29•

918 98 97
                                    

"Archie, Hope, anneye merhaba desenize..."

Murao, gözlerini yavaşça açtı.
"Levi..." diye mırıldanmıştı.
Daha sonra doğum yaptığını idrak edince, hızlıca doğrulmaya çalıştı ancak acıyla inlemişti.

"Ssht! Dikişlerin atacak, hareket etme!" Dedi Levi, ona homurdanarak.

Petra, Murao'ya destek olarak onu dikleştirdi.

Levi'ın elinde bebeklerini görünce gözleri dolmuştu ve tekrar Levi'ya baktı.

"Sadece şimdilik ağlamana izin verebilirim."

"Aah!" Demişti kendini tutamayarak ağlamıştı Murao.
Levi, bebeklerden birisini Murao'ya verdiğinde Murao, bebeğine şefkat ve sevgiyle bakmıştı.
"B-b-buna g-gerçekten...i-inanmıyorum..." demişti burnunu çekerek.

Levi, tebessüm ederek Murao'nun başına bir öpücük kondurdu.
"İyi iş çıkardın, Murao."

Yutkunup, başını kaldırarak Levi'ya baktı.
"Sahiden anne baba olduk, değil mi?"

Levi, bir eliyle bebeğini sıkıca tutarken diğer eliyle eşinin göz yaşlarını silmişti.
"Evet, artık üç çocuk babasıyım denilebilir."

"Hey!" Diye ona karşı çıktı daha sonra tekrar bebeğine bakıp, başını eğerek burnuna kokusunu çekti ve başına bir öpücük kondurdu.
"Annen seninle tanıştığı için çok memnun."

"Oğlumuzu dışlıyor musun sen kadın?" Diye sordu Levi, kaşlarını kaldırıp gülerek.

"Hayır tabi ki!" Dedi Murao, başını çevirip Levi'ın kucağındaki bebeğine gülümsedi.
"Archie ve Hope..."

"Çok şükür!" Dedi Liliana gülümseyerek." Minik Ackerman'lar çok tatlılar!"

"Archie'nin boyuna baksanıza, çıkarken Murao'yu çok zorlamış olmalı. Ne kadar uzun!" Dedi Petra gülerek.

"Babasının aksine." Diye ekledi Oluo ve kıkırdadı.

Levi, başını Oluo'ya çevirip sırıttığında, mesajı alan Oluo sertçe yutkunmuştu.

"Baba oldu diye yumuşayacağını mı sandın? Seni kas kafalı!" Diye mırıldandı Petra.

"Öyle umut etmiştim!"

"Doktor, ikisininde sağlıklı olduğunu söyledi." Dedi Murao'ya dönerek Levi.

"Öyleler değil mi?"

"Evet, sana rağmen."

"Bana rağmen mi?" Diye sordu Murao, kaşlarını çatarak." O da ne demek şimdi?!"

"Bu şu demek; bana her kızdığında yemek yemeyi kesiyorsun."

"Hamileyken yiyordum." Dedi gözlerini devirerek Murao.

Levi, kaşlarını kaldırıp ona baktığında gözlerini kaçırdı.
"Sadece bir kere..."

"Sonuç olarak bu özelliğine artık elveda desen iyi olur, biliyorsun ki bu bebeklerin ilk 6 ay anne sütüne ihtiyacı var."

"Evet, doktor birazdan sana nasıl emzireceğini gösterecek." Dedi Petra, kapıya bakarak.
Kapı açıldığında içeri doktor girmişti.

Kapıyı kapatıp, ellerini cebine sokarak Murao'ya doğru yürüdü ve gülümsedi.
"Taze anne nasıl?"

"İyiyim, teşekkür ederim." Dedi Murao, minnetle gülümseyerek.

"Ah lafı mı olur! Ultrasonda gözlemlediğimiz kadar varmış, öyle değil mi? Siz ne düşünüyorsunuz Babası?"

Levi, başını sallayıp sırıttı.
"Gerçekten öyleler."

"Bu süreçte Murao'nun yataktan kalkmasını pek istemiyorum, yani yaklaşık 4 gün kadar onu gözlemlesek iyi olur. Bebeklerinizin raporlarına da baktım, her şey yolunda gözüküyor."

"Pardon doktor hanım, ben bir şey sorabilir miyim?" Diye araya girdi Oluo.

"Buyrun, tabi ki."

"Babası buyken..." diyerek Levi'yı işaret etmişti." Bu nasıl uzun doğdu?" Diyerek Archie'yi gösterdi.

"Oluo." Dedi Levi, sinirle sırıtarak." Sen hastaneden hiç çıkma."

"O neden?"

"Çünkü yine buraya geleceksin, Petra'ya yol çıkarmayalım."

Oluo, yutkunarak Erwin'in yanına kaçtı.

Doktor, gülümseyerek Archie ve Hope'a baktı.
"Evet, küçük bey biraz uzun doğdu. Doğum esnasında beni de Murao'yu da en çok zorlayan oydu. Prenses bir ân evvel çıkmak istiyor gibiydi, beni hiç uğraştırmadı bile."

"Ben sana demiştim," dedi Levi, Murao'ya dönerek.
"Orası daracık, nasıl rahat etsin bebekler?"

"Ben ne yapabilirim? Sanki özel olarak seçtim!" Diye homurdandı Murao.

"Endişe etmeyin, iki kardeşte sonuç olarak başarılı ve sağlıklı bir doğum yaşadı."
Murao'ya bakıp tebessüm etti.
"İyi olduğunu görmek güzel. Şimdi baba dışında bütün erkekleri dışarı alabilir miyim? Anneye bebeği nasıl emzireceğini göstermeliyim."

Levi, kollarını bağlayarak Erwin ve Oluo'nun çıkmasını bekledi.

"Düş önüme." Diyerek hafifçe Oluo'nun başına vurdu Erwin.

"Aww, çıkıyorum işte ya!"

Erwin ve Oluo, dışarı çıktıktan sonra kapıyı kapatmıştı.

"Yardım eder misin?" Diye sordu Murao, Levi'ya.

"Ah tabi," dedi Levi, Murao'nun arkasına geçerek önlüğün arkasındaki çıt çıtları açtı. Murao, üzerindeki önlüğü çıkardığında, çıplak kalmıştı.

"Bebeğini kucaklayıp göğsüne yaklaştırmanı ve bebeğin başını hafifçe dik tutmanı istiyorum."
Murao, doktorunun dediği gibi bebeğini kucaklayarak göğsüne yakınlaştırmış ve başını hafifçe dik tutmuştu.
"Evet, işte böyle. Şimdi bebeğinin alt dudağına meme ucunu sürt, bu refleks olarak onun dudaklarını aralayacaktır."

Murao, doktorunun talimatına uyarak dikkatlice bebeğinin alt dudağını göğsünün ucuna değdirdi ve dediği gibi bebeği ağzını açmıştı.
"Harika, şimdi bebeğinin ağzını göğüs ucuna bastır ve sağ elinin dört parmağı ile göğsünü destekleyerek göğüs ucunu onun damağına yerleştir."
Murao, yanlış bir şey yapmanın tedirginliği içerisinde doktorunun dediklerini yaptı ve onay almak istercesine başını kaldırıp ona baktı.

"Evet, işte böyle Murao. Harika bir anne olacaksın."

"Değil mi ama?!" Demişti Liliana heyecanla.

"Yaa!"
Başını Liliana'nın omzuna koydu Petra.

"Benim yapabileceğim bir şey var mı?" Diye sordu Levi, Murao'dan gözlerini zorlukla çekerek.

"Evet, siz de diğerini emzirmeyi deneyebilirsiniz." Dediğinde herkes gülmüştü, ancak Levi somurtmuştu.

"Yani genel açıdan sormuştum..." diyerek gözlerini devirdi.
"Bu süreçte eşime yardımcı olmam gerekiyor, değil mi? Yani babanın yapacağı hiçbir şey yok mu?"

"Elbette var." Dedi Doktor, tebessüm ederek." Eşiniz bebeklerle çok fazla içli dışlı olacağı için ondan ilginizi eksik etmeyin. Lohusa dönemleri zordur."

"Evet, peki başka?"

"Ve onu çok sevin, bu kadarı ona yetecek ve artacaktır."

Levi, Murao'ya bakıp tebessüm etti.
"Onu çok seviyorum zaten."

"Yaa..." dedi Murao, duygulanarak." Ben de seni çok seviyorum."

"Oh bu arada..." dedi Doktor, Levi'ın kulağına eğilerek.
Bir şeyler fısıldadıktan sonra sırıttı.

"N-ne?!"

Herkes ona baktığında, somurtarak eşine baktı.
"Peki peki...anladım..."
"Kırk gün kendinizi tutsanız iyi olur..."

BOXER.||Ackerman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin