Gebeliğin 8.Ayı.
"Bebekler gayet iyi gözüküyor Murao!" Dedi Doktor, sıcak bir gülümsemeyle.
"Hatta içlerinden birisi çıkmak için çok tepiniyor."Murao, gülümseyerek ekranda ki bebeklerini izledi.
Zor süreci atlatmıştı, yani artık bebeklerinin doğacağından emindi."Önümüzdeki ayın 22'sine yatış yapalım." Dedi Doktor, takvime bakarak." O hafta seni doğuma alırız."
"Herhangi bir sorun olur mu?" Diye sordu Levi, kollarını göğsünde birleştirerek.
"Bebekler için bir problem olacağını zannetmiyorum."
"Hayır, yani evet o da önemli ama ben eşimden bahsediyordum. Doğumda bir problem çıkmaz, değil mi?"
Doktor, Levi'ın endişesine kıkırdamıştı.
"Her doğum problemlidir, Bay Ackerman. Ancak elimizden geldiğince iyi bir iş çıkaracağımıza garanti veriyorum."Levi, eşine bakıp sıkıntılı bir şekilde nefesini verdi.
"Hey, hemen moralini bozdun!" Diye homurdandı Murao."
"Şimdiden endişe ettim sadece."
"Endişelenme, ben ve bebeklerimiz iyi olacağız."
"Öyle olsa iyi olur yoksa seni asla affetmem."
* * *
"Yani önümüzdeki ay doğuma giriyorsun ha?" Demişti Petra heyecanla." Bu harika! Sonunda bebek Ackerman'ları göreceğiz!"
"Sabırsızlanıyorum!" Dedi Bayan Smith, Erwin'in koluna girerek." Erwin bile heyecanlı."
"Yani sonuçta Levi'ın nasıl bir baba olacağını merak ediyorum." Dedi Erwin, gülümseyerek.
"Mükemmel bir baba olacağım elbette, neyini merak ediyorsun?" Diye homurdandı Levi." Yeryüzü böyle harika bir baba görmeyecek."
"Pekte mütevazi." Dedi Oluo, dilini ısırarak." Auch! Acıdı..."
"Of ya, biraz dikkatli olsana!" Diye yakındı Petra.
"Böylesine umarsız durmasına bakmayın," dedi Murao, Levi'ya bakıp gülümseyerek. Arkadaşlarına döndü.
"Geceleri göbeğimi açarak muhabbet ediyor.""Ne? Bu gerçek mi?!" Demişti Erwin'in eşi Liliana.
"Bebeklerin anne karnında bizi duyabildiklerini okumuştum." Dedi Levi, kendisinden ödün vermeyerek konuşsa bile aslında kızarmıştı.
"Onlara hayatın gerçeklerini anlatıyorum, o kadar.""Mesela ne anlatıyorsun?" Diye sordu Oluo gülerek.
"Of, şu peçeteyi uzatır mısın hayatım? Sanırım dilim kanıyor.""Beceriksiz..."
"Mesela..."
Levi, yatakta doğrulup Murao'ya baktıktan sonra onun uyuduğuna emin olmuştu. Üzerindeki battaniyeyi kaldırıp, geceliğini hafifçe kaldırarak göbeğini çıplak bırakmıştı.
Elini, Murao'nun göbeğine koyup tebessüm etti.
"Hey çocuklar, bugün anneniz biraz geç uyuduğu için geç gelmek zorunda kaldım."Murao'nun göbeğini okşayıp gülümsedi.
"Sanırım çıkmanıza bir ay kadar bir süre kaldı. Aramızda kalsın ama sanırım bunun için en heyecanlı olan kişi benim. Dışarı çıkarken annenizin canını fazla yakmamaya çalışın, olur mu? Yoksa size çok çok kızarım."
Nefesini vermişti.
"Aslında kızmam, ancak kızar gibi yaparım. Sizi o kadar uzun süredir bekliyoruz ki ben ve o sanırım bunu göz ardı edebiliriz."
Murao'nun göbeğine bir öpücük kondurmuştu.
"Dışarı çıktığınızda muhtemelen hep ağlayacak zaten uykusuz olan babanızı iyice uykusuz bırakacak ve annenizle iş- sanırım bunu söylemem gerekiyor, öhöm, annenizle babanızı pek müsait bırakmayacaksınız. Yani önümüzde benim ve onun açısından çok fazla zorlu bir süreç olacak... ancak emin olun babanız daha çok zorlu geçirecek bu dönemi yani bu sebeple konuşmaya başlayacağınız zaman ilk kelimeniz 'baba!' Olmalı!""Levi..." diye mırıldandı Murao." Yine mi?"
Levi, başını Murao'nun göbeğinden kaldırıp ciddi bir ifadeye büründü.
"Ne yine mi? Çok dikkatsizsin, üstün açılmış bak. Hasta olacaksın.""Bunun için göbeğimi açıkta bırakmana gerek yok, şapşal. Üstünden konuşsan da seni duyarlar..." elleri üzerinden güç alarak doğruldu.
Levi, gözlerini kaçırmıştı.
"Utandın mı?" Diye sordu Murao, gözleri uykulu olduğundan kısıktı ve gülümsüyordu.
"Hadi ama babacık, doğduklarında onların da başında böyle konuşmayı planlamıyorsun, değil mi? Biliyorsun ya, bu biraz ürkütücü olabiliyor.""Hmm..."
Murao'ya doğru baktı.
"Öyle mi olur?""Yani elbette. Kimse gözlerini açtığında onunla konuşan birisi görmeyi istemez herhalde."
Levi'ın dudağının köşesi kıvrılmıştı ve Murao'nun göbeğine tekrar kilitlendi.
"Of ya, çıkın artık ben bile sıkıldım."Murao, gözlerini kocaman açmıştı.
Daha sonra kahkaha atmaya başladı."Ne var? Ne gülüyorsun?" Diye sordu Levi, kaşlarını büzmüş bir şekilde homurdanarak.
"Çocuklar karanlıkta yatıyorlar, bir de orası daracık, bunlar şişkoya da benziyor. Eciş bücüş olmuşlardır.""Çok komiksin!" Demişti gülerek Murao, başını Levi'in omzuna koydu.
"Endişe etme, gayet iyiler.""İçeride olan sen değilsin, bunu bilemezsin." Diye söylendi Levi.
"Levi..."
Levi, yatağa geri uzandı ancak kolunun üstüne yatıp, başını eline koyarak diğer eliyle Murao'nun göbeğini okşamaya devam etti.
"Dünya inanın güzel bir yer değil, çokça kez sizi dünyaya getirdiğimiz için bize lafta edeceksiniz." İç çekip tebessüm etmişti." Ama birini bulunca dünyanın çekilesi tarafı olduğunu da anlayacaksınız.""Öyle mi diyorsun?" Diye sordu Murao, Levi'ın saçlarıyla oynarken tebessüm de ediyordu.
"Senin için dünya çekilir mi şuan?""Liseden beri evet," dedi başını hafifçe kaldırıp Murao'ya bakarak.
Daha sonra tekrar Murao'nun göbeğine baktı.
"Yine de kızımın bir sevgilisi olduğunu görmeyi istemiyorum."Murao, gözlerini devirmişti.
"Şimdiden başlama...""Ne?" Diye homurdandı Levi." Onun sadece babasına ihtiyacı var."
"Hey, ya ben?"
"Yani evet belki sana da ihtiyaç duyabilir." Dedi Levi.
"Oğlumuzu unutuyorsun?"
"Hayır unutmuyorum, o da tabi ki babasına katılacak."
"Anlaşılan anne-kız size karşı seferber olmalıyız."
"Biz baba-oğul sizi yenelim de görün gününüzü."
Murao, belini hafif kırarak eğildi ve Levi'ın okşadığı saçlarının arasına bir öpücük kondurdu.
Levi, beklemediği öpücükle şaşırmıştı.
Başını kaldırıp ona baktı.
"N'oldu?""Harika bir baba olacaksın."
Levi, sırıtıp kolunun üzerinde doğruldu.
"Bununla yetinmem."
Murao'nun dudaklarına dudaklarını bastırıp ondan bir öpücük aldıktan sonra dudaklarını boynuna indirip oraya da bir öpücük koymuştu.
"Daha lohusa var..." diye inledi güçsüz sesiyle."Hm?"
"Yok bir şey, kendi hâlime ağlıyordum..."
Hatırladığı ânıyla Murao gülümserken, Levi somurtmuştu.
"Geceleri onlara hikayeler falan anlatıyor işte." Dedi Murao, konuyu dağıtarak.
"Benim eşim çok zorlanıyor olmalı." Diyerek başını Levi'ın omzuna koydu."Bir doğsunlar, bir şu dönemi atlatalım ben sana göstereceğim zorlanmayı..."
"Hı hı, evet, çok zorlanıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOXER.||Ackerman.
Short Story•Anime'de olan bir ship kurgusu değildir. Ereri veya Riren ya da RivaMika olmayacak.