1•

4.4K 153 171
                                    

Ringe çıktığında, gözleri her zaman ona destek olan eşini aradı. Son 7 aydır olduğu gibi yine gelmemişti.

İç çekerek dişliğini dişine takarak, karşısındaki adamı süzdü. Oldukça iyi bir vücut yapısı olmasına rağmen muhtemelen kendisinin boyu kısa olduğu için bu ona avantaj sağlayacaktı.

Rivaille Ackerman; namı değer Kaptan Levi.

Ringte ismi buydu. Son iki senedir hobi olarak uğraştığı iş, ister istemez artık onun kariyeri olmuştu. Üstelik ünü öylesine yükseltmişti ki; herkes tarafından menajerlik isteği yağıyordu.

"Şimdi seni ezeceğim, küçük fare." Diyen kalıplı adamı, herhangi bir duygu barındırmadan şöyle bir gözüyle süzdü.

Daha evvel ki maçlardaki, boşluğuna oldukça darbe alan bu adamın en hassas noktasını şimdiden analiz etmişti bile.

Hakem araya girip 3'den geriye saydıktan sonra; düdüğünü üfleyerek geri çekildi. Ringten çıkıp, aşağıda dövüşü izlemeye başladı.

Adam, Levi'nin kısa boyundan olsa gerek ki; hiç gardını bile almamıştı.

"Senin gibi bir fareyi nasıl olurda haklayamazlar, anlamıyorum." Demişti sinsice gülerek.
Hemen sonrasında ise koşarak Levi'nin üstüne geldi ve tekme attı.

Ancak tekmesinden yana çekilerek, çabucak kurtulan Levi sadece onu izlemekle yetiniyordu.

"Kaptan Levi sadece izliyor, hiç bir hareket etmeden rakibini gözlüyor!"

Hoparlörden gelen ses buydu.

Eh, yarı yarıya doğru sayılırdı. Açıkçası karşılık vermek istememesinin sebebi dövüşün çabuk bitmesini istemeyişiydi.
Yoksa bu onun için çok basit bir hareketti.

Adam tekrar gülerek Levi'yi köşeye sıkıştırdı ve yumruk sallamaya başladı. Ancak bu sırada hızlı bir şekilde yumruğunu savuşturmuştu, Levi. Yumruğu ile yüzüne gelen yumruğu engellerken, boyunun getirdiği avantajla midesine sert bir şekilde dirseğini geçirmişti Levi.

Adam inleyerek, bir-iki adım geri çekildi. Daha sonra toparlanarak, kendini ringe yasladı ve kendini rahat bırakarak Levi'nin üzerine koştu. Ancak Levi'nin geri çekilmesiyle adam hızını alamayıp yere yapışıvermişti.

"Sanırsam sıra bende." Dedi Levi, nefesini vererek. Elini ve boynunu kıtlattıktan sonra, ağır adımlarla adama yaklaştı.

Yerden kalkan adam, yaptığı hareketler yüzünden tam olarak olmasa da enerjisini biraz tüketmiş gibiydi.

Yere yapıştığı için dudağı kanayan adam, elinin tersiyle dudağındaki kanı silip güldü.
"Gel bakalım."

"Git bakalım." Dedikten sonra, zıplayarak adamın kafasına sert bir tekme atmıştı Levi. Kulağına gelen darbe yüzünden, kulağını tutan adamı ringe sıkıştırıp tekmesine ve yumruğuna devam etti.
"Dur! Yüzüme vurma!" Diye bağırdı adam.

Nitekim Levi ister istemez şaşırmıştı.

Sonuçta bir dövüş sporu yapıyorlardı ve darbe alacakları yerleri çoktan belliydi. Yüz, karın ve bacak. Ana bölgeler bu üçüydü.

"Aptal mısın? Bu bir spor. Bunu bilerek gelmedin mi zaten?"

"Hasta çocuğumun hastane masrafını ancak bu şekilde karşılayabiliyordum! Bu yüzden geldim!"

Levi, belli etmesede şaşırmıştı.

Bir-iki adım geriledi.

"Bu maçı bitirmek zorundayım."

BOXER.||Ackerman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin