17. Beni Sevmiyorsun

473 63 25
                                    

İyi okumalar...


"Bak, senin yüzünden yine kendimi kesersem mahvederim seni." Taehyung onun belindeki ellerini çekti hemen. Geriye doğru bir adım atıp surat asmıştı.

"Ama geldin ve direk yemek hazırlamaya giriştin. İnsan bir der ki sevgilim nasılsın, iyi misin, beni özledin mi, ben seni özledim." Çocuksu bir ses tonuyla kurduğu cümleler Jimin'in elindeki şef bıçağını tezgaha bırakarak arkasını dönmesine sebep olmuştu.

"Sevgili miyiz biz?" Taehyung dikkatin kendisine dönmesinden hoşnut bir şekilde ellerini yeniden onun beline yerleştirdi.

"Değil miyiz?" Jimin göz devirip sesli bir nefes vermişti.

"Öyle bir şey söylediğimi hatırlamıyorum Taehyung. Sadece sen söylüyorsun bunu."

"Ama hayır demedin?" Taehyung onu ikna edebilmek için köpek bakışları atmış, başını onun kısa boyu nedeniyle bir miktar öne eğmek zorunda kalmıştı.

"Evet de demediğimi biliyorsun. Sana bildiğin Jimin halimle yaklaşamam çünkü artık o kişi değilim. Bunu sana defalarca kez söyledim. Beni üzüyorsun artık."

"Özür dilerim." diye fısıldadı Taehyung. Bu sefer Jimin bir şey söylemeden ellerini ondan uzaklaştırıp adımlarını salona yöneltmişti. Jimin onun düşük omuzlarını izledi o koltuğa oturana dek. Ardından yemek yapmaya devam etti.

Yemeklerini yedikten sonra salondaki koltuğa geçmişlerdi. Jimin elindeki şarabı yemek masasından salondaki koltuğa taşırken Taehyung tercihini hiçbir şey içmemekten yana kullanıyordu. İyi bir içici değildi, üstelik şimdi morali de bozukken içip Jimin'in başına bela olmak istemiyordu.

"Hey, bir yudum istemez misin?"

Jimin'in teklifine başını iki yana sallayarak yanıt verdi. Televizyondaki filme odaklanmaya çalışıyordu ancak yanındaki çakırkeyif beden filmi seçen kişi olmasına rağmen filmle hiç ilgilenmiyordu bile. Elini Taehyung'un bacağına yerleştirdi. Taehyung bunun devamında biraz öpüşeceklerini, biraz birbirlerine dokunacaklarını ve kollarının arasına giren Jimin'le sarmaş dolaş uyuyarak geceyi sonlandıracağını biliyordu. Ancak bunun olduğu birçok seferin aksine bu sefer istemiyordu. Artık Jimin'in ona içgüdüsel olarak dokunması kalbini acıtıyordu. İstediği şey onun şimdiki halinin kendisini sevmesiydi, küçüklüğündeki Jimin'den bir parça taşısa da söylediği gibi 20 yılda bambaşka birine dönüşmüştü. Onun elini tutup bacağından uzaklaştırdığında Jimin'in bakışlarını yüzünde hissetti ancak gözlerini ekrandan ayırmadı.

"Ne oldu?" Jimin'in sorusu sessizdi, filmin sesini bastırmamıştı ancak yine de duyulabilirdi.

"Bir şey yok. Film izliyoruz." Jimin ona biraz daha yaklaşıp kulağına eğildi.

"Evet ve tüm film izlemelerimizin nasıl sonuçlandığını artık biliyoruz, değil mi?"

"Filmi izleyecek misin?" Jimin onun kulağına bir öpücük kondurduğunda sesli bir nefes verdi.

"Seni izlemeyi tercih ederim." Nemli dudaklarını kulağına yaslayarak fısıldaması son nokta olmuştu. Taehyung ani bir şekilde başını ona çevirdi.

"Bu filmi sen seçtin! İzle artık şu siktiğimin filmini!" Bağırışıyla Jimin'in elindeki kadeh biraz sarsılmış ancak kırmızı sıvı neyse ki beyaz halıyla buluşmamıştı.

"Taehyung, ne oluyor amına koyayım? Neyin var senin bu akşam?" Sesinin yüksekliğini dengeleyememişti o da. Ancak Taehyung da sesini kısacak gibi durmuyordu.

"Bana yaklaşma Jimin! Madem kalbin benden bu kadar uzak, o ellerin de uzak dursun artık!"

"Kalbimin uzak olduğunu kim söylemiş?" Taehyung'un büyük gözleri kocaman açıldı bu cümleyle. Ayağa kalkarken yüzünü sertçe ovmuştu.

"Sen söyledin, milyonlarca kez üstelik! Sana bildiğin Jimin olarak yaklaşamam, beni sevmen adil hissettirmiyor, biz sevgili değiliz! Bana bunları söylüyorsan kalbin bir milim bile yakın değil demektir, yalan mı?" Jimin de onun gibi ayaklanıp karşısına geçti. Boştaki elini sertçe saçlarından geçirdiğinde Taehyung'un bakışları yüzünden ayrılmıyordu.

"Sana bildiğin Jimin olarak yaklaşamam çünkü değiştim! Beni sevmen adil hissettirmiyor çünkü sandığının aksine senin masum Jimin'in değil rezalet herifin tekiyim! Ve biz sevgili değiliz çünkü sevgili olursak seni koruyamam!" Taehyung'un kaşları çatıldı. Jimin'in son söylediğine takılırken kendini tutamayıp yeniden bağırmıştı.

"Beni neden koruyamazsın? Jimin, beni neden koruman gereksin ki?"

"Sevgili olursak şimdikinden daha çok birlikte olacağız, hakkımda çok daha fazla şey bileceksin, bu da seni tehlikeye atacak. Taehyung ben bu riski alamam. Seni kaybedemem." Taehyung alayla güldü bu cümlelere. Jimin onun alaycı yüz ifadesine şaşırmıştı.

"Beni sevmiyorsun bile. Neden kaybetmekten korkasın? Sadece çocukluğundan hatırlamadığın bir anı değil miyim ne de olsa? Ölsem bile birkaç güne unutursun."

"Taehyung saçmalıyorsun şu an. Ben eve gidiyorum. İyi geceler sana." Taehyung o arkasını bile dönemeden konuşmuştu. Daha doğrusu bağırmıştı, bir kez daha.

"Saçmalıyor muyum? Jimin sana ne zaman bir adım atsam bin adım öteye ittin beni! Aramızdaki şey tamamen öpüşmek ve elleşmekten ibaret, farkında mısın? Birbirimizi seviyormuş gibi davranıyoruz ama bunu gerçekten hisseden sadece benim! Senin için bir zevk aletinden ne farkım var?"

"Seviyorum aptal!" diye bağırdı Jimin kendine engel olamayarak. Elinden bırakmadığı şarap kadehi titriyordu. "Seni seviyorum, çok seviyorum hatta aşığım sana! Ama sen bir geri zekalı olduğun için bunu ben söylemediğim sürece anlamayacaksın değil mi? Taehyung kör müsün, seni sözlerimle sürekli itip neden neredeyse her gece kollarında uyuyorum sence? Taehyung hadi bunu anlamadın, seni nasıl öptüğümün de mi farkında değilsin? Nasıl bu kadar kör olabilirsin? Odanda kanlı bir bıçak var ve bana ait, belalı herifin tekiyim, hala anlamıyor musun seni sevmemin seni sadece incitebileceğini?"

"Anlamıyorum!" Taehyung diğer bağırışlarından daha yüksek ve keskin bir bağırışla susturmuştu onu. Jimin'in yerinde zıplamasına ve elindeki kadehten birkaç damlanın yere düşmesine sebep oldu bu bağırış. "Anlamayacağım. Beni sevdiğini söyledin ve ben de seni seviyorum. Bu yüzden bundan sonra söylediğin hiçbir itiraz cümlesini anlamayacağım Park Jimin."

Jimin'in bir şey söylemesine izin vermeden büyük bir adımla ona ulaşmış, dudaklarını onun dudaklarına yaslamıştı. Jimin ona karşılık verirken hala kadehini tutuyordu ancak Taehyung onu kalçalarından tutup kucağına aldığında dolu kadeh yerle buluştu. Beyaz halı kırmızıya bulanmış, Taehyung kucağındaki bedenle merdivenlerden çıkmaya başlamıştı.


Kavuştular, teşekkürler...

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.

Temptation ~ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin