Görsel, Nehir Özbey
Bölüm Şarkısı: Sertab Erener - Dargın Değilim
(Spotify'da Sarı Deva adlı çalma listesinde tüm şarkılar mevcut) + Kendime ait birkaç listeyi daha paylaştım
Bölüm sonunda boool booool yorum bekliyorum. Sizi biraz şaşırtacağım ;)
Herkese keyifli okumalar...
Son zamanlarda hayatım tam da olması gerektiği gibi ilerliyordu. Olması gerektiği gibi kavramını açmam gerekirse birkaç dakika düşünmem gerekebilirdi. Olması gerektiği ne demekti? Daha da derinlere inmek gerekirse, olması gereken neydi? Sanırım bunun cevabını verebilirdim. Oğuz'un yanında olmak, olması gerekendi. Ailem adına üstlendiğim görevlerin hakkından gelebiliyor olmam, olması gerekendi. Bunca koşuşturmamın arasında sevdiklerimle zaman geçirebiliyor oluşum da olması gerekendi. Peki, her şey olması gerektiği gibi olduğu halde hâlâ içten içe kendimi yiyen tarafım neden doymuyordu?
"Nehir Hanım?"
Doyumsuz bir kadın değildim. Her şeyin en iyisini deneyimlemeyi sevdiğim gibi basit mutluluk anlarını değerlendirmeyi de iyi bilirdim. Bir süredir bu anlardan eskisi kadar keyif alamadığımı fark etmiştim. Sanki her an biri çıkıp, uykudan uyanma vaktimin geldiğini söyleyecekmiş gibi hissediyordum. Bu his yüzünden de endişe ile bezenmiş, yarım mutluluklar ile idare etmem gerekiyordu. Mutlu hissettiğim anların içinde kayboluyor olmamın nedeni, geçmişime oranla mutsuzluğu unutmaya başladığım için miydi? Kaygılardan arındırılmış bir hayat yaşadığımı sandığım için beynime ekilmeye başlamış olan kaygı tohumlarını da oldukça geç fark etmiştim. Gizliden gizliye filizlenmiş olan tohumların ne ara var olmaya başladığını bilmiyordum.
"Nehir Hanım, soruma cevap vermediniz."
İşte tam da bu kaygılarım yüzünden Egemen Bey'in ofisine gelmiştim. Egemen Duralı, alanında fazlasıyla başarılı, hatta adını ve başarılarını dünyaya duyurmuş bir psikiyatristti. Sevgili asistanımla gizli yürüttüğüm konuşmalar sonrasında Egemen Bey'in önümüzdeki beş ay dolu olan takvimine rağmen, Özbey soyadının ayrıcalıklarından yararlanarak kendimi bu koltukta bulmuştum. Koltuk tahmin ettiğim gibi kırmızı ve ayaklarımı uzatabileceğim türden değildi. Fazlasıyla sıradan sayılabilecek kahverengi ve üstüne benden önce birçok kişinin oturduğunu tahmin edebileceğim şekilde yıpranmış deri bir koltuktu.
"Bana kendinizden bahseder misiniz?"
Sen kimsin Nehir Özbey?
"Hakkımda bir takım bilgilerinizin olduğunu tahmin edebiliyorum. Magazin takip ediyorsanız, ki sanmıyorum. Büyük ihtimalle şımarık, zengin bir kadın olduğumu düşünüyorsunuzdur. İş ile ilgili dergileri okuyorsanız da, alanında başarılı bir iş kadını olduğumu düşünüyor olmalısınız. Aslında iki düşünceyi de onaylayabilirim. Eğlenmeyi ve para harcamayı severim. Dedem, kendini ve aileni güvence altına alacak kadar birikim yaptıktan sonra gönül rahatlığıyla para harcayabiliyor olmamız gerektiğini söylerdi. Ben de hayatım boyunca böyle yaptım. Para kazandım ve harcadım. Kendimi tanıtmak için doğru bir yol izleyip, izlemediğimi bilmiyorum. Uzun zamandır kimseye kendimi tanıtmam gerekmemişti. Kibirli bir cevap gibi oldu ama içtenliğimle söylüyorum. Hatta bu durumdan rahatsız olduğum zamanlar olduğunu da söyleyebilirim."
Egemen Bey'in yüz ifadesinden hiçbir şey anlaşılmıyordu ama kırklı yaşlarının sonunda olan bu adamın tecrübesine güvendiğim için konuşmaya ara verip, onun yorum yapmasını beklemiştim.
"Çok iyi gidiyorsunuz Nehir Hanım. Benimle dilediğiniz gibi konuşabilirsiniz. Çekinmeyin ve kendiniz gibi davranmaya devam edin. Lütfen, kendinizi tanıtma konusunda rahatsızlık duyduğunuz zamanları anlatmaya devam edin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Deva
RomanceNehir Özbey işkolik bir kadındı ve bu durumu sorgulamayı uzun bir süre önce bırakmıştı. Özel hayatında da patron gibi davranmaya alışmıştı. Her alanda yönetici olabileceğini düşünen bu takıntılı kadın, hayatına aniden girecek olan Beşiktaş aşığı Oğ...