12•

1.1K 97 56
                                    

"Şey, bizim o zamanlar pek fırsatımız yoktu." Dedi Murao, gülümseyerek." O yüzden giyinemedim."

Liliana, Petra'ya dönüp bakmıştı.
"Sahiden mi?"

"Evet, onların evliliği biraz aceleye geldi."

"Ama neden?" Diye sordu Liliana, tekrar Murao'ya dönerek.

"Liseden sonra Hiroşima'ya taşındım ve annemin vefatından sonra babamla kalmaya başladım. Üniversite bitene kadar güzeldi ama sonra O da...şey, beni evlendirmeye çalışmıştı." Demişti gözlerini kaçırarak Murao.

"Ciddi olamazsın, sana bakmamak için mi?"

"Sanırım...bir de ucunda para vardı galiba bilmiyorum."

"Sonra Levi'dan seni kaçırmasını mı istedin?" Diye sordu Liliana.

"Hayır, istemedi. Doğrusu Levi'ya söyleyeceği de yoktu." Dedi Petra, sinirle Murao'ya bakarak." Ben anlatmak zorunda kaldım."

"Ne yani? Yoksa o adamla evlenecek miydin?!" Dedi Liliana, şaşkınlıkla.

"Hayır tabi ki, işe girip ayrı eve çıkmayı düşünüyordum. Çünkü daha gençtik ve Levi'dan beni kaçırmasını isteyemezdim. Yeni yeni cafesini açmıştı. Üstelik Kickbox klubü da cabası."

"İnanmıyorum..." diye mırıldandı Liliana. Tekrar Petra'ya döndü." Öğrenince ne oldu peki?"

"Çok sinirlendiğini hatırlıyorum." Dedi Petra, gülerek." Hatta o gece bir bilet alarak Hiroşima'ya uçmuştu."

"Evet, telefonuma gecenin bir körü bir mesaj gelmişti. Beni almaya geldiğini söylüyordu."

"Tanrım, neler atlatmışsınız!" Dedi Liliana, renkten renge girerek." İlişkiniz sahiden nefes kesici."

"Yani, her türlü evlenecektik zaten sadece hesapsız oldu o kadar." Dedi Murao, gülümseyerek.
Daha sonra bakışları hüzünle dolmuştu.
"İlk hafta hamile kalmıştım. Ancak hem sıkışık bir dönemdeydik hem de bebeği de çok istiyorduk. Bu yüzden bebeğin doğmasını ne kadar heyecanla beklesek de, geçim sıkıntısını düşünmek yüzünden strese girdim ve..." gülümsemeye çalışmıştı." Sanırım bu geçim sıkıntısı içerisinde iyi bir anne olamayacağımı düşünerek dünyaya gelmek istemedi."

Liliana, hızlıca öne atılarak Murao'nun ellerini tuttu.
"Eminim sen harika bir anne olurdun. Ve olacaksın, harika bir anne olacaksın Murao."

"Bunu ona hep söylüyorum! Kendisinin farkında bile değil." Dedi Petra somurtarak." Problem sadece hareket etmense o hâlde bizler de senin elin ve ayağın oluruz."

"N-ne?"

"Erwin, işleri dolayısıyla balayımızı bir hafta tutacak yani çabuk döneceğiz. Eğer tekrar bir bebek istiyorsanız, Petra ve ben sana yardımcı olacağız!"

Murao, dolan gözlerini sildi.
"Önce Levi, şimdi siz... nedense artık başarabileceğimi hissediyorum."

"Tabi ki başaracaksın, başaramaman bir seçenek bile değil." Dedi Petra, ayağa kalkıp Murao'nun yanına gelerek." Hep yanındayız ve hep seni destekleyeceğiz. Daha evvel ısrarların yüzünden seninle ilgilenemedim, ancak artık buna müsaade edemeyeceğim."

"T-teşekkür ederim..." dedi Murao, akan gözyaşını silerek." Çok teşekkür ederim!"

*  *  *

"Rahat hareket edebiliyor musun?" Diye sordu Erwin'e Levi.

Erwin, papyonunu düzelterek Levi'ya baktı.
"Pek rahat değil."

"Öyle düşünmüştüm." Diye mırıldandı Levi.

"Ancak insan hayatında kaç kez evleniyor ki? Liliana için değer."

Levi, başını sallayarak Erwin'in kıyafetlerine bakmıştı. Telefonu mesaj sesiyle birlikte titreyince, elini cebine atarak telefonunu çıkardı.

Petra : Media•

Levi, Petra'nın gönderdiği mesaja bakakalınca, Erwin arkasını dönerek ona baktı.
"Kötü bir şey mi oldu?"

Ancak Levi, cevap vermek yerine tebessüm ettiğinde, Erwin onun yanına yaklaşarak telefona baktı.
Daha sonra o da tebessüm etmişti.

"Çok güzel olmuş..." diye mırıldanmıştı Levi.

"Ona yakışmış, sence de öyle değil mi?"

Levi, başını sallamakla yetinmişti.

"Bence düğün töreninin zamanı olmaz."

Levi, fotoğraftan gözlerini zorlukla çekerek Erwin'e baktı.
"Ne demek istiyorsun?"

"Yani bence Murao'da en az Liliana kadar gelinlik giymeyi hak ediyor." Sırıtmıştı." Üstelik seni damatlıkla görmek benim için çok heyecan verici olurdu."

"O zamanlar her şey çok aceleye gelmişti..." diye mırıldandı Levi." Telafi edilebilinir mi..."

"Neden edilmesin? İkinizde şuan da gayet iyi durumdasınız, öyle değil mi? Bence harika bir tören ayarlanabilinir. Hem...onu gelinlikle görmek istemez misin?"

Levi, tekrar fotoğrafa bakıp tebessüm etti.
"Evet, isterim..."

Erwin, arkadaşına bakıp gülümsedikten sonra aklına bir şey gelmişcesine huysuzlanmıştı.
"Bu arada..."

Levi, Erwin'e baktı.
"Ses tonunu sevmedim, ne oldu?"

"1 hafta önce birisi geldi... eskilerden birisi."

"Kim geldi?"

"Tiana."

Levi, gözlerini devirmişti.

"Bana adresini falan sordu, kendini hatırlatmaktan falan bahsetti saçmaladı anlayacağın. Ben de sizi rahatsız etmesine izin vermeyeceğimi söyledim, ancak kuşkuluyum."

"Şu kız, üniversite de bahsettiğiniz kız mı?" Diye sordu Oluo, sonunda lavabodan çıkarak yanlarına gelmişti." Hani Lise'de Levi'ya takıntılık eden?"

"Anlaşılan sadece Lise de değil."

"Umursamıyorum, bize zarar veremez." Dedi Levi, omuz silkerek." En kötü uzaklaştırma kararı çıkarırım hakkında."

"Ciddi misin?" Diye sordu Oluo." O derece mi belalı?"

"Belalı olmasından değil, Murao'yu rahatsız etmesini istemediğimden."

"Evet, bu en mantıklısı olur." Dedi Erwin." Ne zaman ne yapacağı belli olmuyor."

Oluo, omuzlarını düşürdü.
"Çattık, iyi mi?"

BOXER.||Ackerman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin