Bölüm 18: Merhaba...

5.6K 336 178
                                    

Merhabalar efenim... Nasılsınız? Keyifleriniz nasıl?

Geçen bölümün başında keyifsizliğimi dile getirmiştim. Dedem ile anneannem şu sıra maalesef ki hastalar ve bu durum beni olumsuz yönde etkiliyor. Aile kavramına inancı olan, bu kavrama düşkün olarak yetiştirilmiş insanlardanım. İyileşmeleri için iyi dilekleriniz ile yanımda olursanız çok sevinirim. Hepinize sanal sarılma gönderiyorum, kendinize çok iyi bakın 🖤

🍂Bu bölümde, Oğuz ve Nehir ile sohbet edeceğiz.

Bölüm Parçası: Cihan Mürtezaoğlu - Zulmün Buysa (Benim için yeri ayrı olan şarkılar arasında)

(Spotify'da Sarı Deva adlı çalma listesinde tüm şarkılar mevcut) + Kendime ait birkaç listeyi daha paylaştım

Keyifli okumalar...

Gonca'nın selamını iletmek için enişteyi(!) aradığımda, birkaç saniye sonra telefonun ucundan Oğuz'un sesini işitmiştim.

"Günün en güzel saatleri bunlar... Yanıma geliniz Nehir Hanım."

Bileğimdeki saate baktığımda, saatin sekiz olmasına yedi dakika kaldığını görmüştüm. Henüz alkol olarak adlandırabileceğim bir şey de tüketmemiştim ama kanımın kaynadığını hissediyordum. İçtiğim su, Oğuz'un sesiyle birleştiğinde şarap yerine geçiyordu. Bu gerçeği tam da şu saniyelerde anlamıştım.

"Neredesin?"

Oğuz'un süslü cümlesinin ardından basit bir kelimeyle yetinmiş olsam da, ses tonum beraberinde birçok duyguyu da hissedilir kılıyordu.

"Nerede olmamı istersin?"

Yanımda olman hoşuma gider.

"Oyuncu Oğuz'a da merhaba."

Telefonun ucundan gülüşünü duyduğumda, bu ânı göremediğim için dudaklarım bükülmüştü.

"Merhaba demişken, sizinle yarım kalmış bir tanışmamız vardı. Borcunuzu bir an önce kapatmalısınız. Mesela şu an..."

Cevap vereceğim sırada odamın kapısı bugün ikinci defa izin istemeden açıldığında, gözlerimin bal böceğimin mavileri ile buluşması uzun sürmemişti.

"Nasıl denk getiriyorsun?"

Elimdeki telefonu masanın üzerine koymayı akıl edebildiğimde dudaklarımdan dökülmüş olan sorunun cevabını sahiden de merak ediyordum.

"Aslında bu soruyu kendine yöneltmen gerekiyor. Ben zaten kapının önündeydim."

Yarım saat kadar önce Gonca'nın oturduğu koltuğa yerleştiğinde, bu görüntü içimde yaşamaya devam eden patron Nehir'in bir hayli hoşuna gitmişti.

"Az önce bir borçtan söz ediyordun. Bilirsin, kimseye karşı borçlu kalmayı sevmem."

Cümlemin ardından dudakları kıvrılmıştı.

"Bunun için buradayım."

Masamın üstündeki eşyalarımı toparladığım sırada Oğuz'un bakışlarının üzerimde dolaştığını hissediyordum.

"Gidelim o hâlde."

Özel üretim Hermes çantamı elime aldığımda bal böceğim de ayağa kalkmıştı. Yanına ulaştığımda elini uzattığını görmüş olsam da, ondan tarafta olan elim ile saçlarının havalanmış olan kısmını düzeltip ilerlemeye devam etmiştim. Bu esnada onun da tebessüm ettiğini görmüştüm.

Asansörün önüne geldiğimizde Şirin'in her zamanki gibi, asansörü bulunduğumuz kata çağırmış olduğunu fark etmiştim.

"İyi akşamlar Şirin."

Sarı DevaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin