20. BÖLÜM

263 12 7
                                    

Kanatları varmış kalbin
Sevilince uçarmış
Sevilmeyince göçermiş
Birde kırılınca hiç ses çıkarmazmış

Okuldan büyük bir rahatlamayla çıkmıştık. Tüm gün boyunca her derste Eda kendini tanıtmıştı aynı şeyleri söylemenin bıkkınlığıyla. Eda her ne kadar bıktıysa da aynı şeyleri söylemekten, kız her konuştukça Eren beyimizin yüzünde gülücükler çıkıyordu.

Her ne kadar o bunu fark etmese de o gülerken hepimiz onu izliyorduk.

Şimdiyse okuldan çıkmış arkadaşlarımla markete ilerliyorduk. Okuldan çıkınca anneme arkadaşlarımla olacağımı haber vermiştim.

Marketin kapısına gelince bizimkiler beni beklerken telefonumu çıkarıp Cemre'yi aradım. Telefonu açınca neşeyle konuşmaya başladım. " Cemre kuşum napıyorsun? "

" Ne yapayım fıstık evde oturuyorum boş boş. Sen? " Bizimkilere gülümseyip Cemre'ye cevap verdim. " Ben de ne yapayım okuldan çıktım şimdi bizimkilerleyim de. Seni almaya geleceğiz haberin olsun. Bizim okulun orada ki marketin önündeyiz. " Cemre'den birkaç mırıldanma duyunca telefonu kapattım. Bizimkilerle bizim mahalleye doğru ilerledik.

Bizim mahalleye girince karşıdan gelen Mert ile Burak'ı gördüm. Burak kısaca gülüp baş selamı verirken ona yine baş selamı ile karşılık verdim. Oysa Mert göz kırpmayı tercih etmişti.   Kolumda bir ağırlık hissedince başımı yana çevirip kimin kolunu omzuma attığına baktım. Enes yine abi tavırlarına bürünmüş, korur gibi kolunu omzuma atıp beni kendine çekmişti. Bu tavrına gülüp ' sorun yok ' dercesine elimi salladım. Yine de beni umursamayıp kolunu omzumda tutmaya devam etmişti. Enes'in kolu omzumdayken hep beraber ilerlemeye başladık. Sanki adam dövmeye gidiyorduk.

Biz Mert ve Burak 'a doğru ilerlerken binadan gülerek Cemre çıktı. Mert ve Burak'a kısa bir baş selamı verdikten sonra hızla bizim yanımıza ilerledi. Tabii bacağı yüzünden biraz zor ilerliyordu. Eren hızla ileri atılıp Cemre'nin koluna girdi. Burak'ın kaşlarını çatmış bir şekilde Cemre ve Eren'e baktığını görebiliyordum. Bizimkilere başımla işaret verip artık gitmemiz gerektiğini söyledim.

Hepsi beni onaylarken beraber parka gitmek için hareketlendik. Kısa bir süre sonra aramızda ki sessizliği meraklı sesiyle Cemre bozdu, konuşurken de bir eli ile Eren'i gösteriyordu. " Bu salak geldiğimden beri niye gülüp duruyor? Okulda başına birşey mi düştü yoksa? " Eren Cemre'nin söylediğine inat daha fazla gülerken onların bu haline güldüm. Cemre bir eliyle Eren'in yüzünü diğer tarafa iterken bir yandan da meraklı bir şekilde bize bakıyordu.

Kaşlarımla Eren'i gösterip Cemre'nin sorusunu cevapladım. " Aşık oldu ablası aşık. " Ben arkadaşlarımla gülerken Eren kaşlarını çatmış bana bakıyordu. " Ne aşık olması ya saçmalamayın. " diyerek kendini açıklama çabasına giriyordu canım arkadaşım. Murat'ın gülerek cevap vermesiyle Eren'i ciddiye almadığını çok net bir şekilde anlamıştık.

" Tabii canım tabii kızın dibine düşen de benim zaten ya. " Kısaca bir güldükten sonra aynı alaycı sesle devam etmişti konuşmasına. " Oğlum kız konuştukça yüzünde ki gülümseme daha da artıyordu. Herkes dikkatli bir şekilde kızı dinlerken sense gülerek sıraya eğilmiş defterinin kenarına ' Eda ' yazıyordun, görmedim sanma. "

Eren şaşkınlıkla Murat'a dönerken şaşkınlığı sesine de yansımıştı. " Oğlum arkamdan onu nasıl gördün lan? " Eren olduğu yerde durup Murat'a bakarken hiç takmadan yürüyorduk.

Murat elini havada salladı ' sen uyu der gibi '. Hep beraber kısa sürede markete vardık. Biz Cemre ile kendi alacaklarımızı almak için ilerlerken diğerleri de kendi istediklerini almak için dağılmışlardı.

MAHALLE  AŞKI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin