"Bizim işimiz bitti mi?" Diye sordu Levi, oturduğu koltukta öne doğru eğilip polise ifadesini vererek.
"Evet, gidebilirsiniz."
"İyi günler."
Ayağa kalkıp, ona huzursuzlukla bakan Murao'ya yakınlaştı ve elini uzattı.
"Kalk.""Levi-"
"Kalkacak mısın?" Diye sordu Levi, kaşlarını kaldırarak.
Murao, Levi'ın uzattığı eli tutup ayağa kalktıktan sonra Levi, onu odadan çıkarmıştı.
* * *
Eve girdiklerinde, Levi üzerindeki ceketini çıkarıp asarak içeri geçti.
Murao, arkasından utana sıkıla gelerek, eşinin tepkisini ölçüyordu.Oturduğu koltukta, dizlerine dirseklerini dayayarak öne eğilmiş eliyle yüzünü kapatmıştı.
"Levi..."
"?"
Başını kaldırıp ona bakmıştı, ancak herhangi bir atıfta bulunmadı."Konuşalım...mı?"
"Konuşmak istemiyorum." Dedi, sırtını koltuğa yaslayarak.
"Ama sonra konuşacağımızı söyledin!" Dedi Murao, ona yaklaşarak.
"Daha sonra, evet."
"Ama sonradan sana haber verdim..." diye mırıldandı Murao.
"Evet, onun orada olduğunu öğrenince. Muhtemelen senin için ne kadar endişelendiğimi ona göstermek için. Sağ ol, haber verdiğin için teşekkür ederim."
"Seni kullanmak istememiştim...sadece... belki bana verdiğin değeri görünce vazgeçer sandım."
Levi, inanmadığını belli edercesine kaşlarını kaldırarak ona baktı.
"Evet! Hayır..." dedi daha sonra kendisini yalanlayarak." Öfkelenmiştim ve bana ait olduğunu ve sadece bana böyle davranacağını göstermek istedim...haklısın."
"Orada olmasaydı beni arayıp haber bile vermeyecektin."
"Bunun sorumlusu sensin." Dedi Murao, kaşlarını çatarak." Beni ev hapsine tutuyorsun, ev de ne kadar canım sıkılıyor bir haberin var mı?!"
"Sadece fazla çıkmanı ve yürümeni istemiyorum. Bu şimdi suç mu oldu?"
"Hayır, bunu söylemek istemedim." Dedi Murao, irkilerek." Sana hak veriyorum, ancak sıkılıyordum..."
"En azından canın sıkıldığında evden kaçmak yerine bana haber verebilirsin. Ben senin eşinim, Murao. Sen evli bir kadınsın, seni kısıtlamak haddime değil, ancak gittiğin yerlerden haberdar olmak benim en büyük hakkım. Vaktin de gelemeseydim ne olacaktı?" Diye sordu kaşlarını çatarak." Yere yapışıyordun yere! Ya gelmeseydim?"
"A-ama geldin-"
"Gelemeyedebilirdim! Her zaman şimdi ki gibi şanslı olamazsın, Murao!" Dedi kendi tutamadan bağırarak." Sen sakar bir insansın, durduk yere bile yere düşer veya bir yerlerini vurursun. Senden sadece ben olmadan bir şey yapmamanı istedim!"
"Bu bencillik!"
"Bencillik mi?" Diye sordu Levi, yüzünde sinirden bir gülümseme oluşmuştu.
"Size bir şey olmasından korkmam mı bencillik?""Ö-öyle demek isteme-"
"Bir kişi değilsin, üç kişisin. Düşük yaptığında yanında olmadığım için bana neler dediğini ve neler yaptığını çok iyi hatırlıyorum. Şimdiyse seninle ilgilendiğim için bencil oluyorum."
"Levi-"
"Ne yaparsam yapayım, sana yaranmak çok zor." Dedi yüzünden gülümsemesini silerek.
"Beni dinlemiyorsun!"
"Kendini ifade etmeye çalışırken saçmalıyorsun." Dedi dizlerinden güç alıp ayağa kalkarak." Bu konuşmayı başka bir zamana bırakalım çünkü belli ki birbirimizi üzecek ve yaralayacağız. Seni üzmek ve kırmak istemiyorum."
"Bencil demek istemedim...seni bencil bulmuyorum, ben sadece... haklısın, üzgünüm..."
"Dediğim gibi daha sonra konuşsak daha iyi." Saate baktı.
"Karakolda çok oyalandık. Yorulduğum için uyuyacağım, kaçmayacağın konusunda saa güvenebilir miyim?""Kaçmayacağım!" Dedi Murao, elini tutarak." Lütfen böyle davranma."
"Sana sahiden kırgın ve kızgınım." Dedi Levi, kaşlarını çatarak." Yapmacık davranmayacağım." Elini çekti.
"Benim de uykum var." Dedi tekrar elini tutarak." Birlikte uyuyalım mı?" Diye sordu Murao.
Levi, gözlerini devirerek bu kez elini bırakmadan odalarına doğru ilerlediler.
Yatağa uzanan Levi, arkasını Murao'ya dönerek gözlerini kapatmıştı. Murao, aniden ona sıkıca sarılıp yanağını öptü.
"Özür dilerim...""Uykum var dedin, uyu Murao."
Empati yapıyorum ve Levi'yı hakli buluyorum tşk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOXER.||Ackerman.
Short Story•Anime'de olan bir ship kurgusu değildir. Ereri veya Riren ya da RivaMika olmayacak.