İyi okumalar...
"Hey." dedi Jimin kapı açıldığında. Taehyung'un mahvolmuş, bitkin ve korku dolu bir halde olmasını bekliyordu. Ancak karşısındaki adam beyaz gömleğine bulaşmış kanlarla, terden ıslanmış saçlarıyla ve ifadesiz suratıyla oldukça sakin görünüyordu. "Taehyung?"
Kolundan hızla çekip içeri soktu Jimin'i. Kapıyı kapatmadan önce dışarıya göz atmıştı. Jimin yalnız gelmiş olmalıydı. Şaşkın bir yüzle kendisine bakan siyah saçlıyı görmezden gelip üst kata yönlendirdi adımlarını. Jimin de onun peşinden ilerlemişti. Yatak odasına girdiklerinde Taehyung üstündeki gömleği çıkarmaya başladı. Kısa boylu onun önüne geçip üstsüz bedenine dokundu usulca.
"Taehyung? Neler oluyor?" Geldiğinden beri ilk defa göz göze geldiler o an. Taehyung onun ellerini gevşekçe tutup indirdi.
"Bir şey yok. Duşa gireceğim." Jimin bu sefer ellerini onun ensesinde birleştirdi. Asla anlamamıştı Taehyung'un ruh halini.
"Sevgilim? İyi misin sen?" Taehyung onun yanaklarını kavrayıp dudaklarına minik bir öpücük kondurdu.
"İyiyim aşkım. Duş alayım, terliyim. İzin ver birazcık, olur mu?" Jimin başını iki yana sallayarak reddetmişti onu.
"Taehyung, mesajlarında ciddi miydin?" Yüzünde alaycı bir gülümseme belirdi uzun boylunun.
"Sence?" dedi elindeki kanlı gömleği kaldırarak. "Duştan çıktığımda bodruma ineriz." Jimin'in yanından geçip banyoya girdi.
"Nasıl bu kadar sakinsin?" diye sormasına engel olamadı Jimin. Sorusuyla Taehyung'un adımları duraksamıştı.
"Ne demek o?" Sevgilisi onun duraksamasından yararlanıp yeniden önünde dikildi.
"Sen farkında mısın nasıl davrandığının? Birini öldürdüm diyorsun Taehyung ama bir seri katil soğukkanlılığı var üstünde. Ne bu tavrın?" Taehyung onun bedenini kendine çekmiş, sıkıca sarmıştı başını omzuna yaslayan çocuğu.
"Chim, duş almak istiyorum. Bunu sonra konuşsak? Hem duş aldın mı sen bugün?" dedi biraz geri çekilerek onun yüzüne bakarken. Jimin başını iki yana sallamıştı. "Gel benimle o zaman. Birlikte duş alalım."
Jimin'in üstündekileri de kendi kıyafetleriyle birlikte kirli sepetine atmıştı sakin bir şekilde. Evinde Jimin'in kıyafetlerinden bolca vardı zaten. Onu elinden tutup duşun içine çekti. Dudaklarına yapışan beden Jimin'i normalde olsa rahatlatırdı. Ancak şimdi tedirginliğine engel olamıyordu. Tereddüdü öpüşüne yansırken Taehyung sert bir şekilde kesti öpüşmelerini. Sorgulayan bakışlarla onu izliyordu. Saçları duştan akan su yüzünden alnına yapışmıştı. Jimin doğrudan suyun altında durmadığı için henüz saçları kuruydu.
"Neler olduğunu bilmediğim için tedirginim." dedi Jimin kısa bir açıklamada bulunarak. Ancak bu Taehyung'u tatmin etmiş gibi durmuyordu. Elini onun yanağına yerleştirdi ve konuşmaya devam etti. "Fazla sakinsin Taehyung. Bana bodrumda bir ceset olduğunu söyledin ve buraya nasıl geldiğimi bile bilmiyorum. Mahvolmuşsundur, paniklemişsindir, korkuyorsundur diye düşünüyordum ama sen böylesin. Sakinsin ve sakin olman ilk defa beni yatıştırmıyor. Taehyung beni öpmen ilk defa beni sakinleştiremedi, anlatabiliyor muyum?"
"Özür dilerim." diye fısıldamıştı Taehyung başını öne eğerken. Kafası Jimin'in omzuna düştü o an. Hıçkırıklarını duyan Jimin hızla kollarını ona sardı.
"TaeTae, ağlama. Ben özür dilerim sevgilim. Sert konuştum. Öyle demek istemedim, sadece endişeliydim. Bana bak." Küçük elleri Taehyung'un yanaklarını kavradı. Parmaklarını onun keskin çene çizgisinde gezdiriyordu. Dudaklarını Taehyung'un dudaklarına yaslamıştı birdenbire.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Temptation ~ Vmin
FanfictionGecenin bir yarısı kendisine bir paket getiren davetsiz misafire kapıyı açmamıştı ama kalbini açacağından bihaberdi. --- +8214***: Bana yardım etmelisin. KimT: Çünkü? +8214***: Çünkü seni seviyorum. Vmin texting (23.12.2020-29.10.2021)