Bölüm 4

35.6K 2.6K 363
                                    

Geçmiş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Geçmiş

Genç adam bir operasyonun daha bitişiyle rahat bir şekilde koltukta uzanıyordu. İzinliydi. Dinlenecek ve yeniden işe gidecekti. Fakat kafası sürekli meşguldü. Bir haftadır ortada yoktu. Aklı bir şekilde Ebru'ya kayıyordu. Acaba ne yapıyordu ya da ne yapmıştı?

Telefonun mesajlarına ve arama kısmına bakınca kadından herhangi bir iz görememişti. Belki de dediği gibi birbirlerinden uzak durmaları daha iyiydi. Bir yanı bunun aksini söylemek istese de bunu yapamazdı.

Uzandığı yerden doğrulan genç adam derin bir iç çekti. En azından arayıp görevden geldiğini ve bir ihtiyacı olursa söylemesi gerektiğini söyleyebilirdi. Evet bunun için kesinlikle arayabilirdi. Boğazını temizleyen Mahir numarayı tuşlayıp telefonu kulağına götürdü.

Bir süredir evde olmadığı için sakalı uzamıştı. Kendisi bu görüntüsüne pek alışık değildi. Bu yüzden sakal ona garip geliyordu. Telefon uzun çalışlardan sonra açıldığında önce Mahir konuştu.

"Alo, Ebru nasılsın?"

"İyiyim Mahir. Operasyondan döndün mü?"

"Evet gece döndüm. Bir ihtiyacın var mı diye sorayım dedim."

Mahir konuşurken o kadar rahattı ki bu Ebru'nun canını sıkmıştı. Kendisinin midesine kramplar giriyor, başı dönüyor gibi oluyordu. Hatta heyecandan sesi titriyor bile olabilirdi. Sesini duymayalı o kadar olmuştu ki...

Onun için dualar etmişti. Sağ salim dönmesi için, onu bir kez daha görebilmek için dualarını eksik etmemişti. Şimdi özlediği sesi duymak Ebru için bambaşka bir histi. Fakat Mahir'in sesi normal geliyordu ve Ebru bir kez daha bu hisleri tek başına yaşadığını fark etti. Bu gerçek artık üzücü olmaya başlamıştı.

"Teşekkür ederim bir ihtiyacım yok. Sen iyisin değil mi?"

"Evet iyiyim. Bir sıkıntı yok Ebru."

"Sevindim ee benim kapatmam gerekiyor Mahir. Bir randevudaydım."

Mahir'in gülümseyen yüzü aniden düşerken aklında bir sürü doru gezinmeye başlamıştı. Randevu? Kiminle? Nerede? Niçin?

"Randevu mu?"

"Evet."

Derin bir nefes alan adam dişlerini sinirle sıkmaya başladı. Demek yokluğunda Ebru görüşecek bir adam bulmuştu. İyi. Çok iyi. Artık yanlış anlaşılmalar ortadan kalkacağa benziyordu. Bundan daha iyi ne olabilirdi?

"Anladım. Lütfen kendine dikkat et Ebru."

"Tamam, merak etme."

Merak etme mi? Şimdiden deli gibi merak ediyordu. Kiminle ne yapıyordu bu kadın? Telefon kapandığında Mahir tuttuğu nefesini verip sinirli bir halde ayağa kalktı. Çevresindeki insanlar kendisine nasıl bir baskı yaptıysa Ebru'yu sahiplenmeye başlamıştı. Evet hepsi çevresindeki insanlar ve aklına soktukları aptal fikirlerden dolayıydı. Kadına arkadaştan öte bir durumları olamayacağını açık bir şekilde söylemişken şimdi kendisi bu fikirden nefret etmeye başlamıştı.

Yürek HarbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin