İyi okumalar...
"Bay Shin, bir dakikanızı rica edebilir miyim? Hemen döneceğim, siz toplantıya devam edin lütfen." Sandalyesinden kalkıp stüdyo dairenin kapısına yönlendirdi adımlarını. Kamera kapıya dönük olmadığından sadece mikrofonu kapatmakla yetinmişti. Ancak kapıyı açıp da üzerine atlayan kişiyi tutmak zorunda kalınca kamera açısına girmemek için kendini sıkması gerekti.
"Aşkım!" diye haykırdı taşıdığı beden. Taehyung ellerini onun belinden poposunun altına getirmişti düşmesin diye. Jimin'i kucağından indirmeden kapının yakınındaki koltuğa oturdu.
"Sevgilim, bu ne güzel sürpriz böyle. Hoş geldin." Toplantı hala aklındaydı ancak birkaç dakika orada olmasa kimsenin merak edeceğini sanmıyordu. Toplantının konusu kendisinden geçeli on dakika olmuştu zaten. Taehyung'un hakkında yazmadığı bir alandan konuşuluyordu kapı çaldığında.
"Meşgulsündür diye korka korka geldim ama içim rahatladı böyle karşılanınca bak. Hoş buldum hayatım. Nasılsın?" Taehyung konuşmak için dudaklarını araladı ancak Jimin öne uzanıp onu öpmüştü aniden. Sevgilisine karşılık verdi memnuniyetle. Öpüşmeleri sonlanınca alınlarını birbirine yaslamışlardı. "Kendimi tutamadım."
"Tutma zaten bebeğim. İyiyim, seni çok özledim. Sen nasılsın? Nasıl oldu da şeytan patronun gelmene izin verdi?" Jimin ellerini onun yanaklarına koydu başını hafifçe uzaklaştırıp.
"Şeytan patronum yalvarmalarıma kıyamadı." Taehyung tek kaşını kaldırınca omuzlarını düşürdü. "Of, tamam. Yoongi'yi birazcık tehdit etmiş olabilirim, Jungkook'u buraya göndermekle. Çünkü sen Jungkook'u arasaydın mutlaka buraya gelirdi ve ben senden bunu istesem bana hayır demezdin. Yoongi de onu göndermemek için beni gönderdi." Bir kahkahayla yanıt almıştı söylediklerine.
"Yani ne diyebilirim ki sana? Yine bir Park Jimin hareketinde bulunmuşsun aşkım. Şaşırmadım." Jimin de güldü onun gibi. Ardından daha yeni aklına gelmiş olmalı ki kapıyı işaret etti.
"Bavulum dışarıda kaldı ya, çalmasalar bari." Taehyung onu kucağından indirip birkaç adım ötedeki kapıya ilerledi. Dışarıdaki sarı bavulu içeri aldıktan sonra kapıyı yeniden kapatmıştı. "Ee bay Kim iş seyahati Taehyung, yemek yedin mi? Yoksa beni makarna yemeye mi götürecekmişsin? İnanamıyorum, sevgilim beni şımartıyor mu ne?"
"Öncelikle, çok tatlısın ve seni seviyorum. Her zaman şımartmaya hazırım. Ama yemek için yarım saat kadar beklememiz gerekecek hayatım, özür dilerim." Jimin kaşlarını kaldırdı bu cümleyle.
"Neden ki? Hazırlanmak için mi?" Taehyung başını iki yana sallayarak reddetti onu.
"İşim var biraz. O yüzden yarım saat sonra ancak hazırlanmaya başlayabilirim. İstersen sen bir duşa falan gir, yorgunluğunu alır." Yeniden bilgisayarın başına oturduğunda Jimin tarafından takip edilmeyi beklemiyordu. Kamera açısına giren kumral sevgilisi yanağına sesli ve uzun bir öpücük bırakmıştı. "Jimin." diye mırıldandı Taehyung.
"Efendim hayatım?" Taehyung'un kaşlarını oynatarak ne anlatmaya çalıştığını çözememişti ama ne ile uğraştığını merak ettiği için bilgisayar ekranına çevirdi bakışlarını. Sevgilisinin daha önce bahsettiği birkaç iş arkadaşını ve patronunu gördüğünde yutkundu. Bu insanlar şu an açmamıştı ekranlarını, bu da az önce Jimin'in Taehyung'u öpüşünü gayet net izledikleri anlamına geliyordu. "Ah, şey üzgünüm. Ben toplantıda olduğunuzu bilmiyordum. Özür dilerim, kusura bakmayın." Birkaç kez eğilerek kadrajdan çıkardı bedenini.
"Jimin?" Banyo kapısına doğru geri geri yürüyen çocuk duraksadı adının seslenilmesiyle. Üstelik hiç de kısık değildi Taehyung'un sesi. "Ne yapıyorsun hayatım?"
"Taehyung, duyacaklar şimdi. Niye sesli konuşuyorsun ya? Profesyonellik denen bir şey var be adam." Fısıldayarak isyan edişi Taehyung'u güldürdü. İşaret parmağını kameraya doğru kaldırıp sandalyesinden ayaklandı.
"Bebeğim, beni duyamazlar. Seni de duymadılar. Mikrofon kapalıyken özür diledin Jimin, hem de yüzünü gizleyerek. Tek kelime anlamadıklarına eminim." Avcunu alnına oldukça sert bir şekilde vurmuştu diğeri.
"Ben salağım ya, gerçekten salağım. Gelip toplantının ortasında seni öpüyorum, yetmiyor mikrofon kapalıyken konuşuyorum. Kimbilir ne söyledim sandılar ya." Taehyung onu belinden kendisine yapıştırdı.
"Güzelim, sevgilim, nereden bilebilirdin toplantıda olduğumu? Söylemediğim için salak olan benim. Ayrıca sorun değil, işyerinde beni tanıyan herkes evleneceğimizi biliyor zaten. Yadırgadıklarını sanmıyorum. Birkaç kez toplantı başında nasıl olduğumu sorduklarında seni özlediğimi söylemişliğim var, çok uzak kaldığımız için böyle bir sevgi gösterisini normal karşılayacaklardır." Son cümlesini gülerek söylediğinde koluna bir tokat yemişti.
"Dalga geçmesene ya! Ne yapayım, çok özledim seni." Taehyung'un burnu yanağına yaslandı. Uzun boylunun fısıltısı boğuktu.
"Özlem giderebiliriz istersen bebek. Dışarı çıkmak yerine buraya mı söylesek yemeği? Hm?" Omuzlarından hafifçe itildi.
"Git önce toplantını bitir Taehyung. Ben duşa giriyorum, çıktığımda bakarız ne yapacağımıza." Banyo kapısı suratına kapatılmadan önce Jimin'in arkasından seslenmişti uzun boylu.
"Sikerim toplantıyı. Ben de geleyim mi duşa? Jimin? Aşkım?"
Temptation'da finale yaklaştıkça yazasım gelmiyor arkadaşlar ama çok az kaldı...
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Temptation ~ Vmin
Hayran KurguGecenin bir yarısı kendisine bir paket getiren davetsiz misafire kapıyı açmamıştı ama kalbini açacağından bihaberdi. --- +8214***: Bana yardım etmelisin. KimT: Çünkü? +8214***: Çünkü seni seviyorum. Vmin texting (23.12.2020-29.10.2021)