16. BÖLÜM

292 18 7
                                    

Gönül en çok tutunduğu dala kırılır.
Huzeyfe Mücahid Osmanoğlu

Mert'ten

İnsan bu kırılır. Ama sevdiğinin kırması daha kötüdür. Nefes alamayacak gibi olur, dünya ona dar olur. Şu an da bana da dar oldu. Onu o çocuğun yanında ona sarılırken görünce nefes alamadığımı hissettim.

Omzuma birisi dokununca kim olduğuna bakmak için başımı biraz kaldırdım ve kızarık olduğuna bildiğim gözlerimle omzuma dokunan kişiye baktım.

Anıl abim kaşları çatılı bir şekilde bir bana bir de diğerlerine bakıyordu. Onlar da şaşkın bir şekilde bana bakıyorlardı. Onları böyle görünce daha çok ağlama isteği uyandı içimde. Başımı az önce yaptığım gibi dizlerimin üzerinde olan kollarıma yasladım. Kendimi yeniden hıçkırıklarıma teslim ettim. Birisi beni kendine çekince kim olduğuna bakmadan sarıldım.

Omzunda ağlarken kendi kendime düşünüyordum. Onunla gideceğim yere gitmemiş buraya gelmiştim. Ne şekilde olursa olsun, ne şekilde olursak olalım oraya yine onunla gidecektim.

Ağlamam dururken gözlerimi silip geri çekildim. Hepsi dikkatli bir şekilde bana bakıyordu. Ne olduğunu anlatmamı istiyorlardı. Derin bir nefes aldım. Anlatmam zor olacaktı ama anlatacaktım. Kendimi toparlamak için hafifçe öksürünce anlatacağımı anlamış ve yerlerinde onlar da düzgünce oturmuşlardı.

- Biz Burak ile beraber dışarıya çıktık. Mahallede dolaşmaya başladıktan bir süre sonra sıkıldık ve parka çıktık. Bizim mahallede Çiçek ve Cemre var ya tanıyorsunuzdur.

Kafalarını salladılar aşağı yukarıya.

- Onları görünce yanlarına gittik. Bir süre oturduk konuşmadan. Sonra doğruluk cesaret oynayalım dedik. Oynamaya başladık. Bir kaç el oynadıktan sonra Burak Çiçek'e bizim ilerimizde oturan grubu gösterip içlerinden bir tane çocuğu işaret etti ve gidip o çocukla tanışmasını ve numarasını almasını istedi. Sinirle Burak'ı dürtünce bir şey yapmadı. Çiçek gitti çocuğun yanına çok fazla zaman geçmedi ki o çocuk Çiçek'e sarıldı. Kendimi çok kötü hissettim be abi. Ben ona sargılamamışken başkaları sarıldı ya.

Yine gözlerim dolunca sinirle başımı yukarıya kaldırdım. Kendimi toparlayıp yine devam ettim.

- Abi kendimi nasıl kötü hissettim anlatamam. Bir de yalan söyledi. O olay olmadan önce daha oyunun başındayken sevgilisi ve görüştüğünün olmadığını söylemişti. Varmış abi. Canım çok yanıyor. Ne vazgeçebiliyorum ne de göz yumabiliyorum onun başkasına sarılmasına, bakmasına.

Hepsi birden kafasını sallayıp birbirlerine bakarken ben de kafamı geldiğim yöne doğru çevirdim. Burak'ın bize doğru geldiğini görünce sinirle oturduğum yerden kalkıp yanına koştum.

Burak'tan

Biz Cemre ile beraber çimlerde oturup Çiçek'i izlerken Mert'in gittiğini fark etmemiştim. Bir süre Çiçek'ten gözlerimi çekip yanıma bakınca Mert'i göremeyip merak etmiştim. Nerede olduğunu öğrenmek için telefonumu cebimden çıkarınca kontörüm olmadığı aklıma gelmiş sinirle telefonu cebime koymuştum. Cemre'ye burada beklemesini söyleyip Mert'e bakıp geleceğimi söyleyince ayağa kalkıp Çiçek'in yanına gideceğini söyledi. Yanımdan ayrılıp gideceği sırada kolundan tutup kendime çevirdim. Koluna koyduğum elime bakınca elimi çekip enseme atmış ve kaşımıştım. Ne diyeceğimi bilerek öylece karşısında beklerken bir an da sarılmasıyla neye uğradığımı şaşırmış kalakalmıştım. Sarılırken bir yandan da konuşuyordu. " Ben şimdi Çiçek'in ve arkadaşlarının yanına gidip onlarla oturayım. Sen de Mert'e bir bak olur mu? Bulduğunda bana da haber ver ama. " Ellerimi beline koyarken " Tamam. Merak etme. Ben onu bulursam bir şekilde haber veririm sana ... güzelim. " dedim. Geri çekilip bana baktı. Benim yüzümde sarılmasının vermiş olduğu bir mutluluk olurken onda da neyden olduğunu bilemediğim bir gülümseme vardı.

MAHALLE  AŞKI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin