Geçmiş
Ebru, Mahir'in elini tutarak batan güneşin keyfini çıkartıyordu. Balayı için geldikleri otelde ikinci günleride böylece bitmişti. Tüm günü birlikte geçirmişlerdi. Akşam yemeğinden sonra güneşin batışını da yine birlikte izlemek istemişlerdi. Şimdi büyük ihtimalle odalarına çekilecekler ve tüm gece sevişeceklerdi. Ah Mahir onu deli ediyordu. Ciddi anlamda çıldırdığını hissettiği anlar oluyordu. Adam ona nasıl işkence edeceğini ve istediğini nasıl yaptıracağını çok iyi bir şekilde biliyordu. Her ne kadar çıldırsa da onunla geçen tutku dolu geceler çok özel ve güzeldi. Artık buna alıştığını söyleyebilirdi. Mahir başlarda sadece yatakta olan birlikteliklerini artık farklı yerlerde de gerçekleştirmeye başlamıştı.
Ah dün odadaki masanın üstünde bile birlikte olmuşlardı. Düşününce bu durumun utanç verici olduğunu hissetse de o an yaşadığı hisler bambaşkaydı. Arzunun ve tutkunun damarlarında gezdiğini hissetmişti.
Bir süre daha gün batımını izleyen çift gerçekten de az sonra Mahir'in girişimiyle oturdukları yerden ayağa kalktı. El ele tutuşup otelin içine ilerlemeye başladılar.
"Buraya iyi ki geldik aşkım." dedi Ebru mutlu bir şekilde.
"Balayını biraz ertelemek zorunda kaldığımız için üzgünüm sevgilim. Burayı bende sevdim. Artık hep geliriz."
"Evet. Seneye yine gelelim. Hatta diğer sene, diğer sene ve bir sonraki senede gelelim."
Mahir eşine kahkaha atmaya başladı. Oldukça masum bir isteği vardı. Elbette buraya her zaman gelirlerdi. Hem aşk tazelemiş olurlardı hem de tatil yaparlardı. Hem belki seneye çocukları ile gelirlerdi.
Mahir'in içinde anlık bir şekilde gidip gelen bir çocuk isteği oluştu. Bir bebek büyük bir sorumluluktu. Onun yarını bile belli değildi. Ebru'yu böyle büyük bir sorumlulukla baş başa bırakmak şimdilik istediği bir şey değildi. Arada unutsa da korunmaya devam etmeliydi.
Genç çift nihayet odalarına geldiklerinde Mahir kapıyı hızlıca kapatıp eşini soğuk duvara dayadı. Ebru'nun yumuşak göğüsleri kendi göğsüne değerken elleri karıncalanmaya başladı. Onlara dokunmak istiyordu. Ve bunu yapmak içinde fazla beklememişti. Elleri Ebru'nun tişörtünün içine girip yukarılara doğru çıktı. Genç kadının ağzından dökülen ufak bir ses ile kararmış bakışları Ebru'nun gözlerine bakmaya başladı.
Hoşuna gittiğini çok iyi bir şekilde biliyordu. Bir hamlede eşinin üstündeki tişörtü çıkartıp atan Mahir kendi üstündekilerden de kurtuldu. Şimdi birbirine değer sıcacık iki beden ve o bedenleri ele geçiren tutku vardı. Yavaş adımlarla yatağa doğru ilerleyen bedenler bir yandan da ufak kahkahalar atıyordu. Asla bıkmıyorlardı. Sabah akşam birlikte olsalar bile yine aynı heyecan onları sarıp sarmalıyordu.
"Yavaş ol biraz." diyen Ebru kocasının aceleci tavrından cilveli bir şekilde şikayetçi oluyordu. Ancak bu şikayeti Mahir'de pekte etkili olmuşa benzemiyordu. Genç adam yaptıklarına aynı şekilde devam ediyor, aceleci tavrı sürüyordu. Az sonra karısının bacaklarını beline dolamasıyla birlikteliklerini yaşamaya nihayet başlamışlardı. Ah onsuz geçen her dakika işkence gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürek Harbi
General FictionYüzbaşı Mahir Kocatürk. Deliler gibi aşık olduğu kadın Ebru ile nihayet evlenmişti. Kaderin onlar için balayılarının ikinci gecesi kötü bir sürprizi vardı. Teröristler tarafından kaçırılan Mahir, eski hayatına dönmek ve çok sevdiği aşkına kavuşmak i...