Bölüm 22: Kalbine Kilit, Ayağına Çelme Takarım!

3K 267 151
                                    

Bu bölümde bol bol gülelim istiyorum. Maalesef ki şu sıra anlık mutluluklar kadar değerli olan hiçbir şey yok. Sahici gülümsemeler o kadar nadir ve zor elde ediliyor ki, bu bölüm sayesinde birkaç dakikalığına da olsa yüzünüze gülümse kondurabilirsem çok mutlu olacağım. Kendinize çok iyi bakın efenim. Aklınızın, kalbinizin sağlığını ihmal etmeyin.

Herkese iyi bayramlar 🍬 Bol bol çikolata, şeker, sarma, baklava yiyoruz. Alayına kalori alıyoruz ve bir an bile pişman olmuyoruz(!)

Ha bir de... Yarın şampiyon oluyoruz!

Bölüm Şarkısı: Ceza - Suspus

(Spotify'da Sarı Deva adlı çalma listesinde tüm şarkılar mevcut) + Kendime ait birkaç listeyi daha paylaştım

Keyifli okumalar...

Altımdaki Armani pantolonun üstüne giydiğim Beşiktaş forması garip bir şekilde hoşuma gidiyordu. Tabi bunun başlıca nedeni formanın Oğuz'a ait olması ve arkasında Tekinsoy yazıyor olması da olabilirdi. Oğuz'un formasını giyiyor olmamın nedeni de bal böceğimin totem yapmış olmasıydı. Halı saha söz konusu olduğunda farklı bir tarafını ortaya çıkardığını da bugün öğrenmiştim. Kendinden emin duruşunu bozmuyor olsa da garip bir gerginliği de vücudunda barındırıyordu.

"Bu adamlar ne zaman gelecek? Yarım saattir heriflerin keyfini bekliyoruz."

Serkan'ın sinirli sesi, karşı takımı ayarlayan Çetin'e yönelikti. Çetin'in, Gökçe'ye yönelttiği arsız bakışlarından anladığım kadarıyla o Serkan gibi öfkeli değil, aksine hâlinden fazlasıyla memnun görünüyordu.

"Birazdan gelirler canım, acelemiz mi var?"

Çetin'in rahat tavırları bal böceğimin de sinirlerine dokunduğu için Serkan'ı aratacak öfkesiyle konuşmaya başlamıştı.

"Çetin'in ayarladığı adamlardan ne bekliyorsak! Beş dakika sonra gelmemiş olurlarsa kaleye geçireceğim seni!"

Bu defa tehlikenin farkına vardığı için Gökçe'nin üstündeki bakışlarını çekip telefonuna sarılmıştı.

"Hemen arıyorum abi, bizi bekletmek ne demekmiş görecekler!"

Şans mıdır, denk gelme midir bilemiyorum ama tam da bu dakikada halı sahanın girişinde karşı takım görünmüştü.

"Abicim nerede kaldınız ya? Hani geç geleceğinizi söyleseydiniz biz de geç gelirdik. Olmuyor böyle! Yazık günah değil mi?"

Araya ağlama efekti koymuş olsaydı herhangi bir dizi için aranılan karakterlerden olabileceğine inandığım Çetin'e gülmemek elde değildi.

"Kusura bakmayın gelirken-"

"Aynen arabanız falan bozulmuştur, yağmursuz havada şimşek falan çakmıştır da yıldırımı sizi bulmuştur. Neyse geçelim bunları da bir an önce maça başlayalım. Ceza olarak ısınmanıza da zaman tanımıyorum! Bu yetkiyi bana kim verdi? Ben verdim."

Bal böceğim başını iki yanına doğru salladığı sırada karşı takımdakiler de neye uğradıklarını şaşırmışa benziyordu. Haksız sayılmazlardı ama ben Çetin'in tarafındaydım. Yürü be avukat!

Sakin Nehir...

Tamam iç ses.

"Bu adama tahammül etmek gün geçtikçe zorlaşıyor."

Oğuz kulağıma doğru konuştuğunda gülümsemem boynunda kaybolmuştu.

"Bence fazla üstüne gidiyorsunuz."

Sarı DevaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin