10. BÖLÜM

559 17 1
                                    

Mert ile beraber parkta yürüyoruz. Üzerimde beyaz renkli omuzları açık ve dizlerime kadar gelen bir elbise var. Saçım da sanki kuaförde yapılmış gibi düzgün bir topuz olmuş. Yüzümde ise daha önce yapmadığım bir makyaj var. Bu zamana kadar makyaj yapmayı seven bir insan değildim. Ama özel günlerde çok hafif bir makyaj yaparım.

Mert'in üzerinde lacivert olan bir takım elbise var. Hafif uzun olan saçlarını yapmış. Gülümseyerek ona baktım. Sanki ona baktığımı hissetmiş gibi bana döndü ve yüzüne çok yakışan gülümsemesini sundu. Utanarak önüme döndüm ama hâlâ gülümsüyorum. Yürüdüğümüz yola baktığımda yolun kenarlarında her renk çiçeğin olduğunu fark ettim. Yanında olduğumuz mor renkli olan Çan çiçeğine elimi sürüp burnuma götürdüm. Çok güzel bir kokusu vardı. Kokusu ile gözlerimi kapatıp bu güzel kokunun ciğerlerime dolmasına izin verdim.

Gözümü açtığımda Mert'in bana gülerek baktığını gördüm. Bir anda elini uzatıp elimi tutunca neye uğradığımı şaşırdım. Şaşkınlıkla yüzüne baktım ama bana bakmıyordu. Dümdüz yolda ileriye doğru yürüyorduk. En sonunda 5 dakikalık yürüyüşümüz bitince nerede olduğumuza baktım. Biraz ilerimizde geniş bir alan vardı. Alan kare şeklindeydi. Köşelerinde düğünlerde kullanılan düğün volkanları vardı. Yavaş yavaş alana doğru yürüdük. Elini belime atıp beni kendine çevirdi. Bir eli belimde diğer eli ise benim sağ elimi avuçladı. Boşta olan sol elimi ise onun omzuna attım. Yavaş yavaş dans etmeye başladık. Şu anda o kadar mutluyum ki.

Ne zaman yere eğdiğimi bilmediğim kafamı büyük bir mutlulukla ve yüzümdeki neredeyse kulaklarıma varacak olan gülümseme ile kaldırdım. Kafamı kaldırdığım gibi bana bakan bir Mert ile karşılaştım. Yanaklarımdaki renk pigmentleri yine görev başındaydı. Yanaklarım hemen kırmızı olurken kafamı utançla tekrar yere eğdim. Kısık gülüşünü duyduğumda içim bir an da huzurla doldu ve kendimi tekrardan gülümserken buldum. Kafamı tekrardan yerden kaldırdım ve rengini çok beğendiğim gözlerine baktım. Hani kız kitap karakterleri sevdiği erkeğin gözlerinin içine bakıp onun gözlerinde kayboluyorum der ya. Kesinlikle öyle. Gözlerine baktığım zaman yer, zaman, mekan ve kişi kavramı bende sıfırlanıyor.

Gözlerine odaklandığım sırada bir anda hafifçe bana doğru eğilmesi ile hem şaşırdım hem de ne yapacağımı bilemedim. Yüzünü yüzüme iyice yaklaştırıp tepkimi izledi. Telâşlanmam sanki onu mutlu etmiş gibi gülümserken gözlerimi kısarak yüzüne baktım. Biz böyle dans ederken Mert bir anda kendini geri çekip elimi tuttu ve beni alanın diğer tarafında olan çimenliğe doğru koştu. Onunla beraber ben de zorunlu olarak koştum. Beraber biraz koşunca nefes nefese durdu. Halâ derin derin nefes alırken eli ile bana geldiğimiz yeri işaret etti. Gözlerimi geldiğimiz yerin üzerinde dolaştırdım.

Yuvarlak, top gibi görünen rengarenk çiçekler vardı. Önünde olduğum çiçeğe baktım.  Çiçeğin bir tarafı pembe diğer tarafında ise mavi renk vardı. Ortasında ise mavi ile pembenin karışmış hali vardı. Çiçek o kadar güzel görünüyordu ki elimi sürmeye kıyamazken Mert benim aksime elini çiçeğin üzerine koydu ve çiçeği yavaş yavaş okşamaya başladı.

O çiçeğe bakıp gülümseyerek okşarken bende ona bakıp gülümsüyordum. Elimi yavaşça ve tereddüt etmeden kaldırıp ileriye uzatarak yumuşak görünen parlak duran saçlarına koydum. Yavaş yavaş okşamaya başladım. Saçındaki elimden memnun olmuş gibi gözlerini kapattı. Yüzündeki hafif tebessümü gördüm. Gülümseyerek daha fazla okşamaya başladım. Bir anda hâlâ gülümseyerek gözlerini açtı ve saniyeler içinde ben ne olduğunu bile anlamadan beni kolları arasına aldı. Bana sarılırken kafasını saçlarıma gömdü elleri saçlarımı okşarken.

Kollarım belini bulurken kafamı omzuna yasladım. Elleri saçlarımı ne kadar süre okşadı bilmiyorum ama kendimi o geçen süre boyunca çok huzurlu hissetmiştim.

Selamünaleyküm arkadaşlar.

Bu bölüm de Çiçek'in gördüğü bir rüyayı anlattım size. Normalde bu bölümü yayımlamayacaktım ama uzun süredir bölüm yazmadığım aklıma gelince dedim atayım bu bölümü hem bir değişiklik olur. Neredeyse 1 haftadır sürekli çocuk bakıyorum.

Annemler hamur kestiler ve bu iki günlerini hamurla uğraşarak geçirdiler. Bu iki gün içerisinde hem kız kardeşime hem de küçük erkek kardeşime bakmam gerekti. Neyse bunu geçiyorum. Ondan sonra 5 yada 6 gün boyunca da yengemlerin yeni evi ile uğraştılar sabahtan akşama kadar. Doğal olarak ben yine kardeşlerime bakmak zorunda kaldım. Arada boş zamanım oldu onu da malum 8. sınıfa geçeceğim için ve LGS diye bir gerçek olduğu için ders çalışmak zorunda kaldım. Benim bir haftam bu şekilde geçti.

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorumlara yazmayı unutmayın. Oy verip yorum yaparsanız çok mutlu olurum. Kendinize çok dikkat edin. Allah'a emanet olun. Sağlıklı, huzurlu ve mutlu günler geçirmeniz dileği ile. Herşey gönlünüzce olsun inşallah. Bir daha ki bölümde görüşmek üzere. Hoşçakalın. 👋👋👋

NOT ! : Bölümde geçen mavi ve pembe rengin karışımı olan çiçeğin ismini bilmiyorum. Sadece görmüştüm. Fotoğrafını aşağıya bırakıyorum. İsminin ne olduğunu bilen varsa yazabilir mi?

                    Bahsettiğim çiçek bu arkadaşlar.

MAHALLE  AŞKI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin