Bölüm 17

32.1K 2.3K 168
                                    

Günümüz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Günümüz

Genç kadın giydiği geceliğinin askılarını düzeltip saçlarını yavaşça taramaya başladı. Mahir eve geri döneli tam bir hafta olmuştu. Ve bu süreçte ona dokunma girişiminde bulunmaması bir anlığına Ebru'yu endişelendirmeye başlamıştı. Sonuçta bir yıldır ayrılardı ve Ebru onu özlemişti. Onu, varlığını, hissettirdiklerini, dokunuşunu yami onlara dair birçok şeyi özlemişti. Bu yüzden bugün istediğini almayı düşünüyordu. Kocasını baştan çıkaracak ve bir yıldır süren özlemine son verecekti. Belki de Mahir çekiniyordu. Başka bir açıklama aklına gelmiyordu. Aralarındaki her şey eskisi gibiydi. Ne kadar yanında durursa dursun ona olan özlemi bir türlü dinmiyordu. Bazen yine gidecekmiş gibi hissetmesine engel olamıyordu. Yaşadıkları oldukça zor olaylardı. Bu yüzden onunla tamamen yakınlaşıp istediğini alacaktı.

Yatak odasından çıkan Ebru yavaş adımlarla salona yöneldi. Mahir yerde oturarak Cesur ile oyun oynuyordu. Daha çok oğlunu güldürmeye çalışıyordu. Bir yandan televizyon sesi yükselirken diğer yandan bebeklerinin sesi duyuluyordu. Ebru gülümseyerek koltuklardan birine oturdu. Genç adam eşinin varlığını hissedip koltuğa oturan Ebru'ya kısa bir bakış attı. Karısının üstünde gecelikten başka bir şey yoktu. Bu yüzden kısa sürmesini planladığı bakışı olduğundan çok daha uzun bir bakış haline döndü. Gözleriyle Ebru'yu adeta yiyip bitiriyordu. Aman Allah'ım. Şu an göğüslerine dokunmamak için kendi kendine büyük bir çaba sarf ediyordu. Karısının vücuduna dokunmak istiyordu. Bu sürekli aklındaydı. Ebru'nun doğum yaptığı gerçeğini de aklından çıkarmıyordu. Eşinin doğum sonrası dönemi atlattığına artık emindi. Yoksa şu an bu şekilde giyinip karşısına çıkmazdı. Amacını anlamaması için Mahir'in aklını kaybetmiş olması gerekiyordu.

Ebru eşinin arzu dolu bakışlarını fark edip mutlu olurken yerdeki Cesur'u kucağına almak için bilerek eğildi. Böylelikle geceliğinin sakladığı vücudunun bazı kısımlarını da kısa bir süreliğine Mahir'e sergilemiş oldu. Genç adam zorlukla yutkunurken Ebru kucağına aldığı Cesur'u hafif hafif sallamaya başladı. Bu veletin uyumaya pek niyeti yok gibiydi.

'Ah Cesur hadi uyu ve annen ile baban biraz baş başa kalsın oğlum.'

Ebru sürekli içinden söylenip durarak oğlunu sallıyordu. Fakat bunun faydası yoktu. Bu yüzden Cesur'u yeniden Mahir'e vermek için hareketlendiği sırada genç adam karısının kolundan tutup hem eşini hem de oğlunu yere doğru çekti. Ebru'yu açtığı bacaklarının arasına oturttu.

Karısının sırtının göğsüne dayanmasını sağladı. Kollarıyla Ebru'nun belini sıkıca sararken Ebru da oğlunu sıkıca sarmıştı. Mahir karısının kulağına doğru "Amacına ulaştığını biliyor musun?" dedi.

Ebru anlık bir gülümseme sergiledikten sonra "Öyle mi?" dedi.

Mahir geceliğin açıkta bıraktığı o güzel bacaklarda bir elini yavaşça gezdirmeye başladı. Sıcak nefesi ise Ebru'nun boynuna değiyordu. "Kesinlikle öyle."

Yürek HarbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin