31. BÖLÜM

139 4 0
                                    

Cemre;

Annemin attığı " Ne zaman geliyorsunuz " mesajından sonra mecburen kalkmak zorunda kalmıştık. Eve gidince niye bu kadar ısrar ettiğini sormayı aklıma not ederken eşyalarımı toplamaya başlamıştım.

Çantamı omzuma asıp Çiçek'in koluna girdim. Herkese tek tek sarılırken sıra Eda'ya geldiğinde " Çekildiğimiz resimleri At bana bebişim. " diyerek sarıldım. Başını sallayıp o da diğerlerine sarıldı. " Şimdi unutmadan atayım gruba " diyince başımı sallayıp yanından ayrıldım. Herkese el sallayıp Çiçek'in koluna girdikten sonra parktan çıkmak için ilerledik. Parktan çıkıp az ileride ki otobüs durağına ilerledik.

Kısa sürede otobüs gelince binip boş olan yere oturduk. Önümüze oturan iki gençten sonra otobüs hareket edince derin bir nefes alıp başımı cama yasladım. Ellerim ile oynarken Çiçek telefonuna bakıyordu. Kolumu dürtünce başımı camdan ayırıp ona baktım. Eda gruba resimleri atmıştı. Telefonunu elime alıp resimlere baktım. Telefonunun kamerası en güzel olan Eda'ydı.

Grup Fakirler grubundan 50 yeni mesaj

Resimlerin tepesinde ki yazıyı görünce gözlerim kocaman olmuştu. Bu kadar resim çekildiğimizi bilmiyordum valla. Kendi telefonumu çıkarırken Çiçek de resimlere bakıyordu. Kendi telefonumdan resimleri açmadan önce mesaj yazdım.

Cemre : Teşekkür ederim bebişiimm

Edoş : Rica ederim hayatım ne demekk

Eren bozuğu : Lan ben niye resimlerde düzgün çıkmamışım.

Eren bozuğu : Telefonu en güzel olan sensin diye senden bilerek çekildim la ben insan bir düzgün çeker be kardeşim 😤

Edoş : Sen sus

Edoş : Poz vermeyi becer lan sen önce.

Edoş : Bak diğerleri gayet güzel çıkmışlar

Edoş : Sorun sendeyse ben napabilirim kardeşim??

Eren bozuğu : Susma hakkımı kullanmak istiyorum.

Edoş : Tabii tabii sus anca zaten

Eren bozuğu : Ya gene naptım abicim ben

Eren bozuğu : Yine niye trip yedim ulan

Edoş : Önce düşün sonra konuşalım KARDEŞIM 😁

Eda'nın yazdığı şeyle otobüsün içinde kahkaha atmam bir olmuştu. Sesim çok çıkınca elimi ağzıma götürüp kahkahamı durdurmaya çalıştım. Önümüzde oturan çocuklar da bize bakınca utanıp Çiçek'in arkasına saklanmaya çalıştım. O da kendini gülmemek için sıkıyor gibiydi.

Ben hâlâ saklanmaya devam ederken ineceğimiz durağın adını duyunca otobüs durduktan sonra beklemeden kendimi aşağı attım. Çiçek de kendini benim arkamdan aşağı attıktan sonra kahkahayı basmıştı. Kaldırıma oturup ellerini karnına bastırırken gülmesini durdurmaya çalışıyordu. Gözümden akmak üzere olan yaşları silip nefes nefese Çiçek'in yanına oturdum.

Bir süre yan yana oturup nefeslendikten sonra oturduğumuz yerden kalkıp eve gitmek için hareketlendik.

Eve giderken sokağın başında ki gördüğüm araba ile olduğum yerde durdum. Kenarda oturan Burak ve Mert tam yanımıza geliyorlardı ki benim durduğumu görünce onlar da durdu. Hepsi benle beraber arabaya bakarken ilk tepki Çiçek'ten gelmişti. " Mete abi mi gelmiş? "

O da şaşkınlıkla bana dönerken ben hâlâ şok içindeydim. Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde Çiçek'e döndüm. Gözlerimin dolduğunu o da fark edince Kahkaha atıp bana sarıldı. Bana sarılırken " Salak niye ağlıyorsun? " demişti. Ellerim ile gözlerimi sildikten sonra " Ben abimi ne zamandır görmüyorum haberin var mı senin? " diyerek karşılık verdim. Abim tıp okuyup 1. Sınıf olduğu için bu sene gelememişti yanımıza. Sınav senesinde de deli gibi ders çalıştığını düşünürsek o zaman da zaman geçirememiştik doğru düzgün. Onun sınıfına alışma, derslere alışma süreci derken yine gelememişti İstanbul'a.

MAHALLE  AŞKI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin