Sabah uyandığımda aklıma bir yüz geldi ve hemen ardından bir kahkaha sesi. Bu kahkaha ve yüz bana bir yerden tanıdık geliyor ama. 5 dakika boyunca düşündüm. En sonunda hatırladım.
Ahhh! Hadi ama ben unutmuştum o çocuğu. Niye şimdi tekrar aklıma geldi ki. Her neyse unut kızım. Kendine uğraşacak işler bul. Unutursun o zaman.
Yataktan kalkıp banyoya gittim rutin olarak. Elimi yüzümü yıkayıp kuruladım ve lavaboya gittim. Orada da işimi halledince tekrar odama döndüm. Dolabının karşısına geçip ne giyebilirim diye bir göz attım.
Mavi bir pantalon ile pembe salaş uzun kollu ve ince olan bir kıyafet aldım. Hızlıca üzerime kıyafetleri geçirdim ve kirli olanları ise kirli sepetine attım.
Banyodan çıkıp mutfağa doğru sessiz bir şekilde yürümeye başladım. Evde ses olmadığına göre annemler daha uyuyor. Mutfağa girdiğimde odamdayken pantolonun cebine attığım telefonumu masanın yanındaki tereğe bıraktım.
Gazı açıp demliğin altındaki büyük kısmını elime alıp musluktan su koydum. Yaktığım ocağın üstüne demliğin altını bırakıp buzdolabına yöneldim. Buzdolabının kapağını açıp kahvaltılıkları aldım bölmesinden. Aldığım kahvaltılıkları tepsiye yerleştirdim. Ardından buzdolabından margarini, yumurtayı ve lor peyniri aldım.
Elimdeki malzemeleri tezgaha bırakıp yumurtayı yapmaya başladım. Margarini dolaptan aldığım tavaya koydum ve ocağın üstüne bıraktım. Margarin eriyene kadar hızlıca salona masayı serdim ve su ile ekmeği götürdüm.
Yumurtayı ocaktan alıp ocağın altını kapattım ve yumurtayı salondaki masaya koydum. İçindeki suyu kaynayan demliğin üst kısmına bir miktar çay koyup üzerine kaynayan suyu ekledim. Biten suyun yerine musluktan yine su doldurup iki demliği birden ocağa koydum.
İşim bitince mutfaktan çıktım. Annemlerin odasına gelip kapıyı çaldım. Annem odadan girebilirsin kızım diye seslenince içeriye girdim. Annem üzerini giyinmiş saçlarını tarıyordu. Anneme günaydın deyip yataklarına doğru ilerledim. Babam yastığa sarılmış bir şekilde yatıyordu.
Kısık sesle gülerek babamın burnuna doğru parmağımı sürttüm. Elini kaldırıp vurmaya çalışınca kahkaha atmaya başladım. Babam sıçrayarak uyanınca annem de gülmeye başladı. Babam en sonunda gözlerini açıp uyku mahmurluğu ile bize bakmaya başladı.
Yataktan doğrulup gözlerini ovuşturdu. Biraz da olsa kendine gelince yataktan kalkıp banyoya gitti. 5 dakika içinde işini halledip döndü. Bende annemlere kahvaltıyı hazırladığımı haber verip mutfağa gittim. Ocağı kapatıp hızlıca yumurtayı yaptım. Bir elime yaptığım yumurtayı diğer elime ise demliği aldım ve salona gittim.
Çayları koyduğum esnada annem ile babam içeriye girdi. Hepimiz masaya oturup kahvaltımızı yapmaya başladık. Masada oluşan ve nedenini bilmediğim bir sessizlik vardı. En sonunda bu sessizliği babam bozdu.
- " Aysel ve Çiçek bugün emlakçının yanına gidiyorum. Dua edin de inşallah bir sorun çıkmaz. Hızlı bir şekilde taşınabiliriz. "
- " İnşallah Arda inşallah. Ne zaman gideceksin emlakçının yanına."
- " Saat 1 gibi anlaştık. 1'de yanına gideceğim."
- " Tamam. "
Çok mutluyum. Umarım babam emlakçı ile konuşup anlaşabilir de hızlıca taşınırız. Aslında farklı bir şehire taşınmayacağız. Arkadaşım Cemre ile aynı mahallede oturmuyoruz. Sadece evlerimiz biraz uzak ve benim okulumda Cemrelerin oturduğu eve çok yakın. Hem babamın işi de benim okulumun olduğu tarafta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE AŞKI
Teen FictionNerden bilebilirdim ki başka bir eve taşınmanın beni rüya gibi güzel bir hayata götüreceğini. Biraz daha büyüdüğümde bu zamanları hatırlayıp iyi ki diyeceğime o kadar eminim ki.