21. BÖLÜM

226 11 14
                                    

Her insan kendine yakışanı yapar, çünkü kalite asla tesadüf değildir.
-T.S. Eliot

4 ay sonra

Çiçek'ten

Okula gitmeden önce aynadan son defa kendime baktım. Okulların kapanmasına ve doğal olarak LGS'ye girmemize 1 ay kadar kalmıştı. İkinci dönem bitecekti ve öğretmenlerimizin söylediğine artık son dönemeçteydik.

Bu süreçte Cemre'nin ayağında ki alçılar çıkmıştı ve öncesine göre daha kolay yürüyordu. Hala bir şey olacak korkusu ile ani bir hareket yapmamaya çalışıyordu.

Ben ise bu süreçte biraz daha kilo almıştım. Her ne kadar eski halimi özlesem şu an ki halim de beni rahatsız etmiyordu açıkçası. Tek sıkıntı canımın çok fazla şekerli şeyler çekmesiydi, bu da doğal olarak kilo almama sebep oluyordu.

Yine bu süreçte Mert'e olan hislerim kat be kat artmıştı. Şu an da onu gördüğümde önceden yapmadığım sakarlıkları yapıyordum. Mesela bunlardan bir tanesi de daha dün Mert'i görünce düz yolda yürürken ayağımı incitmemdi. Artık nasıl acıttıysam ayağımı dünden beri topallayarak yürüyordum. Annemle babam benim her topallayarak yürüdüğümü gördükçe gülüyordu.

Tabii anneme Mert'i sevdiğimi söylemiştim ama babam daha bunu bilmiyordu. Anneme de bir hafta önce bahsetmiştim. Belki de babama söylemişti de ben bilmiyordum. Ama söylemiş bile olsa babamın benimle konuşması gerekirdi, umursamadan geçecek birisi değildi benim babam.

Şu an da ise okul olmadığı halde okula hazırlanıyordum çünkü LGS'ye az bir vakit kaldığı için bize okulları gezdireceklerdi. Bugün bizim okulumuzun ilerisinde olan liseye götüreceklerdi.

Telefonumu cebime atıp odamdan çıktım. Annemlerin haberi vardı bu geziden, veli grubuna yazmışlardı. Kapısından salona bir göz attım, annem televizyonda ki bir filmi izliyordu. Ellerimi kapıya yaslayıp öyle konuşmaya başladım. " Anne ben çıkıyorum. Haberin olsun. " İmayla bana baktı bir yandan da gülüyordu. " Seninkinin okuluna mı gidiyorsun? "

Yanaklarım kızardı anne yaa. Bu bana yapılır mı? Tabii ki bunları söylemedim. " Evet evet benimkinin okuluna gidiyorum, gel seni de götüreyim. " Gülüp ayağında ki terliği gösterdi. " Bu da gelsin mi, ister misin? " Elimi hayır dercesine sallayıp güldüm. Salladığım elimi yüzüme götürüp öpücük attım.

Bana geri öpücük atarken geriye çekilip ayakkabılarımı giymek için kapıya ilerledim. Ayakkabılarımı giyip dışarıya çıktığımda Cemre beni kapının önünde bekliyordu. " İçeriye gelseydin ya, niye bekliyorsun kapının önüne. "

" Birazcık duymuş olabilirim. Onun yüzünden gelmedim yanına, geleceğini duydum. " Bunları söylerken bir yandan da işaret ve baş parmağını birbirine yaklaştırmıştı. Gülüp ayakkabılarımı düzeltmem bittiği için doğrulup yanına ilerledim. Cemre'nin koluna girip beraber binadan çıktık.

Bizim okula doğru ilerlerken gideceğimiz okul hakkında konuşuyorduk. 10 ya da en fazla 15 dakika sonra okula varmıştık. Okulda gruplaşmalar olmuştu. Giderken gördüğüm kişilere el sallaya sallaya arkadaşlarımızın yanına vardık. Bizimkilerle kısa bir sarılma faslından sonra oturup muhabbet etmeye başladık.

Bir süre muhabbet ettikten sonra bizimle beraber geleceğini düşündüğüm bir öğretmenimiz artık gitmemiz gerektiğini söyleyince etrafıma baktım. Biz sohbet ederken fazlaca kişi gelmişti. Okulun bahçesi biz biz geldiğimizde daha boştu ama şimdi baya bir dolmuştu.

Bizimkilerle eşyalarımızı alıp kalktık oturduğumuz yerden. Enes gelip yine her zamanki gibi kolunu omzuma attı. Hep beraber önümüzde öğretmenler arkasında öğrenciler olarak liseye doğru yola koyulduk.

MAHALLE  AŞKI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin