Bölüm 30: Anlayış

1K 78 132
                                    

Uzun zaman sonra yeniden merhaba... Sizinle kavuşmanın heyecanını yaşıyorum :') Buraya bölüm atamadığım zaman diliminde üniversiteden mezun oldum 👩🏻‍🎓 Yüksek lisansa başvurdum 📖 Umarım siz de hayatınızda belirlediğiniz hedeflere ulaşma yolundasınızdır. Unutmayın, bazen bazı güzel şeyler geç olur, güç olur ama iyi olur :)

Bölüm Şarkısı: Güncel Gürsel Artıktay - Sar'altınım

Keyifli okumalar bal böcekleri, yorumlarınızı heyecanla bekliyorum 🐝

"Nehir'e ulaşamıyorum!"

Çetin'in odasına kapıyı çalmaya gerek duymadan girdiğimde onu odasında bulunan ikili koltuğa uzanmış hâlde bulmuştum.

"Nasıl? Ne diyorsun abi? Nehir'e neden ulaşamıyorsun?"

Bir anda ayağa fırladığında, yaşadığı şaşkınlık yüzünden verdiği tepkilere başka bir zaman diliminde olsaydık gülebilirdim ama Nehir için endişelenen tarafım ağır bastığından dolayı şu an başka hiçbir şeye odaklanamıyordum. Çetin'in uyku sonrası dengesizliği de komik gelmiyordu.

"Egemen Bey'in yanına gitmiş olması gerekiyordu ama gitmemiş. Tefonunu da açmıyor! Nerede bu kadın? Kafayı yiyeceğim Çetin!"

Aslında Nehir'e daha uzun süre ulaşamadığım zamanlar da olmuştu. Onun da bana ulaşamadığı zamanlar oluyordu ama bu farklıydı. Şu sıra kendini tam anlamıyla iyi hissetmediğini biliyordum. Ara ara dalgınlaştığının, gözlerinin sık sık bir yerlere takıldığının, gülümsemesinin gözlerine ulaşmadığının... Yanımdayken en güzel manzaram olan kadını izlemeyi alışkanlığım hâline getirdiğim için yüzünde veya kalbinde herhangi bir değişiklik olduğunda bunu anlayabiliyordum. Bu yüzden şu an kendimi sakinleştirebilmem için Nehir'i görmem, sesini duymam ve varlığını hissetmem gerekiyordu.

"Egemen Bey kim? Abi bir şeyler anlatıyorsun ama ben anlattığın hiçbir şeyi anlamıyorum! Azıcık sakin olup bana her şeyi düzgün bir şekilde anlatabilir misin?"

Haklıydı. İç dünyamda kendimi telaşlandıracak düşünceler arasında kaybolduğum için gerçek dünyada elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Soğukkanlı olduğumu sanıyordum ama söz konusu olan kişi sevdiğim kadın olduğunda tepetaklak oluyordum.

"Nehir, bir süredir Egemen Bey'den psikolojik destek alıyor. Bugün onunla randevusu vardı ama gitmemiş. Sekreteri ile konuştum. O da Nehir'i en son iki saat önce şirketten çıkarken gördüğünü söyledi. Telefonunu da açmıyor Çetin! Başına bir şey gelmiş olmasından korkuyorum! Nehir iyi değildi. Yanında olmalıydım."

Yanında olmam gerekiyordu. O istemese bile ben diretmeliydim. Kapıdan kovsa bacadan girmeli ama yanında olmalıydım. Zihni eski düzenine kavuşana kadar ona destek olmaya devam etmeliydim.

"Endişelenmek için çok erken. Hem Nehir'i benden daha iyi tanıyorsun. O kadın, en kötü anında bile kendini kurtaracak yolu bulur. Şimdi birkaç telefon görüşmesi yapacağım ve Nehir'in yerini bulmamızı sağlayacağım."

Sanki birkaç dakika öncesine kadar uyuyan kişi kendisi değilmiş gibi derdimi kendine dert edindiğini gördüğüm dostum dolayısıyla içim bir nebze de olsa rahatlamıştı.

Çetin haklıydı. Nehir her zaman bir yolunu bulurdu.

Bir şeyler yapmadan dikilmeye devam edersem düşüncelerim arasında yeniden kaybolacağımın farkında olduğum için bir kere daha şansımı denemek adına Nehir'in numarasını yeniden çaldırmıştım. Dördüncü çalış sonrasında yine açmayacağını düşünmüş olsam da telefon açılmıştı.

Sarı DevaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin