Bölüm 23

24.2K 1.9K 59
                                    

Mahir uyuyan eşine doğru bakarak derin bir iç çekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mahir uyuyan eşine doğru bakarak derin bir iç çekti. Oturduğu yerde ayağı sürekli hareket ediyor, gözleri sürekli tetikte bekliyordu. Tatile gelmişlerdi. Son tatil deneyimleri hiç ama hiç güzel değildi. Bu yüzden genç adam sürekli her şeyi kontrol etme gereksinimi duyuyor ve istemeden de olsa stres oluyordu.

Buradaki ikinci günleriydi. Gece her ne kadar uyumaya çalışsa da bunu bir türlü beceremiyordu. Koruması gereken iki önemli insana sahipti. Annesinin yanında uyuyan Cesur'a bakınca bakışları yumuşadı. Hayatı boyunca böyle olamazdı. Başlarda bir doktora gitmeyi düşünmese de şu sıralar yaşadıklarının onda yarattığı travmaların karşılaştığı olaylarla ortaya çıkışına şahit oluyordu. Bu şekilde yaşamaya devam edemezdi. Bu hali ileride daha ciddi bir takıntıya döneşebilirdi.

Arkasına yaslanıp dışarıyı izlemeye başladı. Denizin huzur veren sesini duymak iyi geliyordu. Etrafta insan yoktu ve hava daha sabahın erken saatleri olmasına rağmen sıcaktı. Aslında tam yürüyüş yapılacak hava vardı. Bu sefer tatil için Ayvalık'ı tercih etmişlerdi. Oldukça güzel bir otelde yer ayırtmış ailecek vakit geçirmeyi tercih etmişlerdi. Cesur'un suyu bu kadar sevip çıkmak istemeyişi hem Ebru'yu hem Mahir'i şaşırmıştı. Genç adam etrafa bakınırken gözüne çarpan bir şey ile duraksadı. Kaldıkları odanın karşılarında bulunan tam çaprazlarındaki odada kalanlarda uyanmıştı. Mahir bir an balkona çıkan adamları izledi. Sürekli kötü düşünüp durmaktan yorulmuştu. Ancak aklında sürekli 'ya öyleyse?' sorusu geziyordu. Ya o adamlarda onun peşindeyse? Ya Ebru'ya ve oğluna bir şey yapmaya kalkışırlarsa? Aklına o gecedeki anıları gelmeye başladı. Kelepçelenen bilekleri, Ebru'nun başına dayanan silah-

"Mahir." diyen yumuşak sesle düşüncelerinden sıyrılan genç adam uykusundan uyanmış olan eşine bakmaya başladı. Gündüzleri bir başka güzel görünüyordu. Şimdi onu öpüp, Cesur'a kardeş yapmak vardı. Ah Ebru. Çok ama çok güzeldi.

"Uyandın mı güzelim?"

"Evet. Sen yine mi uyumadın?" dedi Ebru yavaş bir şekilde doğruldu. Bu sırada oğluna bakıyordu. Cesur biraz daha uyusa iyi olurdu. Sonra uykusunu alamadığı için annesine eziyet ediyordu. Yataktan kalkıp eşinin karşısındaki koltuğa oturdu.

"Biraz uyudum." dedi Mahir. Ebru buna hiç ama hiç inanmıyordu. Gözleri oldukça yorgun bakıyordu. Eşini çok iyi tanıyordu. Yine uyumamış olmalıydı. Kendini onun yerine koyunca kendisininde onun gibi davranabileceğini düşündü. Bir kere hayatı istemediği şekilde değişmişti. Şimdi Cesur vardı. Şimdi bir eş olmanın yanı sıra babaydı. Daha dikkatli olmalı oğlunu hayattaki
kötülüklerden korumaya çalışmalıydı. Bu hem Ebru hem Mahir için geçerliydi. Bu yüzden Ebru eşini anlayabiliyordu. Yine de nöbet tutar gibi kaç gündür uyumaması onu endişelendiriyordu.

Mahir'in elini tutup gülümsedi. "Endişelenme."

Fakat bu Mahir'in elinde değildi. O her zaman böyle stresli bir insan değildi. Fakat bu tatil meselesi artık onu streslendiriyordu. Bir süre Cesur'un biraz daha uyuması için beklediler. Minik bebeğin uykusunu iyice aldığını düşündüklerinde Cesur'u uyandırdılar. Etrafa gülücükler saçan bebek uykusunu iyice aldığını belli ediyordu. Bebeğin üstünü değiştirip kahvaltı yapmak için odalarından çıktılar. Tepsilere yiyebilecekleri kadar yiyecek aldıktan sonra boş bir masaya geçtiler. Deniz manzarasında kahvaltı etmek oldukça huzur vericiydi.

Yürek HarbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin