her şeyi hala hatırlıyor olmasına kahkaha atmadan edemedi. Mahir ne adamdı ama. Kardeşi olarak gördüğü bu adamın hayata sıkıca tutunmasına seviniyordu. Mahir çok güçlü bir adamdı. Psikolojik açıdan hala ayakta olması bile Mücahit'e şaşırtıcı geliyordu. Onun yaşadığı gibi olaylar kolay atlatılabilen olaylar değildi. Mahir'in kolay atlattığını söylemiyordu. Sadece hala eski Mahir olduğu için ona büyük bir saygı duyuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Harbi
General FictionYüzbaşı Mahir Kocatürk. Deliler gibi aşık olduğu kadın Ebru ile nihayet evlenmişti. Kaderin onlar için balayılarının ikinci gecesi kötü bir sürprizi vardı. Teröristler tarafından kaçırılan Mahir, eski hayatına dönmek ve çok sevdiği aşkına kavuşmak i...