İyi okumalar...
"Hassiktir!" İçeriden gelen küfrü duyduğunda çalışma odasından fırladı Taehyung.
"Jimin, ne oldu bebeğim?" Jimin yerde oturmuş, saçlarını çekiştiriyordu. Sinirli gözlerini Taehyung'a çevirdi.
"Ne olmuş gibi duruyor Taehyung? Düştüm, görmüyor musun?" Taehyung onu kollarının altından tutup kaldırırken kaşlarını çattı.
"Nasıl düştün ki? İyi misin?" Jimin avcunu poposuna sürterken homurdandı.
"Bu gerizekalı merdivenin son basamağı ne zamandan beri bu kadar geniş? İnsan basıyor buraya, yapamamışlar mı diğerlerinin aynısından?" Taehyung da elini onun elinin yanına yerleştirip bulunduğu yeri okşamaya başladı usulca.
"Aşkım, bu basamak hep böyleydi. Ama sen hiç takılmamıştın. Birdenbire nasıl oldu?"
"Elini popomdan çek sapık." Onun elini itip konuşmaya devam etti. "Koşuyordum, o yüzden oldu. Ben çıkıyorum Taehyung. İşlerim var." Taehyung onun koluna uzandı.
"Bugün boş günün değil miydi senin? Ne işin var?" Jimin kolunu ondan kurtarıp kabanını üzerine geçirdi.
"Bir şeyler dönüyor, gidip öğrenmem lazım." Ancak sevgilisi o kapıyı açamadan önüne dikilivermişti.
"O zaman ben de geliyorum." Jimin'in kaşları şaşkınlıkla havalandı. Yanlış duymuş olmalıydı.
"Huh? Ne dedin?" Omuz silkerken kabanını alıp giydi Taehyung.
"Ben de geliyorum dedim. Her ne oluyorsa birlikte öğrenelim."
"Asla olmaz Taehyung. Seni çalıştığım ortama sokamam." Jimin'in elindeki araba anahtarını kaptı hızla.
"Ben de arabada beklerim o halde. İşin bittiğinde de yemeğe gideriz."
Jimin onun peşinden koşarken ev kapısını arkasından çekmeyi ihmal etmemişti. Taehyung arabayı çalıştırdığında ön koltuğa resmen atladı.
"Hayır, neden ısrar ediyorsun ki? Patron seni görecek falan. Sorun çıksın istemiyorum Tae. Cidden bir problem var çünkü." Taehyung yoldaki bakışlarını bir anlığına ona çevirdi. Endişeli görünüyordu siyah saçlı.
"Ne oldu ki? Neden bu kadar gerginsin sen?"
"Patron Hyunbin'i çağırmış ama onun da boş günü. Bir de bana haber vermemesini söylemiş. Normalde Hyunbin'den ben orada olmadan bir şey istemez bile." Taehyung sağ elini ona uzattı tutmasını beklerken. Jimin uzun parmakları usulca kavramış, sesli bir nefes bırakmıştı.
Jimin'in yol tarifiyle ofis binasının arka kapısına yaklaştılar. Taehyung arabayı durdurup sevgilisine döndürdü bedenini. Hala gergin görünüyordu. Jimin'in öne bakan gözleri birden irileştiğinde Taehyung da oraya baktı. Hyunbin kolundan tutularak arabaya bindiriliyordu. Direnmeye çalışmıştı ancak yanındaki adamlardan birinin onun başına silahın kabzasını geçirdiğini gördü Jimin. Baygın arkadaşı daha önce görmediği bir arabanın arka koltuğuna yerleştirilirken Taehyung'a bakmadan konuştu.
"Taehyung, in arabadan ve eve git." Taehyung silahlı adamları izleyen gözlerini ona çevirdi.
"Ne?" Jimin onu omzundan itekledi kapıya doğru.
"Arabadan in ve bir taksiye atlayıp eve dön Taehyung. Sakın ben gelmeden de evden çıkayım deme." Taehyung sinirli bir şekilde güldü Jimin'in söylediğine.
"Takip edeceğini söyleme bana." dedi dişlerinin arasından. Homurdanır bir ses tonuyla söylemişti çünkü Jimin'in silahlı adamları takip etmesini açıkçası hiç istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Temptation ~ Vmin
FanfictionGecenin bir yarısı kendisine bir paket getiren davetsiz misafire kapıyı açmamıştı ama kalbini açacağından bihaberdi. --- +8214***: Bana yardım etmelisin. KimT: Çünkü? +8214***: Çünkü seni seviyorum. Vmin texting (23.12.2020-29.10.2021)