9•

1.5K 108 126
                                    

"Ben geldim."
Eve girmiş, onu karşılayan eşine umutla bakmıştı.

"Ah hoşgel-"

Eşine sarılıp, geri geri ilerletti.
"Hadi uygulamaya başlayalım."

"H-hey! Yemek yaptım!" Demişti utanarak Murao. Onu biraz uzaklaştırdı kendinden." Ne bu acele?"

"Bir dakika bile kaybetmek istemiyorum."

"Ama yemek-"
Levi, ellerini eşinin yüzünün iki yanına koyup tuttu ve dudaklarını eşinin dudaklarına yumuşakça bastırdı.

"M-mh!"
Murao, beklenmedik öpücükle lafının kesilmesiyle, şaşırmıştı.

Sonra Levi, yavaşça dudaklarını dudaklarından çekti.

"H-hey...bi sakin-"

"Ama hâla konuşuyorsun."
Tekrar eşini öperek, öpücüğünü diliyle derinleştirmişti.

Murao'da zaten konuşmaktan vazgeçerek Levi'ın öpücüğüne eşlik etmeye başladı. Levi, Murao'yu öpmeyi bırakmadan üstünden ceketini çıkardı ve yere attı. Daha sonra tekrar ellerini, eşinin yüzüne koydu.

Eşini yavaş yavaş odalarına götürürken, kapı eşiğinden geçtiklerinde dudaklarını bir saniyeliğine ayırarak Murao'nun üzerindeki mavi atleti çıkarıp yere attı. Daha sonra tekrar dudaklarını birleştirdi.

Eşini yatağa yavaşça yatırdıktan sonra üzerine çıkıp ayrılığını vermeden öpüşmelerine devam ettiler.

-9 bölümdür öpüşmeyen çift acısını çıkartıyor ahdhahzhsh neyse atlıyorum tabi ki burayı:") -

* * *
Sabah 7 gibi Levi, gözlerini açtı.
Hâla biraz uykusu vardı, 5 gibi uyudukları için...

Gözlerini parmaklarıyla ovuşturdu ve derin bir nefes alıp verdi. Yanına dönerek, arkasını dönmüş eşine baktı.

Omuzlarına elini koyup, yumuşakca dudağını çıplak omzuna bastırdı.
"Üzgünüm..." diye fısıldamıştı.

İkinci bebekleri düşmeden evvel belki de eşinin dediği gibi evde daha sık kalsaydı hiç bu acıyı ikinci kez tatmazlardı.
Suçluluk duyuyordu.

Yine de sonunda her zaman ki gibi evliliklerini kurtarmışlardı. Zaten olması gereken de buydu. İyi günde ve kötü günde diye yemin ederken, lafta falan kalmamalıydı çiftler.
Sevgi ve saygı bitmediyse, boşanmak anlamsız değil miydi?

Tekrar öptü.

Bu sefer her şey farklı olacaktı. Baba olmaktan ziyade, eşinin bebeğinin babası olmak istiyordu. Başka bir kadını düşünemezdi, düşünmemişti bile. Üstelik bir başkası olma düşüncesi bile midesini bulandırıyordu.

Yavaşça, eşini rahatsız etmeden yatakta ondan uzaklaştı ve ayağa kalktı. Yerdeki çamaşırını aldı.

Banyoya gidip, kirli sepetine attı.

Daha sonrada bir duşa girip temizlenmek istemişti. Ter kokusu sahiden çekilmez...

Yarım saat kadar duşta oyalandıktan sonra, suyu kapattı. Duşakabin'den çıkıp bornozunu üzerine giyindi.

Odasına tekrar geçtiğinde, eşi yatakta doğrulmuş esniyordu. Gözlerini ovuşturdu. Gözleri Levi'ın gözleriyle buluştuğunda, Murao'nun yüzünde ince bir tebessüm oluşmuştu.
"Günaydın..." dedi uykulu sesiyle.

"Günaydın." Dedi Levi, yatağa oturup eşinin yanağına öpücük kondurdu.
"İyi misin? Bedenin nasıl?"

"Levi..." dedi utanarak eliyle yüzünü kapadı." İyiyim ben..." diye mırıldandı.

Levi, gülümsemesine engel olamadı.
"Alış artık alış."

"Demesi kolay."

"Yetmiş yaşında bir teyze olduğunda da böyle utanacak mısın acaba?"

"Eeh?! Sen de yaş yetmiş, iş bitmemiş herhalde? Yaşlılığımda huzur ver bana."

"Eh, bilemeyiz."

Gözlerini kısarak ona baktı Murao.

"Tamam tamam, şaka yapıyorum."

"Bu arada, o attığın ceketi yerine koysan iyi edersin."

"Vay be, o zaman pek takıyor gibi gözükmüyordun?" Diye sordu Levi, eşiyle uğraşmayı seviyordu.

"E-e çünkü iş üstündeydim."

"Öyle mi? Ne gibi bir iş?"

"Hnn..." gözlerini kaçırarak, odanın kapalı perdesine baktı.

"Banyo hâla sıcakken girsen iyi edersin."

"Ah evet!"
Yataktan kalkacakken, çıplak olduğunu hatırladı.
"Oh."

"N'oldu?" Diye sordu Levi, sesinde elbette sinsilik vardı.

"Ee, şey... dolaptan bana bir gecelik verir misin...ı-ıhm acaba?" Diye sordu Murao.

"Neden? kalkıp kendin alamıyor musun?"

"L-levi!"

Levi, bir şey demeden yarım ağız sırıtarak yataktan ayağa kalktı ve başını iki yana salladı. Dolap kendisinden yana olduğu için fazla şanslıydı.

Dolabı açarak Murao'nun herhangi bir geceliğini aldı. Kapatarak tekrar yatağa döndü ve Murao'ya uzattı.

Murao, geceliğe uzandı.
"Ah teşekkür ede-"
Pijamayı tuttuğu ân da, Levi öne eğilerek eşinin dudağına bir öpücük kondurup geri çekildi.

Murao, geceliği kaptığı gibi kızararak kendine çekti.
"A-aptal! Uyanır uyanmaz...çok utandım şimdi..."
-Sabah kalktığımız da ağzımız kokar ya, ondan bahsediyor.-

"Çokta umurumda."

Murao, geceliği başından geçirip yorgan altında düzeltti. Daha sonra yorganı üstünden atarak, ayağa kalktı.

Paytak paytak koşarak banyoya girdi.

"Bu biraz...lise dönemlerimizi anımsatıyor."

BOXER.||Ackerman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin