"Alışveriş fikri harikaydı. Biraz kendimize gelelim, öyle değil mi?" Diye sordu Petra gülerek.
"Evet, iyi bir fikirdi." Dedi Murao, askılarda ki elbiselere bakarak." En son Erwin'in töreni için elbise almıştım. Yeni şeyler almak iyi olacaktır."
"Buna ne dersin??" Diye sordu Petra, askıdan bir elbiseyi çekip Murao'ya gösterdi." Güzel değil mi?"
"Evet, ancak o göğüs dekoltesini görüyor musun? Sevgili eşim giymeme izin vermemezlik yapmasa da, eminim sabaha kadar dırdır edecektir." Demişti gülerek.
"Ah doğru, bir ân Levi faktorun unuttum."
"Bu nasıl peki?" Diye sordu Murao, bir elbise göstererek." Hoş değil mi?"
"Çoktan orta yaş sendromuna girmişsin... Murao, 26 yaşındayız... 45 değil."
Murao, gözlerini devirerek elbiseyi askıya geri astı.
"İnanmıyorum, bu tam benlik!" Demişti Petra, toz pembe bir elbiseyi gördüğünde. Neredeyse koşarak elbiseyi askıdan almaya gitti, tam aldığında birisi daha elbiseyi tutmuştu.
Kaşlarını çattı.
"Pardon hanımefendi ama önce ben gördüm!" Başını kaldırıp, kadına baktığında şaşırmıştı."Öyle mi dersin? Hep benden sonra geliyorsun. Bu özelliğin hiç değişmemiş."
"Petra, bir sorun mu var?" Diye sordu Murao, yanına gelerek. Ancak yüzündeki masum ifade bir ânda kendisini yitirmişti.
"Oh, şuna da bakın. Murao'da burada. Ya da belki Bayan Ackerman demeliyim, değil mi?"
Murao, diliyle dudağını ıslatıp sinsice sırıttı.
"Evet, samimi olmadığımız için bana Bayan Ackerman olarak seslenmen, görgü kuralları açısından iyi olabilir.""Ne zaman döndün Tiana?" Diye sordu Petra." Gerçi belliydi, hava son zamanlarda bozmuştu." Dedi gülerek Murao'ya baktıktan sonra, tekrar Tiana'ya dönerek.
Tiana, gözlerini devirerek Murao'nun yanına ilerledi.
"Hâla evlisin demek."
"Ayrılmak için evlenmediğime göre? Evet, kesinlikle hâla evliyim." Dedi Murao, kollarını göğsünde birleştirerek.
İşte yine mide bulantısı başlıyor...
Yutkunarak, mide bulantısını görmezden gelmeye çalıştı."Levi nasıl? İyi olmalı, sonuçta bir aileniz var." Bir ânda eliyle ağzını kapadı." Oh çok üzgünüm! Senin bir bebeğin olmuyordu, değil mi?"
Murao, dişlerini sıkarak ona öfkeyle baktı.
Bunu nereden bilebilirdi?!Yine de kendinden ödün vermemek adına güldü.
"Bu saçma sapan haberleri nereden alıyorsun, inan bilmiyorum. Ancak benim bedenim ve bizim ilişkimiz seni hiç alakadar etmez, bunu biliyor muydun? Yoksa araştırmacıların sana bunu söylemedi mi?""Çok oldun, şimdiden." Dedi Petra sinirle." Hiç büyümemişsin, hâla senin olma ihtimali 0 olan bir erkeğin peşindesin."
"Baba olmak isteyecektir, kapıya konulduğun zamanı izlemek için sabırsızlanıyorum." Dedi Tiana gülerek, Petra'yı yine yok saymıştı.
"Bebeğim olmadığını nereden biliyorsun? Kaldı ki benim yatak odamı konuşmak senin haddine mi?"
"Hiç değişmediğini görmek komik."
"Bunu bana söyleyecek en son kişi bile değilsin sen."
"İstediğimi hep aldım."
"Ha yani evli bir adamı ayartmaya çalışacak kadar ucuzum mu demek istiyorsun?"
Tiana, dişlerini sinirle gıcırdatsa da gülümsemesini yüzünden silmedi.
"Onun hayatını kurtarıyorum sadece.""Canımı sıkmaya başlıyorsun, git ve kendine başka bir adam bul. Ne benim eşim beni bırakıp sana gelir, ne de ben eşimi hediye paketi içerisinde sana sunarım. Ah bir de," diyerek Tiana'ya doğru adım attı." İnan bana, ona yaklaşırsan seni cidden buna pişman ederim."
"Ne yani? Döver misin?" Demişti gülerek.
"Tacizden dolayı şikayette bulunur, hakkında uzaklaştırma kararı çıkarırım. Ve sen beni çok iyi biliyorsun ki; ben bunu yaparım."
"Bence korktuğunu itiraf etmelisin, bana gelmesinden korkuyorsun."
"Çok komiksin, seni kim inandırıyor bunlara?"
"Seni tanıyorum."
"Ve ben de Levi'yı tanıyorum, benimle böyle konuştuğunu duysa emin ol hiç hoş şeyler olmaz. O yüzden geçmişimizin hatrına bizden uzak durman senin için en faydalısı olacaktır."
"Cidden... neden hiç değişmeyi düşünmüyorsun?" Diye sordu Petra, kaşlarını çatarak." Bu yaptığın adice."
"Adice mi? Ondan ilk ben hoşlanmıştım ve o, onu benden çaldı!"
"Seninle oturup liseli tartışması yapmayı çok isterdim, ancak inan ki hiç uğraşasım yok." Tam gitmeye yeltenmişken duruo güldü." Bu arada, ben onu senden önce tanımış aşık olmuştum ve buna rağmen senin için uzak durmaya çalışmıştım sense beni karalamaya çalıştın. Bana hesap sormaya şu kadar hakkın yok." Diyerek parmağının ucunu gösterdi." İyi günler, hadi gidelim Petra."
Tiana, öfkeyle Murao ve Petra'ya bakarken Petra'nın elinden aldığı elbiseyi yere sinirle attı.
"Hanımefendi, ne yaptığınızı sorabilir miyim?!"
Tiana, görevliye sinirle baktı.
"Parasıyla değil mi?!""O zaman ödemenizi rica edeceğim."
* * *
"Onunla karşılaşacağımızı hiç düşünmemiştim." Dedi Petra, sinirle homurdanarak." Aslında iyi bir dayağı hak ediyordu."
"Boşver, aklını yitirmiş zaten." Diye söylendi Murao.
Ancak yine de ister istemez aklına takılmadan edememişti.
"Petra..." diye mırıldandı."Efendim?"
"Sence bir bebeğimiz olmazsa gerçekten Levi benden boşanır mı?" Diye sordu üzgünce, boşluğa dalarak konuşuyordu.
"Valerio'yu gördükten sonra baba olma isteği uyandı ve bunun hakkında düşünüp duruyorum...""Hay! O yılan soktu di mi aklına? Unut bunu, inan bana Levi seni öyle kolayca bırakmaz."
"Evet, bence de..."
Midesi bulanınca, gözleri hemen lavaboyu aradı. Bulduğu vakit hızlıca lavaboya ilerlemeye başladı.
"Murao?!"
Petra, arkasından koşmaya başlamıştı.
Lavaboya girdikten sonra hızlıca bir kabine girerek kusmaya başladı. Alnı hafifçe terlemişti.
İşini bitirdiğinde, sifonu çekerek ayağa kalktı. Lavaboya gelerek, suyu açtı ve ağzına biraz su götürüp ağzını çalkalayarak tükürdü.
Elini lavabonun iki tarafına koyarak uzun uzun soluklandı."İyi misin?" Diye sordu endişeyle Petra." Doktora gözükmelisin, betin benzin atmış."
"İyiyim, bir problem yok." Dedi soluklanmaya çalışarak.
"Ne zamandır devam ediyor? İlk gibi gözükmüyor."
"Bulantım bir haftadır var, ancak ilk kez kustum."
"Murao, bir doktora gözükmezsen ne olduğunu anlayamazsın. Hadi hastaneye gidelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOXER.||Ackerman.
Short Story•Anime'de olan bir ship kurgusu değildir. Ereri veya Riren ya da RivaMika olmayacak.