"Of ya..." diye mırıldandı Levi, başını tutarak evden içeri girmişti.
"Sahiden bu kadar vakit alacağını bilmiyordum."Etrafa bakındığında ortalığın boş olduğunu görmüştü.
"Anneyle abiye bakalım neredelermiş?"Bebek odasına doğru ilerleyip, kapıyı açtı.
"Murao?"
Ancak ne Murao, ne de beşikte bebek vardı.Odadan çıktıktan sonra kendi yatak odasına ilerledi ve oranının kapısını açtı. İçeriye girdiğinde, Murao'nun Archie ile beraber uyduğunu, yatağın diğer tarafına Archie yere düşmesin diye yastık koyduğunu görmüştü.
"Aaa, anne ve abi uyumuş bile..."
Yatağa yanaşıp, uyuyan Archie'yi kucağına onu uyandırmadan almıştı. Bir kaç kez kıpraşan Archie, sonunda uyanmamıştı.Levi, rahatlıkla nefesini verip odadan çıktı.
Tekrar bebek odasına giderek Archie'ye beşiğine yatırmıştı.
Kangurudaki Hope'u da çıkarıp beşiğe koyduğunda tüm gün onunla dışarıda olan Hope, çabucak uykuya dalmıştı.Sessizce odadan çıkıp, mutfağa ilerledi ve Murao'nun ona yapmış olduğu yemeklerden tabağına koyup mikrodalga da ısıttı.
Tabağını ve chopstickini alıp, içeriye masaya geçmişti. Televizyonu kısık seste açarak yeni başlayan bir filmi izlemeye başladı, bir yandan da yemeğini yiyordu.
Gözü televizyondaki dijital saate takıldığında, derin bir nefes verdi.
"Saat daha 8 bile değil, neden uyudu hemen..."Somurtarak, tabağına baktı.
"Tek başına yemek çok sıkıcı..."
Yine de yemeğini yemişti, sonuçta ona eşi yapmıştı.Mutfağa gidip bulaşığını makinaya yerleştirdi. Tekrar salona geçtiğinde, televizyonu kumandayla kapatarak odasına gitmişti.
Dolaptan geceliklerini çıkarıp, üzerini değiştirdi ve eşinin yanına yattı.
"Sanırım bugün erken uyuyoruz..."
Murao'ya sarılıp gözlerini kapatmıştı.Eli, eline gittiğinde hissettiği sert doku hafifçe kaşlarını çatmasına sebep oldu. Başını kaldırıp, o yöne baktığında Murao'nun parmağında yarabandı olduğunu fark etmişti.
Elini okşadıktan sonra iç çekmişti.
"Çok dikkatsizsin diyince de kızıyorsun..."
Elini kaldırıp, yaralı parmağını öptü.Tekrar yerine yatıp, eşinin beline elini koyarak kendisine çekip uyumuştu.
* * *
Gözünü açtığında, yanında Murao'yu bulamamıştı.
Saate baktığında saatin 9 olduğunu görmüştü ve kendisine şaşırmadan edememişti çünkü bu saatlerde uyanmak pek huyu değildi.İçeriye gittiğinde, Murao'nun kitap okuduğunu görmüştü.
"Ne zaman uyandın?" Diye sordu Levi.
Murao, başını kitabından kaldırıp ona baktı.
"Uyandın mı?" Tekrar kitabına döndü." Çok olmadı, yarım saat falan.""Kahvaltıya yardım edeyim."
"Gerek yok, ben yedim."
"Yedin mi?" Diye sordu Levi, kaşlarını çatarak." Neden beni uyandırmadın?"
"Çok açtım ve rahat rahat uyuduğunu görmek pek nasip olmuyor, uyandırmak istemedim."
"İyi de sen bensiz yemek yemeyi sevmezsin."
"Boksörken alıştırdığın yeni bir özelliğim bu." Kitabının sayfasını çevirdi." Şaşırma bu kadar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOXER.||Ackerman.
Short Story•Anime'de olan bir ship kurgusu değildir. Ereri veya Riren ya da RivaMika olmayacak.